Birleşmiş Milletler (BM) Çocuk Hakları Komitesi'nin Türkiye hakkındaki sonuç gözlemleri yayımlandı.
Komite'nin tespitleri çerçevesinde şekillendirdiği önerilerin kapsamı sağlık ve eğitime erişim sorunlarından aile içi şiddete kadar uzanıyor.
Ayrımcılıkla mücadele
Komite ayrımcılık yapmama ilkesinin Lozan Barış Antlaşması'nda kapsanmayan azınlıklara ait çocuklar, özellikle Kürt kökenli; engelli çocuklar, kızlar; mülteciler ve sığınmacı çocuklar için ve onların Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde, kırsal kesimlerde özellikle yeterli sağlık ve eğitime erişimlerine ilişkin tam olarak uygulanmadığı konusunda kaygılarını dile getirdi.
Türkiye'ye "tüm çocuklara karşı ayrımcılığın tüm şekillerini sonlandırmaya yönelik kapsamlı stratejiler geliştirme amacıyla, özellikle yukarıda bahsi geçen hassas gruplara ait ayrımcılığı izlemeyi sağlayacak uygun sınıflandırılmış verileri toplamayı" önerdi.
Yaşama hakkı
Komite "namus cinayetleri" ve cinsiyet temelli şiddetle mücadelede olumlu gönderme yapmakla birlikte, kız çocuklarını da kapsayan çok sayıda kadının bu konudaki mağduriyetinin sürmesinden endişe duyduğunu belirtti.
Keza benzer kaygılar, risk altında olan kadın ve çocukların misafir edilip korunabileceği sığınma evlerinin yetersiz sayısıyla ilgili olarak da vurgulandı.
Şu önerilere yer verildi.
* "Namus Cinayetleri"ne ve baskı altında intiharı da kapsayan cinsiyet temelli şiddete yönelik daha etkili caydırıcılık sağlamak için yasal reformlar sürdürülmeli.
* Yasaları uygulayanlara, hukukçulara, sağlık hizmeti sağlayıcılara, sosyal hizmet uzmanlarına ve genel kamuya yönelik eğitici ve bilinç arttırıcı tedbirleri de içeren önleyici tedbirler uygulanmalı.
* Daha fazla sayıda sığınma evi sağlanmalı.
Çocuk görüşüne saygı
Komite Türkiye'nin çocuk görüşlerinin dikkate alınması çabalarını takdir ettiğini ifade etse de çocuk görüşlerinin gerçekten dikkate alınıp alınmadığı konusunda kaygılarını yansıttı.
Çocuğu hakların öznesi olarak değil, nesnesi olarak algılayan geleneksel yaklaşımın değiştirilmesi için hakların uygulanması ile ilgili farkındalık artırma çabalarının ve eğitim uygulamalarının güçlendirilmesi gerektiğini belirtti.
Evlilik yaşı
Çocuklara ilişkin tespit edilen sorunların çözümüne dair diğer önerilerden bazıları şöyle:
* Türkiye'ye asgari evlilik yaşını 18 yaşa yükseltmeyi düşünmesini ve kırsal ve uzak bölgeleri de kapsayan tüm ülke sınırlarında bu asgari yaşın tam olarak uygulanmasını sağlamasını,
* Her alanda çocuğun yüksek yararının belirlenmesi için rehberlik sağlayıcı kriterler ve prosedürler geliştirmesini, bunları kamu ya da özel sektör kuruluşlarına, mahkemelerine, idari makamlara ve yasal organlara iletmesini,
* Tüm hukuki ve idari yargı ve kararlarının hukuki sebepleri çocuğun yüksek yararı ilkesine dayandırılmasını tavsiye etti.
Komite, Türkiye'nin Birleştirilmiş İkinci ve Üçüncü Periyodik Raporu'nu haziran ayındaki toplantılarında ele almış ve değerlendirme sonunda sonuç gözlemlerini kabul etmişti. (YY)
Sonuç Gözlemleri'nin tam metni için tıklayınız.