Bilim Temelli Hedefler İnisiyatifi’nin (SBTi) 2023 yılı İzleme Raporu, net sıfır emisyon hedefi bulunan şirket sayısının bir önceki yıla göre yüzde 102 arttığını ortaya koyuyor. Ancak birçok şirket, emisyonlarını azaltmak için karbon dengeleme yöntemlerine başvuruyor. Dolayısıyla net sıfır hedeflerinin başarısı, satın alınan karbon kredilerinin ne ölçüde etkili olduğuyla doğrudan ilişkili.
Ne var ki İzleme Raporu’nda SBTi, karbon kredilerinin çoğunlukla etkili olmadığını belirtiyor ve bu yöntemin, gerçek karbonsuzlaşma çalışmalarını yavaşlattığı uyarısında bulunuyor.
Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Enerji Ekonomisi ve Yönetimi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. İzzet Arı, gönüllü karbon piyasalarının ciddi bir şeffaflık sorunu olduğuna dikkat çekti ve projelerin etkinliğini güvenilir bir şekilde ölçebilecek, herkes tarafından kabul görmüş yöntemler bulunmadığını belirtti.
Arı, net sıfır emisyon hedeflerindeki artışın da tek başına yanıltıcı olduğunu ifade etti. Net sıfır emisyon hedefi bulunan şirketler listesi incelendiğinde, emisyon yoğunluğu düşük sektörlerin sayıca fazla olduğu görülüyor. Listedeki şirketlerin yalnızca yüzde 1,3’ü enerji sektöründe faaliyet gösterirken yüzde 32’si hizmet sektöründe yer alıyor.
2023 yılı itibarıyla Türkiye’de 16 şirketin net sıfır hedefi bulunuyor.
“Şeffaflık sorunu”
Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Enerji Ekonomisi ve Yönetimi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. İzzet Arı’nın konuyla ilgili değerlendirmeleri özetle şöyle:
“Bugünkü koşullarda şirketler, sebep oldukları emisyonları azaltmak için kapsamlı bir yol haritası geliştirmeden de karbon kredisi satın alarak emisyonlarını dengeleyebiliyor. Bu durum, daha kapsamlı sürdürülebilirlik çalışmalarının ve iklim değişikliğiyle etkin mücadelenin önünü tıkıyor.
“Bunun yanı sıra gönüllü karbon piyasaları, ciddi bir şeffaflık sorunundan mustarip ve projelerin etkinliğini güvenilir şekilde ölçebilecek, herkes tarafından kabul gören yöntemlerin eksikliği devam ediyor. Nitekim SBTi da raporunda, tüm bu riskler nedeniyle gönüllü karbon kredilerinin net sıfır emisyon hedefine ulaşmak için kabul edilebilir bir yöntem olmaktan uzak olduğunu ifade ediyor.
“Giderek büyüyen bu güven sorunu, gönüllü karbon piyasalarının devamlılığını da tehdit ediyor. Net sıfır emisyon hedefi belirleyen şirket ve kuruluşların sayısındaki artışa karşın gönüllü karbon piyasalarında son iki yıldır gözlenen daralma, mevcut durumun sürdürülebilir olmadığına işaret ediyor. Bu zorlukların üstesinden gelmek ve iklim değişikliği ile mücadele potansiyelini değerlendirebilmek için, gönüllü karbon piyasalarında özellikle hesap verebilirlik ve yönetişimde ciddi iyileştirmeler sağlanması gerekiyor.”
Şirketler
“Geçtiğimiz ay yayımlanan SBTi 2023 yılı İzleme Raporu’na göre bilim temelli hedefler belirleyen şirketlerin sayısı en fazla Avrupa’da artıyor (yüzde 53). Avrupa’yı Asya (yüzde 27) ve Kuzey Amerika (yüzde 14) merkezli şirketler takip ediyor. 2023 yılında net sıfır emisyon hedefi belirleyen şirketlerin sayısı incelendiğinde, Japonya merkezli şirketlerin başı çektiği görülüyor. Listede Hindistan, Meksika ve Endonezya gibi gelişmekte olan ülke merkezli şirketlerin de bulunması, dikkat çekici.
“Türkiye’de ise 2022 yılında yalnızca altı şirketin net sıfır hedefi bulunuyordu. Bu sayı 2023’te 16’ya yükseldi. Küresel ortalamanın üzerinde olan bu artış oranı, gelişmekte olan ülkelerde şirketlerin, emisyon azaltımında ulusal hükümetlere kıyasla daha aktif rol üstlenebileceğine işaret ediyor.
“Tüm eleştirilere karşın gönüllü karbon piyasaları, özellikle gelişmekte olan ülkelerde, önemli iklim eylemlerini teşvik etme potansiyeli taşıyor. Tamamlayıcı proje türleri ve metodolojiler sunarak kritik bir rol oynayabilir ve net sıfır hedeflerine ulaşmak için herkesi sürece dahil edebilir. Böylelikle, devletlerin iklim eylemlerini tamamlayıcı bir rol üstlenebilir. Ancak bu zorlukların üstesinden gelmek ve potansiyelini değerlendirmek için küresel ölçekte sağlam politika desteğine ve yenilikçi çözümlere acil olarak ihtiyacı var.
“Aksi halde, gönüllülük esasına dayanan gönüllü karbon piyasaları ve kurumsal karbon dengeleme sertifikaları, varoluşsal bir mücadeleyle karşı karşıya kalabilir. Bu durum, bu piyasaların geleceği ve etkisi konusunda ciddi sorgulamalara neden olabilir.”
Sürdürülebilir enerji politikaları, uluslararası iklim değişikliği müzakereleri, emisyon azaltımı ve iklim değişikliği, emisyon ticareti sistemi alanlarında uzman Doç. Dr. İzzet Arı’nın görüşlerine başvurulan bu haber İklim Masası tarafından hazırlandı.
İklim Masası, iklim kriziyle ilgili güvenilir bilgileri kamuoyunda yaygınlaştırmayı hedefleyen bir haber servisidir. Yazarları, haberleştirdikleri konularda uzmanlığı bulunan bilim insanlarından oluşur. (TY)