Maalesef biz bugün çok güzel şeylerden bahsedemeyeceğiz. Çocuklar değil, çocuk hakları istismarları çarpıyor gözümüze. Hergün çocuklarla ilgili bir haber ve hepsi de kötü. Adaletin, halkın bu konuya duyarsız kalması daha da kötü.
Avrupa Birliği Adalet Komisyonunun açıklamasına göre 2008 Türkiye’si konu çocuk olunca yetersiz. Avrupa Birliği Adalet komisyonunun raporunda "çocuk adalet sistemi, korunmaya muhtaç çocuklar, eğitim ve çocuk işçiliğiyle mücadele gibi konularda daha fazla gayret göstermeli" diyor. Kısaca “bu konularda eksiğiniz var, gelişmeye çalışmalısınız, daha adalet sisteminiz bile çocuklara uygun değil!” diyorlar. Tabii biz yine duymuyoruz.
Çocuk hakları gününde çocukların bir çoğu kendi haklarından habersiz. Çocuk haklarını 18 yaşına gelince kullanılabilecek bir hak olarak görüyorlar. Çünkü etrafındaki insanlar onlara “18 yaşına kadar çocuksun” diyorlar ama haklarının ne olduğunu söylemiyorlar. Çocuklar haklarını bilmeyince, büyükler çocukların çocuk olmasını kullanınca ortaya çocuklara karşı işlenen suçların başında olan istismar çıkıyor. Hüseyin Üzmez davası ve ardından gelen gelişmeler ülkemizin nerede ve ne zihniyette olduğunun kanıtı… Bebeğe işkence ettiler, kız çocuğuna tecavüz ettiler, töre yüzünden çocuk yaşta evlendirildiler… Aslında hepsi her gün duyduğumuz ama kayıtsız kaldığımız şeyler… Bize dokunmayan yılan bin yaşasın, diyoruz ama bize dokununca da birşey yapamıyoruz.
Demek ki bir yerlerde büyük hatalarımız var, demek ki zihniyetlerimiz yanlış. Değiştirmesi gereken düşünceler var ama biz yine bir şey yapmıyoruz. Çoğu insan kukla gözüyle baktığı çocuğa istediği her şeyi yapma hakkını buluyor kendinde. Okullarda öğretilen "sen çocuksun ve hakların var" sözünün hiçbir anlamı yok aslında. Çünkü hiçbiri açıklayıcı değil. Hiçbiri nedenini, nasılını sorgulamıyor. Hepsi tekdüze anlatılıyor, aslında öğretmenlerde bir şey bilmiyor! Teoride anlatılıyor, uygulamada çuvallıyor.(DT/EÜ)
* Deniz Türkeş, 16 yaşında.