Barış Bloku, Cezayir Toplantı Salonu’nda düzenlediği toplantıda “Çatışma değil müzakere, savaş değil barış” çağrısı yaptı.
Toplantıya aralarında Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Selma Gürkan, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü Sebahat Tuncel, Emekçi Hareket Partisi (EHP) Genel Başkanı Sibel Uzun, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Garo Paylan’ın da aralarında olduğu Blok bileşenlerinden temsilciler katıldı.
Barış Bloku, “KCK'nin eylemsizlik kararını sürdürmesi, operasyonların durdurulması, Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması ve çözüm iradesini ortaya çıkaracak bir seçim sürecinin yaşanması” taleplerini dile getirdi.
Blok, her kurumu, kuruluşu ve kişiyi seçim güvenliği için birlikte çalışmaya çağırdı.
Ölümlerin önüne geçmek için…
Barış Bloku adına yapılan ortak açıklamayı Gençay Gürsoy okudu.
Gürsoy, Ankara Katliamı, KCK’nin eylemsizlik kararına rağmen süren operasyonlar, yaşanan ölümler, Tahir Elçi’nin gözaltına alınması, Gezi direnişinde yaralananları tedavi eden hekimlerin cezalandırılması, yerel yönetici ve HDP’lilere dönük tutuklamaları sıraladı.
“Bu gerilimli ve öfkeli siyasi iklimi hızla yumuşatmak, çatışmaları sonlandırmak, ölümlerin önüne geçmek çözümü ve barışı konuşabilmek için, KCK'nin eylemsizlik kararını sürdürmesi, operasyonların durdurulması, Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması ve çözüm iradesini ortaya çıkaracak bir seçim sürecinin yaşanması gerekiyor.”
Seçim güvenliği için birlikte çalışma çağrısı
Gürsoy, 1 Kasım’da sandık güvenliğini sağlama gerekliliğine de işaret etti:
“Seçmenin ‘Katliamlar ülkesi olmak istemiyoruz!’ diyen iradesine sahip çıkmalıyız. Demokratik siyasetin önündeki engelleri aşmalıyız.
“Barış Bloku'nu oluşturan siyasi partiler, sendikalar, meslek odaları ve sivil toplum kuruluşları olarak siyasi görüşü ne olursa olsun her kurumu, kuruluşu ve kişiyi seçim güvenliği için birlikte çalışmaya çağırıyoruz.”
Bileşenlerden çağrı: Ortak mücadele
Açıklamanın ardından bileşen temsilcileri söz aldı.
Konuşmalarında çatışmasızlığa geri dönülmesi, barışın sağlanması için barış savunucularının birlikte mücadelesinin önemine değindiler.
Sebahat Tuncel: Ankara’da patlatılan bomba barışa, eşitliğe, özgürlüğe, halkların geleceğine konmuştu. Sadece bombalarla değil siyasi baskılarla da karşı karşıyayız. 1 Kasım’dan sonra da AKP bu savaşı devam ettirecek görünüyor. Barış sevenler olarak mücadeleyi yükseltmeliyiz. 1 Kasım, faşizmin engellenmesine AKP’nin tek adam dayatmasına karşı mesaj olacak.
Selma Gürkan: Savaş topyekun toplumsal kesimlere açıldı, buna da topyekun cevap verilmeli. Geleceğimiz bizlerin vereceği ortak mücadeleye bağlı.
Halit Elçi ( Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi): Ankara’daki bomba Kürt halkıyla, işçilerin, sosyal demokratların barışçıların yan yana gelmesine konmuştur. Hepimizin kanı birbirine karıştı. Gezi isyanında olduğu gibi tüm demokrasi emek ve özgürlük güçleri yan yana gelip barış için sokağa çıkmalı, barış bayrağını hayatın her alanında yükseltmelidir.
Murat Mıhçı (Nor Zartonk): 100 yıl önce yaşananlar bir başka halka, Kürtlere yapılmak isteniyor. 100 yıl önce direnenler olarak bugün de direnen Kürt özgürlük hareketi ve barış isteyenlerin yanında olmaya devam edeceğiz. (BK)