* Fotoğraf: Erçin Top - AA
Haberin İngilizcesi için tıklayın
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Kongre Merkezi'nde düzenlen AKP Ankara İl Danışma Meclisi Toplantısında konuştu.
28 Şubat’ta 34 askerin İdlib'de uğradıkları saldırı sonucu öldürülmesinin ardından rejim güçlerinin tamamını hedef alacak şekilde kapsamlı bir harekât başlatıldığını söyleyen Erdoğan, “Bizim acı yaşanmaması konusundaki hassasiyetimizi zafiyet veya çekingenlik olarak görenlere gerçek gücümüzü göstermeye daha yeni başlıyoruz" diye konuştu.
"Türkiye'nin belirlediği sınırların dışına çıkmazlarsa bir süre sonra omuzlarının üzerinde o başlar da kalmayacak” dedi.
Erdoğan'ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:
İdlib meselesi: “Yanlış anlaşıldığımızı gördük”
“İdlib'deki operasyonlarımızı meselenin sağduyulu ve sulh yoluyla çözülmesini arz ettiğimiz için sınırlı şekilde sürdürüyorduk. Bu amaçla diplomasi kanallarını son ana kadar etkin bir biçimde işletmek için çalıştık, çabaladık. Meselenin ülkemiz açısından taşıdığı önemi, bu uğurda neleri göze aldığımızı muhataplarımızı tekrar tekrar ifade ettik.
“Ancak yanlış anlaşıldığımızı gördük. Bunun üzerine operasyonlarımızı 34 askerimizi şehit verdiğimiz 27 Şubat tarihi itibariyle rejimin tüm unsurlarını hedef alacak şekilde kapsamlı hale getirdik. Bu operasyona da Bahar Kalkanı Harekâtı adını verdik.
TIKLAYIN - İdlib'de Son İki Gün
“Gerektiğinde baş veren ama baş eğmeyen büyük bir devlet”
“Gözünü ülkemizin topraklarına dikmiş zalim bir rejim tarafından kuşatılmasına milyonlarca sığınmacının yükünü kalıcı bir şekilde üzerimize yıkılmasına izin vermemekte bundan böyle kararlıyız. Daha İdlib şehitlerimizin cenazelerini kaldırmadan rejime tarihinin en ağır kayıplarını verdirerek bismillah dedik.
“Bizim acı yaşanmaması konusundaki hassasiyetimizi zafiyet veya çekingenlik olarak görenlere gerçek gücümüzü göstermeye daha yeni başlıyoruz. Rejimin verdiği insan ve araç-gerek kayıpları sadece bir başlangıçtır. Ülkemizi etrafta çokça var olan adı var kendi yok devletçiklerden sanıldığı anlaşılıyor. Biz bu gafillere gerektiğinde baş veren ama baş eğmeyen büyük bir devlet olduğunu gösteriyoruz.
“İşlerin bu noktaya gelmesinden dolayı gerçekten üzüntülüyüz. Bunun müsebbibi arkalarına aldıkları güçlerin gölgesini kendi cüsseleri sanarak bize meydan okuyanlardır.
“Omuzlarının üzerinde o başlar da kalmayacak”
“Askerlerimizin hayatına kast edenleri yerle yeksan etmek boynumuzun borcudur. Yaşananlardan ibret almayanların bizi hâlâ gözlem noktalarımıza saldırmakla tehdit etmeleri akıllarının başlarına gelmediğine işaret ediyor. Şayet bir an önce Türkiye'nin belirlediği sınırların dışına çıkmazlarsa bir süre sonra omuzlarının üzerinde o başlar da kalmayacak.
“Buradan özellikle Rusya'ya ve İran'a bir kez daha sesleniyorum. Suriye’de bizim sizinle herhangi bir derdimiz yok. Türkiye'nin Suriye'deki mücadelesi ne toprak kazanma ne stratejik veya mezhebi üst ezilme gayretidir.
“Biz Suriye'de hem bu ülkeden kaçarak ülkemize yönelen milyonlarca kişinin yol açtığı insani krizi çözme, hem de topraklarımızın güvenliğini sağlama mücadelesi yürütüyoruz. Her iki mesele de bizim için hayati öneme haizdir.
Mülteci meselesi: “O iş bitti”
"Batı'nın sadece göçmen korkusuyla söyledikleri süslü sözler gerçek hayatta somut karşılık bulmuyor. Bize kapıları açmayın diyor. Aylar önce eğer bizimle yük paylaşımına girmezseniz bu kapıları açarız dedim. Ama bunlar sandılar ki biz latife yapıyoruz. Şimdi kapılar açılınca telefon üzerine telefon gelmeye başladı. Kapıları kapatın diyorlar, o iş bitti. Şimdi Batı hesap verecek.
“Şu anda gaz bombası atmak suretiyle onları yeri geldiği zaman gerçek bomba atmak suretiyle yıldırmaya çalışanlar bunun uluslararası camiada da hesabını vermek zorunda kalacaklar.
"Bu akşam telefon talebinde bulundular yine. Bu akşam Almanya, Bulgaristan ile de görüşmelerimiz var. Perşembe günü zaten Moskova'da Rusya başkanıyla görüşmemiz olacak.
TIKLAYIN - İdlib İçin Diplomasi Trafiği
“Tek taraflı fedakarlık dönemi bitti”
"Lafa gelince destek beyanında bulunan diğer kimi devletlerin de kıllarını bile kımıldatmadan gelişmeleri takip ettiklerini biliyoruz. Toplantı yapmak bildiri yayımlamak dışında hiçbir işe yaramıyorlar. Türkiye kendi bileğine kendi insanına kendi imkanına dayanarak mücadelesini yürütmektedir.
"Sınıra gidenlerin sayısı yakında milyonlarla ifade edilecek. Artık tek taraflı fedakârlık dönemi bitti.
TIKLAYIN - Mülteciler Sınır Kapılarında Kaldı
"Türkiye şu ana kadar Suriye’de ne Rusya’yı ne de İran’ı doğrudan hedef almamıştır, harekâtımızla sadece askerlerimizin kanını döken rejim unsurlarını imha ediyoruz. Bu hassasiyetimize de saygı gösterilmesini bekliyoruz.
Kılıçdaroğlu’na: “Sen şehitliği bilmezsin”
"Bu millet 15 Temmuz'da niye sokağa çıkmışsa bugün de Türkiye aynı sebeple Suriye'dedir." Düşmanlarımızı sevindirmek için aleni yürütülen faaliyetleri sizler de görüyorsunuz. Kimse Suriye’de Amerika'nın, Rusya'nın, Fransa'nın ne işi var dediğini duydunuz mu? Duymadınız. Ama iş Türkiye'ye gelince ne işi var yaygarasını duyuyorsunuz.
"Şehitler tepesinin neyin ifade etiğini belirterek bu sözü söylüyorsa ortada vahim bir durum var demektir. Şehit kelimesi Kur’an-ı Kerim’de kimi yerde şahit, kimi yerde örnek kişi anlamlarında tam 56 defa geçer. Üç ayette ise Allah yolunda canını feda edenleri tarif etmek üzere 'Şuheda' ifadesi yer alır.
"Gazi Mustafa Atatürk Çanakkale’de askerlerimize ne diyordu. Ben sizlere ölmeyi emrediyorum diyordu. Acaba sen partinin geçmişinden bile bir habersin. Biz bu şehitleri ta Hendek’te, Selçuklu’da, Osmanlı’da verdik, Çanakkale’de verdik. Bundan sonra da vermeye devam edeceğiz Bay Kemal. Ama sen şehadeti, bilmezsin. Sen şehitliği bilmezsin, bunu anlaman da mümkün değil çünkü sende o inanç yok.” (TP)