"Siz eğer sözü yasaklarsanız silahlar konuşur. Eğer silahların konuşmasını istemiyorsa bir devlet, o zaman konuşma hakkını engellemez... Bizim söylediğimiz her şey gerçekleşti... Bizim sözümüzü dinlesinler. İnsan hakları savunucuları olarak bizim hiçbir çıkarımız yok. Biz sadece bedel ödüyoruz ve bunları söylüyoruz. Söylemeye devam edeceğiz."
İfade vermeye gittiği İstanbul Adliyesi'nde tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edilen insan hakları savunucusu ve eski Özgür Gündem Eş Genel Yayın Yönetmeni Eren Keskin adli kontrol ile serbest bırakılmasının ardından böyle konuştu.
— Beyza Kural (@b__yaz) 25 Ağustos 2016
Eren Keskin’i Adliye önünde bekleyenler "Eren Keskin onurumuzdur"sloganıyla karşıladı.
"Hiçbir yazım gerekçe gösterilmedi"
Eren Keskin, burada yaptığı açıklamada şöyle dedi:
"Ne yazık ki bu çağda bile insanlar düşünceleri nedeniyle yargılanıyorlar ve tutuklanıyorlar. Ben de bugün Özgür Gündem Gazetesi ile dayanışma amaçlı, basın özgürlüğünü savunduğum için bir dönem genel yayın yönetmenliğinde bulunmam nedeniyle ifade verdim.
"Daha önce evim basıldı. Bu baskında maskeli, silahlı polisler evime girip arama yaptılar, o günden beri benim annem hasta.
"Biz insan hakları savunucuları olarak her zaman şunu söylüyoruz; Siz eğer sözü yasaklarsanız silahlar konuşur. Eğer silahların konuşmasını istemiyorsa bir devlet, o zaman konuşma hakkını engellemez.
"Ama hala konuşma hakkı engelleniyor bu coğrafyada. İnsanların konuşarak çözüm bulmaları engelleniyor. Bu da maalesef derin devletin, gerçek devletin işine geliyor.
"Hiçbir yazım gerekçe gösterilmedi. Sadece bir dönem genel yayın yönetmeni olmam gerekçe gösterildi. Savcı beni 302’den, müebbet hapis cezasıyla yargılamak üzere hakimliğe sevketti.
"Aslında hakimliğe sevkedildiğimde hiçbir umudum yoktu, iyi anlatmaya çalıştık. Demek ki hala umut varmış. Demek ki hukuk mücadelesi, insan hakları mücadelesinin bir önemi varmış hala, bunu öğrendik.
"Girmeden önce Aslı’nın yanına giderim diye düşüyordum. Bugün ‘Ölü kedimi çok özledim’ sözü beni çok etkilemişti, onu teskin ederim diye düşünüyordum.
"İnşallah o da Zana da, İnan da diğer bütün bölgede Kürdistan’da tutuklu olan bütün arkadaşlarımız da, düşünceleri nedeniyle tutuklu olan herkes dilerim bir an önce serbest kalırlar ve sözün önemini anlamaya başlar bu devlet.
"Birçok şey çünkü yalan, her şey yalan. Bizim söylediğimiz her şey gerçekleşti. Fetullahçı örgütün bölgede Kürt hareketine karşı örgütlendiğini söylerken bizi dinlemiyorlardı ama şimdi darbeyle karşılaştılar.
"O nedenle bizim sözümüzü dinlesinler. Biz çünkü bedel alıyoruz. İnsan hakları savunucuları olarak bizim hiçbir çıkarımız yok. Biz sadece bedel ödüyoruz ve bunları söylüyoruz. Söylemeye devam edeceğiz.
"Çok mutluyum. Sınırlı bile olsa, hiçbirimiz tam özgür değiliz ama gerçekten özgür olmak güzel. Herkese çok teşekkür ediyorum. Ömrümün en mutlu basın açıklaması." (BK)