* Fotoğraf: Agos Gazetesi
Haberin İngilizcesi için tıklayın
Agos Gazetesi'nin kurucusu ve genel yayın yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin, kamu görevlilerinin yargılandığı 62 sanıklı davada Yargıtay incelemesini Haziran ayında tamamladı.
Üst mahkeme, bazı sanıklar için verilen beraat ve zamanaşımı kararlarını onadı.
Yargıtay böylece Dink Ailesi avukatlarının taleplerini karşılamamış oldu. Dink Ailesi avukatları bu gelişmenin ardından dün (25 Temmuz) Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu.
Avukatlar dilekçede yargı sürecindeki eksik ve hatalı soruşturma sürecini aktararak, "hakikati bilme hakkı"na vurgu yaptı.
"Zamanaşımına tabi değildir"
Agos Gazetesi'nde yer alan habere göre, avukatlar dilekçede "Başvuruya konu dosya içeriği ve işbu başvuruda sıralanan gerekçelerle sabittir ki cinayetin örüntülerini ortaya çıkarmaya yardımcı olabilecek resmî belgeler tahrif edilmiş, kayıtlar ve istenilen bilgiler kamu kurumları tarafından Mahkemeye gönderilmemiş, başvurucu tarafça toplanması istenilen deliller ve dinlenilmesi istenilen kamu görevlilerinin Mahkemede dinlenilmesi dahi mümkün olamamıştır," dedi.
Avukatlar ayrıca "Kolektif boyutunun yanı sıra hakikati bilme hakkının, mağdurlara ve mağdurların yakınları ile ailelerine tekabül eden bireysel bir boyutu da bulunmaktadır. İnsan hakları ihlallerinin gerçekleştirildiği koşulları ve ölüm ya da kayıp halinde mağdurların akıbetini bilme hakkı doğası gereği zamanaşımına tabi değildir," vurgusunda bulundu.
Süreç
Dink Ailesi avukatlarının dilekçesinde karar sonrası yaşanan süreç maddeler halinde şöyle özetlendi:
- Cinayete ilişkin yargılamanın son aşamasında İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi bir kısım sanıklar hakkında cezalandırma, bir kısım sanıklar hakkında ise beraat ve düşme kararları vermiştir.
- Başvurucu (Dink Ailesi Avukatları) Mahkemenin verdiği "beraat ve düşme kararlarının kaldırılması" talebi ile 03.09.2021 tarihinde İstinaf Kanun Yoluna başvurmuştur. Talebin özünü; İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Hrant Dink cinayetinin tüm yönleri ile açığa çıkarılmasına yönelik yargılama yapılmaması, kovuşturmanın genişletilmesine yönelik taleplerimizin reddedilmesi, yargılanan sanıklar ve bu kapsamda öncelikli olarak Celalettin Cerrah, Ahmet İlhan Güler, Reşat Altay, Engin Dinç, Ercan Demir, Muhittin Zenit, Sabri Uzun, Metin Yıldız, Cevat Eser, Ünsal Gürel, Hüseyin Yılmaz, Ergün Yorulmaz ile Hacı Ömer Ünalır hakkında TCK madde 81 veya TCK madde 83 uyarınca cezalandırılmalarına yönelik karar verilmesi gerekir iken haklarında beraat kararı verilmesi' hususları oluşturmuştur.
- İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi başvurucu talebini reddederek bir kısım sanıklar hakkında verilen beraat ve düşme kararlarını onamıştır.
- Başvurucu İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi kararını aynı sebeplerle temyiz etmiştir.
- Yargıtay 3. Ceza Dairesi tarafından 21.06.2023 tarihinde verilen karar ile yerel mahkemenin bir kısım sanıklar hakkında verdiği tüm "beraat ve düşme kararları" hakkında onama kararı verilmiştir.
Dilekçede "Soruşturmalar eksik, kapsamı daraltılarak yapılmış ve cezasızlığa yol açacak şekilde uzun süre şüpheliler hakkında soruşturmalara izin verilmemiştir" başlığıyla yargı süreci boyunca yaşanan eksik soruşturma ve "Yargılama sırasında cezasızlık sonucunu doğuracak şekilde alınan kararlar" başlığıyla da mahkeme sürecinde alınan eksik kararlar, cinayet öncesindeki ve sonrasındaki kasıt ve ihmaller maddelerle sıralandı.
Dilekçedeki diğer detayları ve haberin tamamını okumak için tıklayın.
(TY)