Cumartesi Anneleri/İnsanları, kaybedilen yakınları için 446. kez Galatasaray Meydanı'ndaydı. Kayıp yakınları, 1994'te askerler tarafından evinden alınan ve bir daha kendinden haber alınamayan Nazım Gülmez'in akıbetini sordular.
61 yaşındaki Gülmez, Dersim’in Hozatlı ilçesindeki Taşıtlı köyünde yaşıyordu. Sabah 09.30’da Bolu Komando Tugayı’na bağlı askerler tarafından kendilerine kılavuzluk yapması gerekçesiyle evinden alındı.
Olayın üzerinden 19 yıl geçmesine rağmen kendisinden bir daha haber alınamayan Gülmez’in zorla götürülüşüne köy muhtarı ve bütün köylüler tanıklık etti.
Gülmez’i arayan ailesine devletin cevabı ise: "Askerler almış sonra Tunceli merkeze götürüp bırakmış" oldu. Ailesi ise “okuma yazması olan, yol iz bilen biridir, bırakılsaydı eve gelirdi” diye devletin cevabına 19 yıldır itiraz ediyor.
"Ertürk ağladı ama tutuklanmadı"
Bu haftaki buluşmaya Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Dersim milletvekili ve aynı zamanda Nazım Gülmez’in avukatı Hüseyin Aygün de katıldı.
Aygün, son beş gün içinde iki önemli olay yaşandığına dikkat çekti.
“Emekli Bolu Komando Tugayı Yavuz Ertürk’ün (Gülmez'in kaybedilmesinden sorumlu tutulan) ifadesi alındı. Sorulan sorular karşında ağladı. İfadesinin sonunda ise savcının şüpheli sorularına yine kendi birliğini, tugayını aklayan cevaplar verdi. Biz, başında bulunduğu tugayın en kanlı icraatlarının başında olan Ertürk’ün tutuklanma kararını bekliyorduk; ama serbest bırakıldı.
“İkinci önemli olay ise Mehmet Ağar’ın cezaevine girmek yerine serbest bırakılması oldu. Ağar’ın bin operasyondan sorumlu olduğu unutulmaması gerekir."
"Bayramda nereye didelim?"
Nazım Gülmez’in ailesi adına Saray Gülmez söz aldı.
“Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, kendi bayramında annesinin mezarına gidiyor. Bizim annemizin, babamızın mezarı yok. Kemiklerimiz yok, biz nereye gidelim? Dönemin devlet yetkileri bu olaydan sorumludur."
İnsan Hakları Derneği adına basın açıklamasını okuyan Maside Ocak da Nazım Gülmez’in kaybedilmesinde sorumlu olan herkesin yargılanması gerektiğini ifade etti.
“Nazım Gülmez’in kaynedilmesinden; Bolu Dağ Komanda Taburu General Yavuz Ertürk sorumludur. Güvenlik güçlerini suç örgütüne çeviren dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ve Başbakan Tansu Çiller olmak üzere 50. hükümet sorumludur.
"Dersimin adını geri vereceksiniz. Peki Dersimli Kayıplar? Onları da geri verecek misiniz? Kayıplarımızı bulacak olan siyasi iradenin yokluğu bizi demokrasiden uzaklaştırıyor. Bu irade olmadan demokratikleşmenin, normalleşmenin önü açılamaz.”