Depremde enkaz altında kalan ve bulunamayan cenazeler için Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) komisyon kurulmasını isteyen Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi'nin (HEDEP) önergesi, AKP-MHP oylarıyla reddedildi.
HEDEP'in 6 Şubat Maraş merkezli depremlerde kaybolan yurttaşların bulunmasına dair verdiği araştırma önergesi, dün (26 Ekim) TBMM Genel Kurulu’nda tartışıldı.
Komisyon kurulmalı
Önergeye ilişkin kurulda söz alan HEDEP Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, depremde binlerce yurttaşın yaşamını yitirdiğini anımsattı. Gergerlioğlu, enkazlarda bulunamayan cenazelere işaret ederek şöyle dedi:
“Hatay'da bin kişinin cenazesine ulaşılamamış durumda. Çok vahim bir durum var, insanlar en azından merhum yakınlarının mezarlarına gitmek ve dua okumak istiyor ama mezar yok, cenaze yok; yetkililere gidiyorlar, soruyorlar, cevap yok. Nereye gitti bu cenazeler, buharlaştı mı? Hayır, enkazların arasında, o ilin enkazlarının döküldüğü yerlere gitti büyük ihtimalle. Peki, ne olacak, bu konu böyle mi kalacak?
“6 Şubat depreminde kayıp yurttaşların bulunması komisyonu kurulması gerekiyor. Binlerce aile son derece mağdur ve bu komisyonun bir an evvel kurulması gerekiyor. Kaybolan şahısların bulunması, ailelerine iadelerinin sağlanması kimliklendirilmeleri ve yaşamını yitirenler için yeniden DNA eşleştirmeleri yapılmalıdır.”
6 ŞUBAT DEPREMLERİ
Ölüye Saygı ve Adalet İnisiyatifi: Toplu definlere son verilmeli
Yaklaşan kış
Önergeye dair söz alan Saadet Partisi Milletvekili Şerafettin Kılıç da hâlâ binlerce yurttaşın çadırlarda yaşadığını anımsattı. Deprem bölgesindeki altyapı, içme suyu ve hijyen problemlerine değinen Kılıç, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Havaların soğumasıyla birlikte hijyen sorunu acil olarak çözülmezse -üzülerek ifade ediyorum ki- salgın hastalıklar baş gösterecektir. Yaz dönemi deprem bölgesindeki ihtiyaçları gidermek için ciddi bir fırsattı; ancak bunu değerlendirmek yerine bazı algılar oluşturulmaya çalışıldı. Sorunları kökten çözmek yerine, algıyla çözüyormuş gibi yapmanızı kabul etmiyoruz. Şu bir gerçek ki: İş yapmak başka, laf üretmek başka.”