Eğitim-Sen İstanbul 1, 2, 3, 4, 5, 6 ve 7 No'lu şubeleri üye ve yöneticileri hakkında başlatılan soruşturmaya gerekçe olarak, "Genel Kurul Kongresi sırasında İstiklal Marşı okunmaması, ana dilde eğitim talebini içeren pankart asılması ve F tipi cezaevlerine ilişkin konuşmalar yapılması" gösterildi.
Polis tutanakları doğrultusunda, aralarında Eğitim-Sen Genel Başkanı Alaaddin Dinçer 'in de bulunduğu 18 üye ve yönetici, DGM Savcılığı'na ifade verdi.
İfadelerinde Eğitim-Sen'in ana dil sorununa bakış açısını ortaya koyduklarını belirten Alaaddin Dinçer, şöyle konuştu:
Eğitim-Sen'in "yetki" almasını önlemek için
* Yapay tartışma gündemleriyle Eğitim-Sen'i Türkiye'nin siyasi gündemini meşgul eden olaylarda taraf yapmaya çalışıyorlar.
* Yaşanan süreç, 4680 Sayılı Kamu Çalışanları Sendikalar Yasası'yla birlikte geliştirilerek, Eğitim-Sen'in iş konusunda yetki almasının önünü kesme operasyonudur.
Suç şablonu
* Polis kendi kafasında bir suç kavramı, suç şablonu oluşturmuş. O suç şablonunun içini doldurmaya çalışıyorlar. Bunları sayın savcıya izah ettim
* Siyasal tartışmalar ve kutuplaşmalar Eğitim-Sen'i çok bağlamaz. Eğitim-Sen, ana dildeki eğitim hakkına, "evrensel bir eğitim bilimi için gereklilik" olarak bakar. Aynı şekilde, Eğitim-Sen, Anadolu liselerinde yabancı dille eğitime de karşı çıkar.İngilizce, Farsça, Arapça eğitime de karşı çıkar. Burada, anadil kavramının bu şekilde algılanması gerekir.
* F Tipi cezaevleriyle ilgili söylediklerimiz hemen her gün kamuoyunda ifade edilen düşüncelerdir. F Tipi cezaevlerinde insanların ölüme terk edilmemesinin gerekir. Bu tip cezaevlerini de ölümleri de onaylamıyoruz.
* Sendikaların kongrelerinde İstiklal Marşı genel olarak zaten söylenemez. Bunun İstiklal Marşı'na karşı ya da taraf olmakla bir ilgisi yoktur. (BB/NU)