Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları (KLİMİK) Derneği, Ankara ve İstanbul'da "domuz gribi" (Pandemik İnfluenza H1N1) konusunda toplantılar düzenledi. Bu toplantılarda konuyla ilgili sunumlar yapıldı, toplantılara katılan meslektaşların görüşleri alındı. Elde edilen bilgilerden Sağlık Emekçileri Sendikası (SES) Bilim Komisyonu üyesi ve Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı'ndan Doç. Dr. Önder Ergönül'ün hazırladığı özeti aktarıyoruz.
Salgının boyutları
Pandemik influenza H1N1 salgını bu yıl Nisan ayının sonlarında başladı ve 6 ay içinde 400 bine yakın olgu ve 4 bin 500 ölüm saptandı. Türkiye'de saptanan olgu sayısı 480'dir. Dünya Sağlık Örgütü, bu hızlı yayılma nedeniyle, pandemi düzeyini 6'ya çıkardı. Kuş gribi salgınında pandemi düzeyi 4'te kalmıştı. Pandeminin 6 olması, artık her ülkede salgının başlayabileceği anlamına gelmektedir. Olguların dışarıdan geleceğini düşünmek yanıltıcı olacaktır. Dünya Sağlık Örgütü'ne göre Pandemik İnfluenza H1N1 salgını son 50 yılın en önemli salgınıdır.
Hastalığın seyri
Salgının yaygın olması, ölün oranının yüksek olduğu anlamına gelmez. Ölüm oranı binde birin altındadır. Özellikle gebeler ve aşırı kilolu olanlarda ölüm oranının daha yüksek olduğu bildirilmiştir. Ölümler, kronik hastalığı olanlarda daha yüksektir. Belirtileri mevsimsel gribe benzer, ateş, öksürük, boğaz ağrısı, yaygın vücut ağrıları, başağrısı, titreme ve yorgunluk ön plandadır. Bazı kişilerde ishal ve kusma görülür. Zatürreye bağlı ciddi hastalıklar ve ölümler olabilir.
Bulaşma özellikleri
Pandemik İnfluenza H1N1 infeksiyonu, 1-3 günlük kuluçka süresinden sonra başlamakta ve hastalık 3-7 gün sürmektedir. İnsandan insana hapşırma ve öksürme ile saçılan damlacıklar yoluyla yayılır. Ayrıca el teması da önemlidir. Hasta olan kişiler belirtiler görülmeden bir gün önce ve hastalık boyunca infeksiyonu yayabilirler.
Tanı
İnfeksiyonun tanısı moleküler teknik (PZR) ile konulmaktadır. Bu test bu konuda özelleşmiş merkez laboratuvarlar tarafından yapılmaktadır. Her olguda laboratuvar tanısının konulması da gerekmez. Özellikle infeksiyonun yayılmasının önlenmesi için testlerin yapılması önemlidir. Grip tanısında kullanılan diğer hızlı testlerin H1N1 gribi için duyarlılık ve özgüllükleri düşüktür ve hastalığın tanısında yeri yoktur.
Tedavi
Tedavide klasik gripte olduğu gibi oseltamivir veya zanamivir kullanılır. Bu ilaçlar belirtiler görüldükten sonra ilk 2 günde kullanılmalıdır. Ilaçlar doktor kontrolünde kullanılmalı, grip için risk gruplarına tedavi uygulanmalıdır. Ayrıca belirtilere yönelik ilaçlardan da yararlanılabilir. Ağrı kesici olarak aspirin kullanılmamalı, parasetamol tercih edilmelidir. Korunma amaçlı olarak, örneğin yurt dışına giderken ilaç alınması önerilmez.
Aşı
Mevsimsel influenza aşısına ek olarak influenza H1N1 aşıları uygulanacaktır. İnfluenza H1N1 aşısı gereken riskli gruplar;
1. Altı aydan 24 yaşa kadar olanlar
2. Altı aydan küçük bebeklere bakanlar
3. Gebeler
4. 24-65 yaş arasında kronik hastalığı olanlar
5. Sağlık çalışanları
Aşının, yapıldığı gün ortaya çıkan hafif belirtiler (ateş, koltukaltı lenf düğümlerinin şişmesi) dışında ciddi yan etkisi yoktur. İleride ortaya çıkacak yan etkiler ise bugünden bilinmemektedir. Aşılar, eczanelerde satılmayacak, Sağlık Bakanlığı tarafından uygulanacaktır.
Aşı mevsimsel grip aşısının üretildiği yöntemle üretilmektedir. Uzun süredir deneyimin olduğu bir aşı olduğundan yan etkilerinin benzer olacağı düşünülmektedir. Aşıda koruyucu olarak timerosal yer almaktadır. Bazı firmalar aşının koruyucu -antikor- yanıtını artırmak üzere aşıya katkı maddesi (adjuvan) eklemektedir. Bu madde de yine uzun süredir aşı üretiminde kullanımda olan bir maddedir.
Kişisel korunma
En etkin önlem ellerin yıkanmasıdır. Genel sağlık önlemlerine dikkat etmek gerekir, uykusuz kalınmamalı, fiziksel aktivite sağlanmalı, günlük stres kontrol edilmeli, bol sıvı ve besleyici gıdalar alınmalıdır. Hasta kişilerle yakın temastan kaçınmalıdır. Cansız yüzeylerin çamaşır suyuyla silinmesi yeterlidir.
Başkalarına bulaştırmamak için ne yapmalı?
* Eller sabunlu suyla yıkanmalı, su ve sabuna ulaşılamazsa alkollü temizleyiciler kullanılmalıdır. El hijyenine uyulması en önemli kontrol önlemlerinden biri olarak öne çıkmaktadır.
* Eller ağız ve buruna götürülmemelidir, virus bu yolla yayılabilir.
* Hastalardan uzak durulmalıdır.
* Hastalanınca vakit geçirmeden doktora başvurulmalıdır.
* Hastalanınca okula ve işe gidilmemesi önerilir.
Bu süreçte öncelikle yapılması gerekenler;
1. Termal kameralar önemini yitirmiştir. Termal kameralar, gelinen noktada uygulamadan kaldırılmalıdır; çünkü ülke içinden olgular çıkabilmektedir.
2. Yurt dışından gelenlerin doldurması istenen formlar önemini yitirmiştir.
3. Salgına yönelik çalışmalar ve hesaplamalar saydam bir şekilde sunulmalıdır. Sunulan hesapların referansları ortaya konulmalıdır.
4. Resmi makamlarca halkı paniğe sevk edecek açıklamalardan kaçınılmalıdır.
5. Aşı hakkında detaylı ve doğru bilgilendirme yapılmalıdır
6. Milli Eğitim Bakanlığı, okullardaki el yıkama koşullarının iyileştirilmesini hedeflemelidir.(EÜ)