*Fotoğraf: Hrant Dink Vakfı
Yargıtay Başsavcılığı'nın Gezi Davası'yla ilgili hazırladığı tebliğnamede, Gezi tutuklularından Çiğdem Mater'in 19 Ocak Hrant Dink anmalarını organize etmek için yaptığı telefon görüşmelerinin kayıtları da 'suç unsuru' olarak sunuldu.
Tebliğnamede, Çiğdem Mater'in 13 Ocak 2014'te Osman Kavala'yla, 14 Ocak 2014'te de Can Atalay'la 19 Ocak anmasına ilişkin yaptığı görüşmelerin kaydına yer verildi, ardından şu yorumda bulunuldu:
"Konuşmalardan, Açık Toplum Vakfı'ndan süreklilik arz eder mahiyette Anadolu Kültür A.Ş'ye Gezi olayları sırasında da para aktarımı olduğu, bu sürecin iştirak içerisinde yürütüldüğü, sanık Şerafettin Can Atalay'ın da bütün süreçten haberdar olduğu görülmüştür."
TIKLAYIN - Çiğdem Mater: Yargıtay'da hakimler olduğunu umuyorum
Dink Ailesi'den tepki
Agos Gazetesi'nin haberine göre, konuya ilişkin yazılı açıklama yapan Dink Ailesi, "Maalesef, savcının Gezi davası denen bu ucube davadaki mütalaasındaki iddialar da akla, mantığa, vicdana sığmayacak derecede saçma olmaya devam ediyor" dedi.
Dink Ailesi'nin açıklaması şöyle:
"Öyle görülüyor ki Gezi'nin yargılanmaya çalışıldığı davada, 19 Ocak anma ve adalet arayışıyla ilgili görüşmeler kriminalize edilmeye çalışılmış. Yargılama sürecinde muhataplarına sorulmuş ve basit açıklaması alınmış, sorulması bile ayıp olan özel telefon görüşmeleri 'tebliğname'ye kadar taşınmış. Bu durum ellerinde doğru düzgün bir kanıt olmadığını, çünkü ortada zaten bir suç olmadığını kanıtlamak dışında bir şey ifade etmez.
Çiğdem Mater Hrant'ımızın öldürülmesinden önce de sonra da her zaman yanımızda olan, en çok emek döken arkadaşlarımızdandır. Hrant'ın Arkadaşları'ndandır. Osman Kavala da aynı şekilde emeği, insanlığı, maddi manevi desteğiyle sürecin başından itibaren yanımızda olmuş dostlarımızdandır.
Hrant'ın Arkadaşları, bir kaç kişi değildir. Binlerce, yüzbinlerce vicdanlı insandır. Elbette adalet talebini gerek mahkeme önlerinde, gerek 19 Ocak'larda alanlarda sürdürülmesinde belli sayıda insanın emeğiyle gerçekleşiyor. Hrant'ın arkadaşları, başından beri 19 Ocak'ların maddi külfetinden, afiş hazırlamak, lolipop bastırmak, ses sistemi gibi külfetli maliyetleri kendi aralarında imece usulü halletmeye çalışıyor. Prensipleri gereği ailemizi bu maddi yönün dışında tutmaya çalışıyorlar. Tebliğnamede yer alan telefon görüşmelerinden biri bununla ilgili. Diğer birkaçı da 19 Ocak çerçevesinde düzenlenen toplantılar ve etkinliklerle ilgili.
Tüm bilirkişi raporlarına, akla, mantığa rağmen Hrant Dink'i hedef haline getirmek konusunda yargının nasıl araçsallaştırıldığını ve etkin rol oynadığını aile olarak yakından yaşadık. Cinayet sonrası 16 yıldır süren adalet arayışımızda yargının performansı maalesef yine aynı çizginin devamı. Maalesef, savcının Gezi davası denen bu ucube davadaki mütalaasındaki iddialar da akla, mantığa, vicdana sığmayacak derecede saçma olmaya devam ediyor.
Yargıladıkları insanlar bu ülke için demokrasi, adalet ve eşitlik dışında hayalleri olmayan insanlar. Adaletin tecellisini umuyor ve talep ediyoruz."
Hrant'ın Arkadaşları İnisiyatifi'nden açıklama
2007'den bu yana 19 Ocak anmalarını, Dink Cinayeti davasındaki duruşma öncesi basın açıklamalarını tertipleyen ve tüm duruşmaları izleyen Hrant'ın Arkadaşları İnisiyatifi de tebliğnamede anmaların suç unsuru gibi gösterilmesine tepki gösterdi.
Hrant'ın Arkadaşları şu açıklamayı yaptı:
"Yargıtay Başsavcılığının Gezi Davası tebliğnamesi hukuki bir metin olmaktan oldukça uzaktır. Senaryolar ve mesnetsiz iddialarla cezalandırılması istenenler arasında arkadaşımız Çiğdem Mater de var.
Çiğdem Mater, Hrant'ın Arkadaşları'ndandır. 2007'den bu yana, Hrant Dink'i andığımız 19 Ocak'lara ve adalet nöbetlerine en çok emek verenlerdendir. Hrant Dink'i anmak ve adalet talebiyle davasını takip etmek bir insanlık görevi ve vicdan meselesidir. Çiğdem Mater'e yönelik zorlama suç isnatları ve delil yaratma gayretinin hiçbir hukuki karşılığı yoktur. Arkadaşımız daha önce beraat ettiği davadan yargılanıyor ve hakkında hiçbir somut delil de yok.
Çiğdem Mater'in tutukluluğu hemen sona erdirilmelidir. Onun yeri cezaevi değil bizim yanımızdır."
Ne olmuştu?
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, TCK 312. madde uyarınca "hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilen Osman Kavala ile "hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım" suçundan 18 yıl hapis cezası verilen Çiğdem Mater, Ali Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman ve Yiğit Ali Ekmekçi'ye verilen cezanın onanmasını, Mücella Yapıcı hakkındaki kararın ise bozulmasını istemişti.
TIKLAYIN - Yargıtay Başsavcılığı'ndan 'Mücella Yapıcı dışındaki 7 kişinin cezaları onansın' talebi
(VC)