Haberin Kürtçesi / İngilizcesi için tıklayın
“Toplum genelinde en fazla haksızlığa uğradığı düşünülen grupların sırasıyla kadınlar, gazeteciler, siyasi muhalifler, Kürtler ve Aleviler olduğunu görüyoruz. Toplumun yüzde 42’si Türkiye’de en çok haksızlığa uğrayan grup olarak ‘kadınlar’ı işaret ediyor. Kadınların ardından yüzde 35 ile ‘gazeteciler’, yüzde 33 ile ise ‘siyasi muhalifler’ geliyor. Görüştüğümüz kişilerin en az haksızlığa uğradıklarını düşündükleri gruplar yüzde 9 oranıyla ‘Sünniler’.”
“Haberleri A Haber, ATV veya TRT’de takip eden her 10 kişiden 1’i siyasi muhaliflerin haksızlığa uğramadığını düşünüyor. Haberleri FOX TV’den takip edenlerin yüzde 51’i, Halk TV’den takip edenlerin ise yüzde 75’i ise siyasi muhaliflerin haksızlığa uğradığını düşünüyor.”
İnsan Hakları Derneği’nin talebiyle 68 il ve 383 ilçede 3 bin 285 katılımcıyla KONDA Araştırma Şirketi’nin yaptığı “İnsan Hakları Derneği Hapishaneler ve Mahpuslar Algı Araştırması” raporu bugün açıklandı.
Raporda, “Toplumun yüzde 57’si Türkiye’de insanların düşünceleri nedeniyle hapishaneye konulduğunu düşünüyor, toplumun yüzde 20’si ise böyle bir durumun olmadığını söylüyor” sonucu yer aldı.
Araştırmada şu sonuçlar elde edildi:
Cinsiyete göre cezaeviyle temas
Daha önce gözaltına alınanların yüzde 81’i, tutuklananların yüzde 69’u, denetimli serbestlik yaşayanların yüzde 77’si erkek, yüzde 23’ü kadın.
Kürtlerin tutuklanma oranı daha yüksek
Gözaltına alınanların yüzde 58’ini Türkler, yüzde 35’ini Kürtler, yüzde 7’sini ise Arap, Zaza ve diğer etnik kökenler oluşturuyor.
“Tutuklananların etnik kökenlerine bakıldığında ise yüzde 47’sini Türklerin yüzde 39’unu Kürtlerin oluşturduğunu görüyoruz.
“Kürtlerin, Türkiye nüfusunun yüzde 17’sini oluşturduğunu göz önüne aldığımızda daha önce gözaltına alınanların yüzde 35’ini, tutuklananların ise yüzde 39’unu Kürtlerin oluşturması yüksek bir oran olarak dikkat çekiyor.”
Ekonomik sınıf tutuklanmada etkili
Tutuklananların yüzde 39’luk gibi önemli bir bölümünü alt gelir grubundaki insanlar oluştururken sadece yüzde 6’sını üst gelir grubundakiler oluşturuyor. Denetimli serbestlik yaşayanların ekonomik sınıflarına bakıldığında ise yüzde 11’i alt gelir grubundayken yüzde 29’unun üst gelir grubunda.
Hapishaneler “rehabilite etmiyor”
Araştırmaya göre, toplumun büyük bir kesimi, hapishanelerin “rehabilite etmediğini” düşünüyor:
“Hapishanelerin insanları iyileştirdiği, rehabilite ettiği düşüncesinin, toplumun genel olarak katılmadığı bir düşünce olduğunu söylemiştik. Bu konu hakkındaki görüşleri ayrıntılı incelediğimizde toplumun yüzde 58’inin buna katılmadığını, yüzde 17’sinin ne katılıp ne katılmadığını, yüzde 10’unun ise bu konuya katıldığını görüyoruz. Bu konu hakkında cevap vermeyenler ise toplumun yüzde 15’ini oluşturuyor.
“Bu soruya cevap vermeyenler dahil edilmediğinde yüzde 69 gibi yüksek bir oranda hapishanelerin insanları iyileştirmediği, rehabilite etmediği düşüncesinin hakim olduğunu görüyoruz. Soruya cevap verenlerin sadece yüzde 12’si hapishanelerin insanları iyileştirdiği, rehabilite ettiği düşüncesine katıldıklarını görüyoruz.”
Kürtler adalete daha az güveniyor
Araştırmaya göre, daha önce yakını tutuklanan kişiler, yakını tutuklanmayan kişilere göre adalet sistemine daha az güveniyor:
“Yakını tutuklananların yüzde 76’sı adalet sistemine güvenmezken, yakının başına böyle bir olay gelmeyenlerin yüzde 68’i adalet sistemine güvenmiyor.”
Toplumun genelinde adalet sistemine karşı oluşan güvensizliğin en önemli sebeplerinden biri de Türkiye’de insanların haksız yere hapishaneye konulduğu fikri. Toplumun yüzde 72’si insanların haksız yere hapishaneye girdiğini düşünüyor.
Daha önce bir yakını tutuklanmış olanların yüzde 80’i Türkiye’de insanların haksız yere hapishaneye konulduğu düşünüyor. Yakını tutuklanmayanların arasında ise bu oran yüzde 70.
Kürtlerin yüzde 85’i Türkiye’deki adalet sistemine güvenmediklerini söylerken Türklerin yüzde 64’ü adalet sistemine güvenmiyor.
“Kadınlar haksızlığa uğruyor”
“Toplum genelinde en fazla haksızlığa uğradığı düşünülen grupların sırasıyla kadınlar, gazeteciler, siyasi muhalifler, Kürtler ve Aleviler olduğunu görüyoruz.
“Toplumun yüzde 42’si Türkiye’de en çok haksızlığa uğrayan grup olarak ‘kadınlar’ı işaret ediyor.
“Kadınların ardından yüzde 35 ile ‘gazeteciler’, yüzde 33 ile ise ‘siyasi muhalifler’ geliyor.
“Görüştüğümüz kişilerin en az haksızlığa uğradıklarını düşündükleri gruplar yüzde 9 oranıyla ‘Sünniler’.”
Rapor hakkında |
Araştırma, KONDA Araştırma ve Danışmanlık A.Ş. tarafından İnsan Hakları Derneği (İHD) için gerçekleştirildi. Araştırmanın amacı Türkiye toplumunun hapishane şartları, ceza infaz sistemiyle temas, toplumun adalet sistemine bakışı, hapishanelerde ayrımcılık ve kötü muameleye dair görüşlerini anlamaktı. 60 sayfalık rapor, 18-20 Haziran 2021 tarihlerinde KONDA Aracılı Paneli’ne dahil olmayı kabul etmiş kişilerle telefon araması yapılarak gerçekleştirildi. Çalışmada 3 bin 285 kişiyle görüşmeler yapıldı. |
Cezaevleri hakkında |
Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’nün verilerine göre Türkiye’de 2 Şubat 2021 tarihi itibariyle 264 kapalı ceza infaz kurumu, 78 müstakil açık ceza infaz kurumu, 4 çocuk eğitimevi, 9 kadın kapalı, 7 kadın açık, 7 çocuk kapalı ceza infaz kurumu olmak üzere toplam 369 ceza infaz kurumu bulunuyor. Bu kurumların toplam kapasitesi 244 bin 896 kişi. İHD aktivistleri ve avukatlarına göre normal koşullarda bu hapishanelerde verilen sayının 2/3’ü kadar mahpusun kalması gerekiyor. Türkiye’de son bir yılda yapılan 40’a yakın yeni hapishane ile kapasite resmi sayılara göre 188 bin 437 kişi artırıldı. Önümüzdeki yıllarda tamamlanacak hapishaneler ile kapasitenin 500 bin kişiye kadar artırılması planlanıyor. Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’nün yayımladığı resmi sayıya göre 31 Ağustos 2021 itibari ile hapishanelerde toplam 292 bin 74 mahpus bulunuyor. Bu sayıya, COVID-19 tedbirleri kapsamında cezasının infazı durdurulan yaklaşık 50 bin mahpus da dahil. |
* İnsan Hakları Derneği Hapishaneler ve Mahpuslar Algı Araştırması’nın tamamına buradan ulaşabilirsiniz. (PDF)
(AS)