Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin (ÇHS) yürürlüğe girişinin 20. yılı dolayısıyla İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Vezneciler Kampüsü’nde yapılan forumun ilk açılış konuşmasını Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Fatoş Erkman yaptı.
Erkman 1990’da STK’lar ve devletin biraraya gelmesiyle Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin Meclis’ten geçtiğini anlattı ve şimdi de böyle bir işbirliğine ihtiyaç duyulduğunu söyledi.
Erkman’ın çocuk haklarına dair öne çıkardığı üç soruna dair sözleri şöyle.
* İçhukukta sözleşmeyle bağdaşmayan hükümler kaldırılmalı, yasal düzenlemeler yapılmalı.
* Kuralları hayata geçirecek yapısal ve örgütsel önlemler alınmalı.
* Sözleşme ile benimsenen hukuki ve ahlaki yaklaşımlar çocuklara öğretilmeli.
Zorunlu ders
Erkman’ın önerileri arasında üniversitelerde büyük çoğunlukla bugün seçmeli olan çocuk ihmali ve istismarı konulu derslerinin zorunlu olması da yer aldı.
Ayrıca Türkiye’de sadece şikayet üzerine hareket edebilen çocuk ombdusmanlığı için bu sorunun aşılması ve kurumun birden fazla biriminin olmasının gerekliliğine de değindi.
“Bu kurum araştırmacı ve önleyici bir sürece sahip olmak zorundadır.”
Çeltikçi: Eğitimde "bazı kaymalar" yaşandı
Çocuk Hakları Zirvesi Kalkınma Derneği Başkanı Ebrize Çeltikçi de değerlendirmesini eğitim üzerinden yaptı.
Türkiye’de gelinen noktada karma eğitimle ilgili “bazı kaymalar” yaşandığını hatırlattı.
UNICEF’in Mart 2012 raporuyla Milli Eğitim Bakanlığı’nın verilerinin uyuşmadığının altını çizerek Türkiye’de okul çağındaki her üç çocuktan birinin eğitimden dışlandığını söyledi.
Çeltikçi bu konunun öncelikli olarak ele alınması gerektiğini ekledi.
Ayrıca her yıl yüzbinlerce çocuğun okuluna devam etmek için şehirlerarası gidip gelmek zorunda olduğunu belirtti.
İyileştirici strateji
“Sistemin olanakları her çocuğa katma değer olarak yansıyor mu” diye soran Çeltikçi fırsat eşitsizliğine vurgu yaptı.
Çocuklarla ilgili planlamaların keyfi ve siyasi kaygılarla yapıldığını anlatan Çeltikçi, bu alanlarda 20-30 yıllık planlama yapılmasının doğru olduğunu ifade etti.
“Rekabetçi stratejiden vazgeçip iyileştirici stratejiye göre plan yapmalıyız.”
Kahyaoğlu: Öğretme güçlüğü var
AÇEV Genel Müdür Yardımcısı, klinik psikolog Serkan Kahyaoğlu çocuk koruma alanında kaliteye ulaşılamadığını belirterek başladığı konuşmasında çocuk korumada önleyici programların öneminden söz etti.
Okul öncesi eğitimin de zorunlu eğitim içinde yer alması gerektiğini savunan Kahyaoğlu, okullarda öğrenme güçlüğü çeken çocuk sayısının çok fazla olduğuna dikkat çekti.
“Çok yüksek bir oradan söz ediliyor. Bu asıl öğretme güçlüğünün göstergesi.”
Ebeveynler
Erken yaştan itibaren çocuklara ebeveyn desteğinin ne kadar gerekli olduğuna da değinen Kahyaoğlu, anne babalardaki bilinç artışının sonucunda onların da devletten, toplumdan çocuklar için talep de bulunacağını savundu.
Kahyaoğlu’nun altını çizdiği noktalardan biri de toplumsal cinsiyet eşitsizliğiydi. Bu çerçevede çocukların yetişmesinde erkeklerin rol oynamasının ne denli gerekli olduğunu anlattı.
Bilgi eksikliği
Forumun soru-cevap bölümünde cinsel yönelimini saklamak zorunda kalan çocuklarla ilgili Türkiye’nin durumu sorulduğunda Ebrize Çeltikçi “bırakın cinsel yönelimi dolayısıyla kendini saklamak zorunda kalan çocukları, bu ülkede kız çocuklar bile kendini dezavantajlı hissediyor” diye cevap verdi.
Serkan Kahyaoğlu da cinsel yönelimin biyolojik bir durum olduğunu, ancak toplumda yanlış bilindiğini, bu konuda büyük bir bilgi eksikliği olduğunu anlattı.
“Bu yöndeki mücadelede alınacak çok yol var.”
Forumun katılımcıları
Forumda Aile Hukuku Derneği Başkanı Prof. Dr. Bahadır Erdem, İstanbul Barosu Çocuk Hakları Merkezi’nden avukat Seda Akço Bilen, İ.Ü.Tıp Fak.Çocuk Kardiyolojisi’nden Prof. Dr. Rukiye Nurten Eker Ömeroğlu ve AKUT Vakfı Başkanı Ali Nasuh Mahruki de görüşlerini aktardı. (Forum sunumları haberi için tıklayın) (YY)