Eskilere dayanan deq, günümüzde yeterli araştırma olmadığı için nereden geldiği, tekniklerin nasıl belirlendiği gibi konular gizemini koruyor. Fatma ise sonraki nesillere aktarmak için geleneksel deq tekniklerine uygun olarak kültürü icra ediyor. Fatma, bu geleneğin korunması ve unutulmaması gerektiğini söylüyor.
Deq, Mezopotamya'da kadınların ve erkeklerin bedenlerine işlenen, tarihi binlerce yıl ötesine dayanan bir sanat. Her bir motifin bir anlamı, bir hikâyesi vardır.
"Günümüzde deq yapan pek insan kalmadı"
"Deq yapmayı kendi kendime öğrendim. 14 yaşından beri yapıyorum. Küçükken yaşadığımız yerden taşınıp Mardin'e yerleştik. Orada benim eski köyüme nazaran deq motifi taşıyan insanlar daha fazlaydı. Birkaç kişinin dudaklarından çenesine kadar deq vardı. Bu insanlarla deq'i neden yaptırdıklarını konuşmaya çalışıyordum.
"Deq şu anda günah olarak görülüyor, bu yüzden 'sadece güzellik olsun diye yaptırdım' yanıtlarının arkasından 'siz sakın yapmayın, biz pişman olduk' diyorlardı.
"Zamanla bana olan güvenleri arttı ve anlatmaya başladılar. Ben de bu şekilde öğrendim. Önce kendime, kuzenlerime ve kardeşime yapmaya başladım. İlerletince de Diyarbakır'da bir atölye açtım. Günümüzde deq yapan pek insan kalmadı. Ben Diyarbakır'da bunu yapan son kişiyim. Zaten bu yüzden de dövme değil, sadece deq yapıyorum. Amacım bu kültürü yaşatmak ve bir sonraki nesle taşımak."
"Göbeklitepe'de deq motifleri bulundu"
Deq'in tarihi Mezopotamya'ya kadar uzandığı gibi farklı toplumlar tarafından çeşitli anlamlarla kullanılmış. Din, aşiret, damgalama gibi pek çok işleve hizmet eden deq, günümüzde Kürt kadınlarının taşıdığı, fakat kaybolmaya başlamış bir kültürü temsil ediyor. Fatma, deq'in tarihini ve kullanım biçimlerini şöyle anlatıyor:
"Göbeklitepe'de yapılan kazılarda taşların üzerinde deq motiflerine benzer motifler bulundu. Mezopotamya'da yaşayan uygarlıkların çoğunda bu gelenek var. Motiflere yüklenen anlamlar ise değişkenlik gösteriyor. Ki gözlemlerime göre insanlar çoğunlukla kutsal buldukları şeyleri motiflemiş.
"Deq'in ticaret ve suçluları teşhir etmek için kullanıldığı biliniyor. Yakın geçmişte ise asillerin kullanıldığı bir sanat haline gelmiş. Kürtler ise bir inanış biçimi şeklinde kullanıyor. Yani yapacakları bir motifin onlara sağlık, mutluluk, bereket, para ve güç vereceğine inanarak yapıyorlar deq'i."
Bilgelik için güneş, uzun ömür için turna motifi
"Deq'te motifin enerjisine inanılır. Yıldız, taç, ayna ve tarak motifleri başlıcaları. Örneğin güneş, bilginin kaynağı demek. Güneş motifi ile aydınlanacaklarına inanmışlar ki güneş Kürtler için kutsal bir sembol.
"Turna motifi yaptıran kişinin ömrünün uzun olacağına inanılır. Avuç içine yapılan bir motif var, kadınlar eşleri onlara sadık olsun, üstlerine kuma getirmesin diye bunu yaptırır. Avuç içine yapılan bir başka motif ise el lezzeti güzel olsun diye yapılır.
"Önceden bebek ölümleri çok fazlaydı, bu nedenle yenidoğanı koruyacağına inandıkları için bebeğin burnuna ya da çenesine bir nokta yapılırdı. Bazen kadınlar kaç tane çocuk doğurmuşlarsa ona göre tenlerine, vücutlarına deq yapıyordu. Ya da bazı insanlar kaybettikleri birinin anısını ya da kimseye söyleyemedikleri acılarını vücutlarına işliyor.
"Şakaklara yapılan motifler göz ve baş ağrıları içindir. Ya da romatizması olan kişiler o bölgelere yaparlarmış ağrıları kesilsin diye. Ona ne enerji yüklersen onu temsil ediyor gibi. Bu şekilde çeşitli kullanım alanı ve anlamı var."
Tacize sessiz bir tepki biçimi olarak deq
Deq kültürünün nasıl ortaya çıktığı, motiflerin nasıl şekillendiği gibi konular bu gelenek ile ilgili yetersiz araştırmalardan dolayı netlik kazanamıyor. Fatma, yüze ve dudaklara yapılan dövmelerin Hazreti Fatma'dan geldiğine dair bir rivayeti anlatıyor:
"Kadınların dudaklarına yaptığı dövmeler Arap kültüründen, Hazreti Fatma'dan geliyor. Bir rivayete göre zamanında Hazreti Fatma'yı biri izinsiz dudaklarından öpmüş, taciz etmiş. Fatma da dudaklarına iğne ile deq yapmış. Bu yüzden de dudaklara ve çeneye deq yapmanın günah olmadığı söylenir.
"Buna benzer bir hikaye daha var. Bir soylu bir kadını taciz etmeye çalışmış. Bunun üzerine kadın, kimsenin ona inanmayacağını düşünerek dudaklarına deq yapmış. Çevresindeki diğer kadınlar ona destek olabilmek için kendi dudaklarına ve dudak çevresine deq yapmaya başlamış. Bu belki de ilk feminist hareket olabilir."
Kız çocuk doğurmuş anne sütü ve lamba isi
Deq, derinin altına iğne ile işlenen bir işlem olsa da dövmeden ayrılıyor. Fatma, deq'in yüklenen anlam ve içerik bakımından dövmeden farklı olduğunu söylüyor.
"Deq'in dövmeden farkı anne sütü ve isle yapılması. Eskiden dikiş iğneleriyle yaparlardı. Ben şu an daha farklı iğneler kullanıyorum çünkü dikiş iğneleri yara yapıyor. Bunun yanında kişinin istediği herhangi bir şey dövme olarak yapılıyor ama deq böyle değil. Belli motifler var ve onların dışına çıkamıyorsun; daha doğrusu ben çıkmıyorum desem daha doğru olur.
"Deq'te kız çocuğu doğurmuş annenin sütü kullanılıyor. Bu sütün yaraları çabuk iyileştirdiği, bu yöntemle yapılan motiflerin daha estetik göründüğü ve bereket getirdiğine inanılıyor. Anne sütünün dışında ot, kara üzüm suyu ve yumurta sarısı da kullanılıyor, ama is mutlaka olmalı. Deq'e yeşil, lacivert rengini veren de lamba isi oluyor."
"Bir iletişim biçimi"
"Deq aynı zamanda bir iletişim biçimi de olabilir. Her motifin birer anlamı var ve yapan kişi de kendince anlam katıyor. Yüzüne ya da tenine bir şeyi simgelemiş oluyorsun. Kişinin vücudundaki motife baktığında o kişinin ne istediğini, yaşamda nerede olmak istediğini anlayabiliyorsun.
"Fakat şu an İslamiyet'e göre deq yapmak günah. Mümtaz Fırat'ın 'Kaybolan İzler' isminde bir kitabı var. Bu kaynakta eskiden Şeyhlerin, melelerin deq'in yapılmasında bir sorun olmadığını söylediği yazıyor. Şu anda ise yaşlı kadınlar günah olduğu için deq'i kezzapla çıkarmaya çalışıyor."
Astrolojiden Tanrıça İştar'a
"Kürt kadınları astroloji ile de iç içeler ama bunun farkında değiller. Ay ve yıldız motiflerini kullanırlar. Güneşin doğuşuna göre hareket edip ayın hareketlerine göre çocuklarının bazı hastalıkları geçirip geçirmediklerini anlarlar. Yani aslında gündelik ve sosyal yaşamlarını gökyüzü olaylarına göre düzenliyorlar, buna inanıyorlar.
Mesela bir motif var: İsmi Star. Annem bu kelimeyi dua ederken, birisine sinirlendiğinde ya da bir iş yaparken sürekli kullanıyordu. Ne anlama geldiğini anneme sordum, bana 'Allah'ın ismidir' dedi. Böyle bir isim yok, bu yüzden biraz araştırdığımda Tanrıça İştar'ı gördüm. Yani annem ezelden beri bunu kullanıyor ama bunun farkında değil."
(MD/AÖ)