Gazeteciler Ahmet Şık ve Nedim Şener'in de aralarında bulunduğu 13 sanıklı OdaTV davasının ilk duruşması, bugün (22 Kasım) Çağlayan Adliyesi 16. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülüyor.
Adliye önünde, "Özgür Toplum Basın Varsa, Özgür Toplum Vardır" pankartı önünde, Türkiye'de tutuklu bulunan gazetecilerin fotoğrafları önünde toplanan grupta, Gazetecilere Özgürlük Platformu (GÖP), Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), Alper Taş, Ece Temelkuran, Celal Başlangıç, Osman Kavala gibi birçok kişi vardı.
Duruşmayı, Avrupa Gazeteciler Federasyonu Başkanı Arne König ve Başkan Yardımcısı Philippe Leruth, Alman Gazeteciler Sendikası'ndan Ramis Kılıçarslan ve Monika Kabay, Uluslararası Basın Enstitüsü Başkan Yardımcısı Pavol Mudry ile Avrupa ve Kuzey Amerika Basın Özgürlüğü Danışmanı Steven Ellis, Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü, Avrupa Sorumlusu Johann Bihr, Avrupa Gazeteciler Birliği Başkan Yardımcısı Saia Tsaouasidou, Avrupa Parlamentosu üyelerinden Sajjad Karim ve Barbara Matera da izliyor.
GÖP adına konuşan Ümit Gürtuna, cezaevinde tutuklu ve hükümlü 63 gazeteci olduğunu, gazetecilere on bin dolayında dava açıldığını hatırlatarak, bunun demokratikleşme çabasındaki bir ülkenin ayıbı olduğunu söyledi.
Gürtuna, "Gazeteciler yıpranıyor mu?" diyenlere seslenerek Van depreminde hayatını kaybeden iki gazeteciyi hatırlattı.
Gürtuna, Terörle Mücadele Kanunu (TMK) ve Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) basın ve ifade özgürlüğünü kısıtlayan hükümlerinin, hakaret suçlarında hapis cezasının, özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasını talep etti.
Uluslararası destek
Avrupa Gazeteciler Birliği Genel Başkanı Saia Tsaouosidou, temelsiz suçlamalarla hapiste tutulan gazetecilerin serbest bırakılmasını istediklerini belirtti.
Avrupa Gazeteciler Federasyonu Başkan Yardımcısı Arne Königre, basın özgürlüğünün olmadığı bir ülkede demokrasiden bahsedilemeyeceğini belirterek, gazetecilerin mücadelesinin yanında olduğuklarını söyledi.
Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (RSF) Avrupa Sorumlusu Johann Bihr, "Dokuz ay boyunca gazetecilerin tutuklanmalarına neden olacak kanıt bekledik ama kanıt sunamadılar. Biz bu durumdan artık endişeli değil, kızgınız" dedi.
"Bu dava turnusol kağıdıdır"
Ahmet ve Nedim'in Arkadaşları (ANGA) adına konuşan Eren Eğilmez, iddianamenin arkadaşlarının suçsuz olduğunu gösteridiğini ve içeride gazetecilerin değl, gazetecilik faaliyetlerinin yargılandığını söyledi.
"Başbakan Ahmet'in kitabı için bomba gibi dedi. Ahmet'in kitabı basıldı, bomba da patlamadı. Biz siyasetin tarafı değiliz, biz gazetecilerden, özgürlük ve adaletten, halkımızın haber almaasından, çetelerin temizlenmesinden yana tarafız. Bu dava bir turnusol kağıdıdır. Artık adaletin konuşmasını ve gazetecilerin derhal serbest bırakılmasını istiyoruz."
166 yıl hapsi istenen ve cezasının 10 yıl altı ayı kesinleşen Azadiya Welat gazetesi sorumlu yazı işleri müdürü Vedat Kurşun''un babası Şükrü Kurşun, "Oğum kimseyi öldürmedi, kimsenin hakkını yemedi, bu kadar cezayı hak edecek ne yaptı, bunu sizin vicdanına bırakıyorum" dedi. (NV)
*Video için tıklayınız.