OdaTV Davası'nın ikinci duruşması Çağlayan Adliyesi'nde başladı. İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi'nde aralarında gazeteci Ahmet Şık ve Nedim Şener'in de bulunduğu 11'i tutuklu 13 sanığın yargılandığı davanın ilk duruşması 22 Kasım'da yapılmış ve sanıkların "reddi hakim" talebi nedeniyle duruşma ertelenmişti.
Reddi hakim talebi, 17. Ağır Ceza Mahkemesi'nce reddedildi. Mahkeme Başkanı Resul Çakır'în Yargıtay'a atanmasının ardından Mehmet Ekinci, 16. Ağır Ceza Mahkemesi başkanlığına atanmıştı.
10:30: Duruşma salonunda bulunan avukat Efkan Bolaç, sanıkların duruşma salonuna alındığını ve sanık yoklamasının ardından duruşmaya başlandığını söyledi.
Öte yandan mahkemenin belirlediği isimler dışında kimsenin duruşma salonuna alınmaması da Adliye'de sıkıntılı anların yaşanmasına neden oluyor.
Twitter aracılığı ile yaşananları aktaran gazeteciler, 58 kişilik duruşma salonunun bulunduğu koridor ve bu koridora çıkan yolların özel güvenlik ve polisler tarafından kapatıldığını belirtiyor.
13:00: Salondaki yer darlığı nedeniyle gazeteciler içeri girmekte zorlandı.
Duruşma salonuna girerek duruşmayı takip edenler arasında Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü ile Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) milletvekilleri Melda Onur, Binnaz Toprak, Sezgin Tanrıkulu, İlhan Cihaner, Oktay Ekşi, Umut Oran, Musa Çam ve Mevlüt Arslanoğlu da yer aldı.
Avukatların kimlik tespitinin yapılmasıyla başlanan duruşmada daha sonra sanıklar salona alındı. Salona ilk gelen Şık oldu. Şık, "Çok özledim hepinizi " diyerek salonu selamladı. Ardından da Şener, Barış Terkoğlu, Yalçın Küçük ve diğer sanıklar salona alındı. Şener, salona girince avukatların elini sıktı.
Mahkeme Başkanı, duruşmayla ilgili yayın yasağı talebinde bulunulduğunu ve bununla ilgili bir karar verileceğini belirtti.
Daha sonra sanıkların kimlik tespitine başlandı. Sanıklardan Küçük, bu sırada iddianameye karşı görüşlerini söylemek için kürsüye yaklaştı ve "Önemli davalarda beni alırlar, dava mankeniyim" dedi.
Şık da kimlik tespiti sırasında "Bir çocuğum var. O da büyüyünce eşkıya olacak" dedi. Tutuklu gazeteci Müyesser Yıldız ise "30 yıllık gazeteciyim ama iddianamede terörist yazıyor" diyerek kendini tanıttı. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Ekinci, "Estağfurullah" diye yanıt verdi.
İddianamenin okunmasına geçildi.
15:00: Silivri Cezaevi'ndeyken ölen tutuklu sanıklardan Kaşif Kozinoğlu'nun adı "tutuklu" diye okununca salondan tepki geldi. Bunun üzerine Hakim Ekinci, "Öldüğü anlaşılmıştır" diyerek düzeltme yaptı.
Ekinci, salonda bulunanların cep telefonlarını kapatmalarını istedi. Salonda telefonla konuşan Kürkçü'yü de konuşmaması için uyardı. Kürkçü, "Meclis'te de konuşuyoruz" diye yanıtladı. Konuşmasını salondan çıkarak tamamladı.
Cep telefonlarını kapatmayanları uyaran hakim, polisten, telefonlarını kapatmayanlar hakkında işlem yapmasını istedi.
İddianamenin okunmasına devam ediliyor.
17:00: Mahkeme Başkanı Ekinci, 18.00'de duruşmaya bugünlük son verileceğini söyledi. Ekinci'nin, "Başlamak bitirmenin yarısıdır" sözleri salonda gülüşmelere neden oldu.
Avukatlar, Çarşamba görüş günü olduğu duruşmanın yapılamayacağını açıkladı. Mahkeme böyle bir karar verdiği durumda, sanık avukatları, "Görüş olmasın, Çarşamba da duruşmalara devam edilsin" talebini mahkemeye sunacak.
18:00: Duruşma yarın sabah 10:30'a bırakıldı.