Osman Aslı, 20 yaşındaydı. Zonguldak'ta askerlik yaparken dağıtım iznini kullanmak için İstanbul'a döndü. Yedi günlük izninin bitmesine iki gün kala, polis Aslı'yı Avcılar'da "yalpalayarak" yürüdüğü gerekçesiyle gözaltına aldı.
Aynı gün, 18 Aralık 2009'da Aslı, Avcılar Firuzköy Karakolu'nda ölü bulundu.
Ailenin avukatı Bülent Akbay olayı bianet'e anlatırken davanın üstünün örtülmeye çalışıldığını ve düzgün bir soruşturma yapılmadığı takdirde, davayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) taşıyacaklarını söyledi.
"Polisler, Aslı'nın kendini bot bağcıklarıyla astığını iddia etti. Oysa gerek Aslı'nın ruhsal durumunda, gerekse davranışlarında intiharı gerektirecek bir durum yoktu. Aile çocuklarının polis tarafından öldürüldüğüne inanıyor."
"Sorumlu, o karakolun içinde"
Osman Aslı'nın babası İsmet Aslı bianet'e, oğlunun intihar etmediğini, askerliğine devam edeceği Nevşehir'e gitmek için bir gün öncesinde biletini aldığını söyledi. Aslı, oğlunun ölümüyle ilgilenen ve sorumluların bulunması için harekete geçen kimse olmadığı için üzgün ve olayın bir polis cinayeti olduğunu düşünüyor.
"Osman'ın Avcılar'da bir oto bakım ve yıkama yeri vardı. Polis onu tanırdı. Çoğu zaman para vermeden iş yaptırmak isterlerdi. Osman da bunu kabul etmezdi. Bu konudan çıkan bir tartışmanın, çocuğumun ölümüyle sonuçlandığını düşünüyorum. Ama kanıtlayamıyorum. Kimse bu olayı takip etmiyor ama herkes üstünü kapamak istiyor. İçimize kapandık kaldık öyle... Çocuğumun ölümünün sorumlusu, o karakolun içinde."
Polisin iddiaları
-Aslı'nın genel bilgi toplama (GBT) kaydı, internet bağlantısı arızalandığı için yapılamadı.
-Aslı, nezarethane yerine karakolda kameranın olmadığı tek oda olan avukat görüşme odasına koyuldu.
-Aslı, intihar ettiği sırada Avcılar'daki Firüzköy Karakolu'nda nöbet değişimi yapılıyordu ve karakolda nezarethane görevlisi dâhil kimse yoktu.
-Polisler, saat 19.00'da avukat görüşme odasını kontrol ettiği sırada Aslı'nın öldüğünü gördüler. Aslı'nın ayağındaki botunun bağcıklarını, penceredeki jaluziyi tutan üç çiviye asarak kendini öldürdüğü iddia edildi.
Kamera kayıtları istendi
Savcılık, o akşam Firuzköy'de görevli bulunanlardan sadece nezarethane görevlisine dava açtı. Sebebini de "görevi ihmal" olarak belirledi. Haber vermeden karakoldan çıktığı için "görevi ihmal"den dava açılan polis, halen aynı görevde.
13 Eylül 2011'de Osman Aslı davasının ikinci duruşması, ilk duruşmadan 10 ay sonra görüldü. Avukat Akbay, davanın Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmesini ve o gün karakoldaki tüm kamera kayıtlarının incelenmesini talep etti.
Mahkeme, hangi dökümlerin istendiğinin yazılı olarak verilmesi için davacı tarafa 20 günlük süre verdi. Küçük Çekmece 2. Sulh Mahkemesi, duruşmayı 3 Kasım 2011'e erteledi.
Avukat Akbay, mahkemenin istedikleri gibi sonuçlanmaması halinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) başvuracaklarını söyledi.
"Tüm birimler, olayı örtbas etmeye çalışıyor ancak kamera kayıtları olanları açığa çıkaracaktır. Polis, o saatte karakolda kimsenin olmadığını söylüyor. Avukat odası dışındaki yerlerde kimin olup olmadığı kayıtlardan ortaya çıkacak. Dava, hakkaniyetle sonuçlanmazsa AİHM'e başvuracağız." (IC)