Yeni bir koronavirüs türü olan Covid-19 salgını son olarak İran’da ölümlere sebep oldu. Türkiye İran sınırını kapadı ancak Türk Tabipler Birliği, 23 Şubat’ta yaptığı açıklamada, sağlık kuruluşlarındaki koruyucu ekipman eksikliklerinin giderilmesi gerektiğini vurguladı. Biz de Beyoğlu’nda yurttaşlara virüse karşı ne gibi önlemler aldıklarını, salgın hakkındaki düşüncelerini sorduk. İşte yanıtları:
“Eve kapanamayız”
*Uğur K.
Uğur K. (25): “Kalabalık yerlere mümkün olduğunca az gidiyorum ve ellerimi sık yıkıyorum ama korunmak çok zor. Ablam İtalya’da yaşıyor ve panik içinde, sokağa çıkmıyorlar ama korkuyla yaşayamayız, eve kapanamayız. Şu an maske takmıyorum, gerekirse takarım. Biraz yapay bir korku yaratma sendromu olduğunu düşünüyorum. Yeterli önlemlerin alındığına inanmıyorum.”
“Salgın halinde maske yeterli olmaz”
Arif Ö. (53): “Koronavirüsüne karşı özel bir önlem almıyorum. Asyalı turistlerin sayılarında azalış var, bizim turistlere karşı tavrımızda bir olumsuzluk gelişmedi. İşim gereği kamusal alanda olmak zorundayım, virüse yakalanma konusunda bir endişem yok. İran’ın virüse karşı önlem geliştirmek için sağlık altyapısı yeterli olmayabilir. Salgın halinde maskenin yeterli olacağını sanmıyorum. Kurumlar virüs konusunda yeterince önlem almıyorlar.”
“Toplu taşımada tedirgin oluyorum”
Aynur E. (32): “Tedirginlik hissediyorum ama özel bir önlem almadım. Devletin bu konuyla ilgili yeterli önlem aldığını düşünmüyorum. Turistlere karşı bakış açım değişmedi, kamusal alanda bir korku yaşamıyorum fakat toplu taşımada tedirgin oluyorum.”
“Turistlere karşı ırkçı yaklaşımdan rahatsızım”
*Onur U.
Onur U. (29): “Hastalıkla ilgili alınabilecek önlemlerin büyük çapta olması gerektiğini düşüyorum, bireysel olarak yapabileceklerimiz çok sınırlı, yine de normalde öksürük, ateş diye geçiştireceğim şeyler için doktora gidip muayene oluyorum. Maskeyi virüs sahibi insanların takması daha mantıklı. Bu süreçte turistlere olan ırkçı yaklaşımlardan rahatsız oluyorum. Halka anlatılması konusunda yetersiz kalındığını düşünüyorum. Üzüm sirkesi, pekmez gibi gereksiz tartışmalar yerine bilgilendirme yapılabilir.”
“Virüsün tam olarak ne olduğunu bilmiyorum”
Ece Z. (33): “Koronavirüsünün tam olarak ne olduğunu, içeriğini bilmiyorum ama virüs olmasa bile kamusal alana çıkmak konusunda bir tedirginlik yaşıyorum, geçmiş terör olaylarından dolayı. Dışarıda yemek yememeye, temizliğime dikkat ediyorum. Turistlere karşı bakış açımda bir değişiklik yok, kimin virüs taşıyıp taşımadığını bilemem.”
“Anti-bakteriyel jel kullanıyorum”
Erdem G. (28): “Diğer insanlar maske takmaya başlarsa ben de kullanabilirim, sürü psikolojisi gibi işliyor biraz. Anti-bakteriyel jel kullanıyorum. Asyalılara karşı içten bir tedirginlik yaşıyorum. Kamusal alana çıkma konusunda bir korkum yok. Yaza kadar biter. Sağlık altyapımız kaldıramayabilir öyle bir salgını, ayrıca İran sınırının uzun süre kapalı kalması ekonomik anlamda ülkemizi etkileyebilir, bu durum da beni endişelendiriyor.”
“Şansa yaşadığımız için önlem almayı gerekli görmüyorum”
Ozan B. (23): “Günlük rutinimde bir değişiklik yok, kamusal alana eskisi gibi çıkmaya devam ediyorum. Asyalılara karşı bir önyargı oluştu içimizde. Virüsün sınırımıza dayanması beni endişelendirmiyor. Virüsten korunup evde oturayım desem, İstanbul depremine yakalanma riskiyle karşı karşıya kalırım. Biraz olumsuz olabilir ama Türkiye’de şansa yaşadığımız için önlem almayı gerekli görmüyorum.”
“Maske toplumsal paniğe neden olabilir”
Mustafa S. (61): “Hijyenimize önceki yıllara kıyasla biraz daha fazla dikkat ediyoruz. Hastalığın sınırımıza dayanması beni korkutmuyor. Maske kullanımının artması toplumsal paniğe neden olabilir. Gündelik yaşamımda herhangi bir değişiklik yok, onu yapabilecek durumda değilim, sağlık bakanlığına güveniyorum, önlemlerinin yeterli olduğunu düşünüyorum.”
“Maske satın alanlar genelde turistler oluyor”
Koronavirüsü, birçok ülkede maske satışlarında patlamaya neden oldu. İstiklal Caddesi’nde eczacılık yapan Arda A. (38), İstanbul’un da bu patlamadan payına düşeni aldığını söylüyor. “Maske satışlarında patlama yaşadık” diyor ve ekliyor: “Maske bulmakta zorlanıyoruz, elimizde sadece dört kutu kaldı. Genelde turistler satın alıyor, yerliler pek rağbet göstermiyor. Bağışıklığı güçlendiren takviye ürünlere de talep var. Anti-bakteriyel, antiseptik ürünler rağbet görüyor. Bugüne kadar biz de maske kullanmıyorduk, İran sınırı kapatıldıktan sonra takmaya karar verdik. Maskelerin fiyatı üç lira, bir artış yapmadık.”
(Pİ/HAK/SO)