Derelerin Kardeşliği Platformu Danıştay 14. Dairesi'nin kararı sonucu Rize Fındıklı'nın Arılı Vadisi'nin SİT alanı olarak kaldığını açıkladı.
Çevre ve orman bakanlıklarının ayrılmasının ardından lağvedilen Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Trabzon Bölge Kurulu'nun 18 Şubat 2010 tarihinde 1. ve 3. derecede doğal SİT alanı ilan ettiği Arılı Vadisi'yle ilgili olarak alınmış yürütmeyi durdurma kararı Danıştay tarafından iptal edildi.
Rize İdare Mahkemesi vadi boyunca HES projesi geliştiren firmaların itirazı üzerine 6 Aralık 2011'de SİT alanı kararıyla ilgili olarak yürütmeyi durdurma kararı vermişti. Bu karara itiraz eden köylüler de Danıştay'a başvurmuştu.
"Halkı yok sayıyorlar"
Fındıklı Dereleri Koruma Platformu Sözcüsü Hüseyin Acar süreçle ilgili yaptığı açıklamada, "Fındıklı halkının yaklaşık beş yıldır sürdürmüş olduğu HES mücadelesinde bir kez daha hukuk mücadelesini kazandığını ve Arlı Vadisi'nin SİT alanı olarak kaldığını" kaydetti.
"Önce, 'enerji gerekiyor, ihtiyaç var, size hizmet edeceğiz' dediler. Sonra ihtiyaç olmadığını, yurtdışına bile enerji verdiğimizi, alternatiflerin ve tasarruf tedbirleri uygulanmaları, iletim hatları, baraj kapasiteleri, kayıp kaçaklarla kat kat daha fazla enerji üretebileceğini kabul etmek zorunda kaldılar.
"Daha sonra bitki, böcek, orman, yayla, maden, yol bahaneleri ile vadilerimize saldırdılar. Yine bu halkı kandıramadılar. Şimdi ise yayla yolları projeleri ile su ve maden kaynaklarına ulaşmanın yollarını arıyorlar.
"Aynı zamanda akarsuların kullanım hakkını ellerine geçiren şirketler bu sefer dere ıslah çalışmaları yoluyla dereleri işgal etmeye başladılar. Beş metrelik duvarlarla suyu hapsetmeye çalıştılar. Taşkınları önleme bahanesi ile 500 yıllık projelerle karşımıza çıktılar. Bütün derelerin her iki tarafına duvarlarla suları kontrol altına almak istediler.
"Dünyanın korunması gereken 200 Ekolojik Alanından birisi olan ve bozulmamış ekosistemi, tarihi ve kültürü ile bir turizm bölgesi olarak, ürettiği organik çay, fındık, kivi ve likapasıyla, organik arıcılık ve balıkçılığıyla dünyaya adını duyuran bu bölgenin halkı yok sayılmaktadır. Biz buna asla izin vermeyeceğiz ve bu değerlerimizi yok ettirmeyeceğiz." (YY)