* Fotoğraf: Pixabay
Uluslararası Enerji Ajansı (IEA), 2019’da en yüksek seviyesini gören karbon emisyonlarının bu yıl söz konusu seviyenin yüzde 1,2 altında kalacağını ve böylece karbon emisyonlarında tarihteki en büyük ikinci artışın görüleceği uyarısında bulundu.
IAE'ye göre iklim değişikliğiyle mücadeleye yönelik hedeflere varılabilmesi için dünyada temiz enerji kaynaklarına trilyonlarca dolar yatırım yapılması gerekiyor.
IAE raporunda, 2030'a kadar rüzgar ve güneş enerjisi gibi temiz enerji kaynaklarına yılda 4 trilyon dolar harcanması gerektiğine dikkat çekti.
Raporda, yenilenebilir enerjiye yatırım yapmanın karşılığının kısa sürede alınacağı ve yine 2030'a kadar bu yatırımlarla 26 milyon kişiye istihdam sağlanabileceği vurgulandı.
Pandemi dönemi
Küresel karbon emisyonları geçen yıl Covid-19 salgınına karşı uygulanan kısıtlar sonucunda 2019'a göre yüzde 5,8 (yaklaşık 2 milyar ton) ile rekor düşüş göstermişti.
Ancak rapora göre, ekonomilerin salgından toparlanmaya başlaması ve talepteki büyümeye bağlı olarak karbon emisyonlarında bu yıl yaklaşık 1,5 milyar tonla tarihteki en büyük ikinci artışın yaşanacağı tahmin ediliyor.
IAE'ye göre, temiz enerji kaynaklarına gerekli yatırımın yapılmaması küresel enerji piyasalarında daha fazla çalkantıya yol açabilir. Enerji fiyatları rekor düzeye çıkarken bu durum, tüketicileri ve işletmeleri olumsuz etkileyebilir.
Ülkerlerde durum ne?
Birçok ülke iklim değişikliğiyle mücadelede emisyonları azaltmaya yönelik hedefler belirlerken, bu yılın ilk aylarında önce Asya, yaz dönemi itibarıyla da Avrupa'da arz-talep uyumsuzluğu nedeniyle baş gösteren enerji krizi emisyon azaltım çabalarını riske atıyor.
IEA verilerine göre, yüksek gaz fiyatları Avrupa'da elektrik üretiminde gazdan kömüre geçişi hızlandırdı ve bu geçiş kömürden elektrik üretiminin haziran-eylül döneminde geçen yılın aynı ayına göre yüzde 15 artmasına yol açtı.
Kömür başta olmak üzere fosil yakıtlardan elektrik üretimini sınırlandırmak amacıyla ton başı karbon salımına uygulanan karbon vergi oranları da Avrupa'da bu dönemde rekor kırarak ton başına 65 Euro’ya kadar çıktı.
Salgın sonrası toparlanmayla Çin'in doğal gaz tüketimi ocak-ağustos döneminde yıllık bazda yüzde 16 artarken, elektrik üretiminin yüzde 60,8'ini kömürden sağlayan ülkede söz konusu dönemde elektrik üretimi de yüzde 13 yükseldi.
Dünyanın en büyük enerji tüketicisi konumundaki Çin, kış dönemine girerken elektrik tedarikini sürdürülebilir kılmak için kömür üretimi ve ithalatının artırılmasına yönelik karar aldı.
Hindistan’da ise beklenmedik bir hızla yükselen talep karşısında santrallerdeki kömür rezervleri dibe vurdu.
Diğer raporlar ne diyor?
Carbon Monitor verilerine göre, bu yıl ocak-ağustos dönemindeki karbon emisyon salımı şimdiden 2019’un aynı dönemindeki değerlerin yüzde 1 altında gerçekleşti.
Söz konusu dönemde karbon emisyon salımı Çin’de yüzde 8,1, Brezilya’da 6,8 ve Rusya’da 2,5 artarken, dünyanın geri kalan bölgelerinde düşüş kaydetti.
Karbon emisyonları bu yıl ocak-ağustos döneminde karantina uygulamalarının etkisinin görüldüğü 2020’ye göre ise yüzde 7 yükseldi. Elektrik sektörü bu artışta en belirleyici sektör olarak öne çıktı.
Düşünce kuruluşu Ember verilerine göre de küresel elektrik talebi bu yılın ilk yarısında salgın öncesi seviyesine göre yüzde 5 yükseldi. Bu büyümenin yüzde 43'ünün kömür santrallerinden karşılanmasıyla elektrik sektöründen kaynaklanan emisyonlar yüzde 5 artış gösterdi.
Hava şartları belirleyici olabilir
Karbon emisyonlarında kış dönemindeki hava şartları ve enerji arzına yönelik gelişmelerin belirleyici olacağı öngörülüyor.
Ilıman hava şartları özellikle ısınma amaçlı enerji talebine yönelik talebi azaltırken, bu yıl başından beri etkili olan aşırı hava olayları daha fazla fosil yakıt kullanımına yönelik endişeleri artırıyor.
Ayrıca, dünyanın en büyük kömür tüketicilerinden Çin ve Hindistan’daki talep artışının kömürle karşılanmasına yönelik tercihlerin de karbon emisyonlarındaki artışta etkili olacağı tahmin ediliyor.
COP26 öncesi açıklandı
Rapor, İskoçya'nın Glasgow kentinde 31 Ekim-12 Kasım tarihleri arasında yapılacak 26. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı'nın (COP26) başlamasına kısa süre kala açıklandı.
COP zirveleri, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (UNFCCC) bünyesinde düzenleniyor.
197 ülkeyi bir araya getiren zirveler, iklim değişikliğinin ve ülkelerin bununla nasıl mücadele edeceğinin tartışıldığı bir platform yaratıyor.
COP26'da, 2015'te imzalanan ve Türkiye'nin de kısa süre önce onayladığı Paris İklim Anlaşması sonrası iklim değişikliğiyle mücadelede kaydedilen gelişme değerlendirilecek. Yakın geçmişe bakarak nelerin başarıldığı ve hangi konularda başarısız olunduğunun muhasebesi yapılacak.
Anlaşmayla önemli bir kriter resmen kabul görmüş, küresel ısınmanın, sanayi öncesi dönemlerdeki sıcaklık değerlerinin 1,5°C üzerine ulaşmasının, gezegende geri döndürülemez etkiler meydana getirebileceği kayda geçirilmişti.
(TP)
* Kaynak: BBC Türkçe, AA