Fotoğraf: Anadolu Ajansı
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmaya, “Bu grup toplantısı benim için de zor bir grup toplantısı. Meseleyi nasıl anlatacaksınız, neler söyleyeceksiniz? Hepimizin yüreği kanıyor. Hepimiz ciddi bir gelecek endişesi taşıyoruz” sözleriyle başladı.
“Türkiye sıradan bir coğrafya değil”
Anadolu Ajansı'nın aktardığına göre Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: “Söylenmesi gereken çok şeyi söyledik, yapılması gereken çok şeyi yapmaya çalıştık. Öneriler getirdik. Yapmayın, etmeyin dedik. Türkiye sıradan bir coğrafyada değil.
“Bütün dünyanın gözlerinin olduğu stratejik bir bölgededir dedik. Egemen güçlerin bu ülkeden nasıl kovulduğunu acaba bu ülkeyi yönetenler biliyorlar mı? Milli Kurtuluş Savaşı'nın hangi koşullarda verildiğini acaba biliyorlar mı? Bir milli kurtuluş savaşı yapacaksınız ve asla egemen güçlere teslim olmayacaksınız. Bunu biliyorlar mı acaba?
"Komşuda yangın çıkarsa bir kova suyla koşacaksın"
“Komşumuz bir ülkenin rejimini değiştirmek için özel çaba harcıyorsunuz. Sana ne kardeşim? Varsa bir sorun, uluslararası kuruluşlar var. Gidersin BM'ye, gidersin başka organizasyonlara, 'Suriye'de insan hakkı ihlalleri var. Kabul etmiyoruz' dersin. Uluslararası arenaya taşırsın.
“Biz hiçbir zaman demokrasiden ödün veren bir rejimi savunmadık, bundan sonra da savunmayız. Nerede bir insan hakkı ihlali varsa oraya gözlerimizi diker ve bakarız. Hiçbir zaman Suriye'deki rejimi savunmadık, savunmuyoruz da. Her bölgede, bütün komşularımızla barış içinde yaşayalım. Arzumuz budur."
"Bir Mehmetçiğin tek tırnağı bile Suriye'den de Libya'dan da İdlib'den de değerli. Niye söylüyoruz bunu? Çünkü biz kendi bölgemizde, komşuda savaş istemiyoruz. Örnekler verdim. Apartmanda, komşuda yangın çıkarsa elinde bir kova suyla koşacaksın yangını söndürmek için. Biz, komşuda çıkan yangını söndürmek için değil bidon benzinle gittik. Çünkü öyle talimat verdiler. 'Onu yapacaksın' dediler.
"Liyakatli insanların bulunduğu yerde devlet aklı olur. Liyakati yok etmişseniz orada devlet aklından söz edemezsiniz, bir kişinin aklından söz edersiniz. Bir kişinin aklının egemen olduğu bir devletin geleceği felaketlerle doludur. Dünya kadar örneği vardır.
"Sana bu görevi kim verdi?"
“Aslında zaman zaman Erdoğan da gerçekleri görüyor. Hakkını yemeyelim. Anneler Günü dolayısıyla 12 Mayıs 2013'te şu konuşmayı yapıyor; 'Bizi Suriye'deki kanlı batağın içine çekmeye yönelik her türlü eyleme karşı soğukkanlı olmak zorundayız. Büyük devlet hadiseler karşısında aklı selimle düşünebilen bir devlettir.' diyor. Doğru mu? Doğru. Peki ne oldu da bundan vazgeçti Erdoğan? Kim sana telkin etti? Kim seni yönlendirdi? Kim 'Orta Doğu'ya gir' dedi? Aslında onun cevabını da Erdoğan, 5 Aralık 2017'de AK Parti Grubunda veriyor. 'Biz, Özgür Suriye Ordusunu, Amerika seninle beraber kurduk. Sizden önceki Obama yönetimiyle beraber kurduk' diyor. Telkinin kim tarafından yapıldığını, kimin talimatıyla bu işlerin içine bulaşıldığını Erdoğan kendisi itiraf ediyor."
Aklını kiraya vermeyeceksin. Devleti yönetiyorsan, devlet aklı denilen kavramı asla unutmayacaksınız. Uzmanlara danışacaksın. Bir değil, beş sefer danışacaksın. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin tarihini bileceksin. Orta Doğu'yu, Arap dünyasını bileceksin. O dünyada suya giderken nasıl kandırıldığını göreceksin. Dünya kadar tarihi örnekleri var. Orta Doğu'yu anlamak istiyorsan Falih Rıfkı Atay'ın Zeytindağı anılarını okuyacaksın." (EMK)