Fotoğraf: Murat Çetinmühürdar / AA
Haberin İngilizcesi için tıklayın
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Beştepe'deki Cumhurbaşkanlığı'nda düzenlenen "Değerlendirme toplantısı" sonrası açıklamalarda bulundu.
104 emekli amiralin paylaştığı bildiri üzerine konuşan Erdoğan, "Bir gece yarısı gerçekleştirilen bu eylem kesinlikle art niyetli bir girişimdir. Emekli amirallerin vazifesi 104 tanesi bir araya gelerek siyasi bir tartışma konusunda darbe imaları içeren bildiriler yayınlamak değildir. Emekli amiral sıfatıyla da olsa böyle bir girişim, kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri'ne yönelik bir bühtandır" dedi.
Erdoğan özetle şunları söyledi:
“Art niyetli”
"Her şeyden önce bir gece yarısı gerçekleştirilen bu eylem, hem üslubu hem yöntemi hem de yol açacağı açıkça belli olan tartışmaları itibarıyla kesinlikle art niyetli bir girişimdir.
"Emekli amirallerin vazifesi, 104 tanesi bir araya gelerek siyasi bir tartışma konusunda darbe imaları içeren bildiriler yayınlamak değildir. Aynı şekilde hiçbir emekli kamu görevlisinin de topluca böyle bir yola tevessül etme hakkı yoktur.
“İfade özgürlüğü değil”
“Buradaki isimlerin bir kısmı aynı görüşleri, çeşitli medya mecralarında ve siyasi zeminlerde uzun süredir dile getiriyor. Hiçbir isme, medyadaki ve siyasi alandaki siyasi açıklamaları sebebiyle herhangi bir soruşturma açılmış veya benzeri işlem yapılmış değildir.
“Ancak geçmişi darbeler ve bildirilerle dolu bir ülkede, bir gece yarısı 104 emekli amiralin böyle bir girişimde bulunması asla kabul edilemez.
“Bunun adına ifade özgürlüğü diyemeyiz. İfade özgürlüğü, 'aksi halde' diyerek başlayan ve ülkenin seçilmiş yönetimini darbeyle tehdit eden cümleleri kapsamaz. Emekli amiral sıfatıyla da olsa böyle bir girişim, kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri'ne yönelik bir bühtandır.
“Bazıları küçümsüyor”
“Bazılarının yapılan işi 'bunda büyütülecek ne var' diyerek küçümseme yoluna gittiklerini görüyoruz.
“Türkiye'de demokrasiye yönelik her saldırı, bu tarz bildirilerinin ardından geldi. 27 Mayıs'ta Menderes'e böyle yapmışlardır. 12 Mart yönetimi, yine bir bildiriyle müdahale etmiştir. 12 Eylül'den önceki hükümetleri aynı şekilde tehditle sindirmeye çalışmışlardır. 28 Şubat'ta ülkenin meşru yönetimine bu pervasızlıkla saldırmışlardır.
“Kendi hükümetlerimiz döneminde ise bu tür girişimlere karşı en ağır tepkiyi koyduğumuz için gerisini getiremediler.
“Milli iradeye yönelik açık tehditler karşısında derhal ve en etkin şekilde tavır alınmadığı takdirde işin sonunun nereye varabileceğini milletimiz yakın tarihten çok iyi biliyor. İşte bu sebeple yayınlanan bildiriyi özellikle dikkate alıp gereken her tedbiri uygulama kararlılığımızı ortaya koyuyoruz.
“Sözleşmeye bağlılıyız”
“Emekli amirallerin yaptığı açıklamada iki temel iddia ortaya kondu. Bunlardan birincisi Montrö Anlaşması'nın tartışmaya açılması, ikincisi ise basında ve sosyal medyada yer alan bazı görüntüler.
“Hiç şüphesiz boğazların kontrolünü uluslararası bir komisyon yerine, pek çok sınırlamayla da olsa Türkiye'ye bırakan bu sözleşme, dönemin şartlarında önemli bir kazanımdır.
“İmzalandığı tarihten bugüne kadar, boğazlarda bu sözleşmeye uygun olmayan pek çok tartışmalı hususla karşılaşıldı. Boğazlardaki gemi trafiğinin yer yer seyir güvenliğini tehdit edecek veya ciddi vakit kayıplarına yol açacak düzeye ulaşmış olması da meselenin ayrı bir boyutu.
“Her şeye rağmen Montrö'nün ülkemize sağladığı kazanımları önemli görüyor ve daha iyisi için imkan bulana kadar bu sözleşmeye bağlılığımızı sürdürüyoruz.
TIKLAYIN - Montrö Anlaşması nedir, neden gündeme geldi?
“Atatürk ve Cumhuriyet düşmanları”
“Kanal İstanbul ile Montrö arasında kurulan bağ temelden yanlış. Türkiye, Kanal İstanbul sayesinde İstanbul Boğazı'ndaki ağır deniz trafiği yükünü hafifletirken, Montrö'deki sınırlamaların dışında tamamen kendi egemenliğinde bir alternatife de kavuşmuş olacaktır. Bu, bizim egemenlik mücadelemizdir. Peki, biz şu anda İstanbul Boğazı'nda egemen miyiz? Maalesef..."
"Bir başka ifadeyle Kanal İstanbul, Boğaz'daki egemenlik haklarımızı güçlendirecek bir projedir. Atatürkçülük ve Cumhuriyetçilik adına Türkiye'nin milli egemenlik haklarını tahkim edecek böyle bir projeye karşı çıkanlar en büyük Atatürk ve Cumhuriyet düşmanıdır.
“İhtiyaç olursa her sözleşmeyi gözden geçiririz”
“Montrö Sözleşmesi'nden çıkma ile ilgili halihazırda ne bir çalışmamız ne de böyle bir niyetimiz vardır.
“Ancak gelecekte bu ihtiyaç ortaya çıkarsa ülkemizi daha iyisine kavuşturmak üzere her sözleşmeyi gözden geçirmekten de çekinmeyiz.
“Bizim de yanlış bulduğumuz görüntü…”
"Türk Silahlı Kuvvetlerinin disiplin anlayışıyla bağdaşmayacak fotoğraf veren askere olumlu bakmadık, bakmayız. Bunun münferit bir hadise olduğu açıkça bellidir.
“Söz konusu görüntünün yayınlandığı gün, Türk Silahlı Kuvvetleri kendi içinde çok yönlü bir idari soruşturma başlattı.
"Bizim de yanlış bulduğumuz bu görüntünün, ülkenin ve milletin topyekun huzursuzluğuna yol açacak bir bildirinin bahanesi olarak kullanılmasını ise kesinlikle art niyetli görüyoruz.
“İşin merkezinde ana muhalefet var”
“Şu anda bu 104 kişinin içerisinde bizzat CHP'nin üyesi olan, kendisi, karısı, yeğeni, oğlu, şusu busu olanlar var. Siz, bunları da yakın zamanda yazılı ve görsel medyada göreceksiniz.
“Bu işin merkezinde aslında ana muhalefet partisinin ta kendisi var.” (EKN)