Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı Zeynel Emre, AKP iktidarının geçmiş dönem ortaklarından FETÖ’nün savcıları tarafından başlatılan, onlardan devralıp aynı şekilde uydurma deliller ve dayanaksız yorumlarla sürdürdüğü 2013 yılında yaşanan Gezi Parkı Protestolarına ilişkin davada, ilk derece mahkemeleri ile istinafta verilen skandal kararlara, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının tebliğnamesinin de eklendiğini dile getirdi ve teblinağmenin hukuksuzluğuna dikkat çekti.
CHP’li Emre, bu yılın Ekim ayı itibariyle tutukluluğunun 6. yılına girecek olan Osman Kavala'nın müebbet; Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Can Atalay, Mine Özerden, Yiğit Ali Ekmekçi ve Tayfun Kahraman'ın da 18'er yıl hapse mahkûm edildiği dosyanın temyiz yoluyla geldiği Yargıtay’da, Cumhuriyet Başsavcılığının tebliğnamesinin, davada süregelen hukuksuzlukları devam ettirdiğini söyledi.
"Tebliğnamede kanıt yok"
Emre şöyle dedi:
“Mücella Yapıcı haricindeki tüm isimler için istenen cezaların onanmasının talep edildiği tebliğnamede, kanıtlara dayalı hukuki bir tartışma yapılmaksızın, verilen cezalara siyasi ve ideolojik kıyafet giydirilmek istenmiştir. Devlet kurumunun önemi ve korunmasının gerekliğinin tartışıldığı tebliğnamede, sanıkların bu kuruma yönelik yıkıcı eylemlerde bulunduğuna ilişkin ortaya şüphe götürmez kanıtlar konulmamıştır. Tebliğnamede, demokratik sistemlerin ulusal devletler için bir sorun olabileceği yönünde tehlikeli bir değerlendirmeye de yer verilebilmiştir.”
“Tebliğname ne yazık ki üst mahkeme konumundaki Yargıtay düzeyinde bile hukukun siyasi mülahazalara kurban edildiğini göstermektedir" diyen Emre, Türkiye siyasi ve sosyal hayatı açısından tarihi önemde olan ve yüzbinlerce insanın protesto hakkını kullandığı bir eylemi, sırf AKP iktidarı karşıtlığı nedeniyle birkaç kişi üzerinden en ağır cezalara çarptırmak ve buna Yargıtay düzeyinde savcılık görevi üstlenmiş kişilerin alet olması, Türkiye’de uzun süredir hakim kılınmaya çalışılan ‘yargının AKP’lileşmesi’ni yansıttığını belirtti.
Emre, şöyle dedi:
“Bizzat AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamalarıyla yönlendirdiği Gezi Parkı Davası’nda yaşanan tüm süreç, kararın önceden verildiğini ve bizlere, sahnesinin mahkeme salonları olduğu bir tiyatronun izletildiğini düşündürmektedir. Tebliğnamede, sırf cezalandırmaya dayanak oluşturması için tutarsız bir şekilde yer verilen “Kendi ulusal bağımsızlığını koruyarak insan olmanın gereği hak ve özgürlüklere sahip olmanın yöntemi, sade halka demokrasi işlerinden anlamayan olarak bakıp yabancı eli mi aramaktır?” sorusunun bir benzerini tebliğnameyi yazan savcıya, “Hukuk, demokratik hakkını kullanan vatandaşları ajan görmek, siyasi karar almak mıdır?” sorusunu yöneltmek gerekmektedir.”
Yargıtay ceza dairesi bu hukuk skandalına son vermeli
Zeynel Emre, dosyanın görüşüleceği Yargıtay ceza dairesinin, yıllardır süren bu hukuk skandalına son vermesi gerektiğini ifade ederek, “Her türlü baskıya karşın Türk yargı sisteminin hala bağımsız ve evrensel hukuk kurallarına uygun kararlar alabileceği yönündeki beklentimizi, tüm yaşananlara karşı diri tutmaya çalışıyoruz” dedi.
Ne olmuştu?
İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yürütülen ve ilk duruşması 24-25 Haziran 2019'da Silivri Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'nde gerçekleştirilen davada 18 Şubat 2020 tarihinde verilen kararla 16 sanığın 10'u, haklarındaki bütün suçlamalardan beraat etti, davanın tek tutuklu sanığı Osman Kavala hakkında tahliye kararı verildi ve yurtdışında bulunan sanıklar hakkındaki yakalama kararı kaldırıldı.
16 kişi, Gezi Direnişi'ni organize ettikleri iddiasıyla, 'Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs' suçundan yargılanıyordu.
Savcılığın yerel mahkemenin kararını istinafa taşımasının ardından İstanbul Bölge Adliye 3. Ceza Dairesi 22 Ocak 2021'de 9 sanık hakkındaki beraat kararını bozdu. Daire, dava dosyasının yeniden incelenmek ve hüküm kurulmak üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine hükmetti.
Kimler yargılandı: Ali Hakan Altınay, Mücella Yapıcı, Ayşe Pınar Alabora, Can Dündar, Çiğdem Mater, Gökçe Yılmaz, Handan Meltem Arıkan, Hanzade Hikmet Germiyanoğlu, İnanç Emekçi, Mehmet Ali Alabora, Mine Özerden, Osman Kavala, Can Atalay, Tayfun Kahraman, Yiğit Aksakoğlu, Yiğit Ali Ekmekçi.
Müştekiler (şikayetçiler) kimler: 61. hükümet dahil 746 kişi. Müştekilerin başında dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan var. Yine dönemin Başbakan Yardımcıları ve bakanları Bülent Arınç, Ali Babacan, Beşir Atalay, Bekir Bozdağ, Binali Yıldırım, Egemen Bağış, Erdoğan Bayraktar, Ahmet Davutoğlu, Muammer Güler, Ömer Çelik, Mehmet Şimşek, Nabi Avcı, Zafer Çağlayan, Sadullah Ergin gibi isimler müştekiler arasında.
Ne ile suçlanıyorlar: İddianamede Gezi Parkı protestoları "bir darbe kalkışması" olarak tanımlanıyor. 16 (+Henry Jack Barkey) hak savunucusu temelde, "protestoları örgütlemek ve finanse etmekle" suçlanıyor.
Gezi Davası'nın 25 Nisan 2022'de görülen karar duruşmasında İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Osman Kavala'ya "hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs"ten ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Can Atalay, Mine Özerden, Yiğit Ali Ekmekçi, Tayfun Kahraman'a ise "hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım" suçundan 18'er yıl hapis cezası verdi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi verdiği mahkumiyet kararlarının gerekçesinde, üç üye hakimden biri, dosya içeriğindeki dinleme kayıtlarından başka delil bulunmadığı, ilk dinleme kararının 18 Haziran 2013'te "suç işlemek amacıyla örgüt kurma" suçuna ilişkin alındığı belirterek, "hükümete karşı suçlara" dair alınan bir dinleme kararı olmadığı ve dinlemenin uzatılması talebinin ardından "anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı" ve "hükümete karşı" suçların 2 Aralık 2014'te eklendiği gerekçesiyle beraat ve tahliyelerine karar verilmesi notunu düştü.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi 28 Aralık 2022 tarihinde verilen cezaları onadı.
(EMK)