Britanyalı aktör, insan hakları ve LGBT hakları savunucusu Michael Cashman "2011 Hrant Dink İnsan Hakları ve İfade Özgürlüğü Konferansı"nda Türkiye'de hak savunuculuğu, azınlık ve LGBT hakları ile eşitlik üzerine konuştu.
Boğaziçi Üniversitesi Büyük Toplantı Salonu'nda (Albert Long Hall) dün (14 Ocak) yapılan konferansta Cashman, Dink'in öldürülmesinin dördüncü yılında "Düşün ki Yabancı Sensin: Lezbiyen, Gey, Biseksüel ve Transcinsiyet Bireylerin (LGBT) Haklarını Savunmak" başlıklı bir konuşma yaptı.
Konferans Boğaziçi Üniversitesi rektörü Prof. Dr. Kadri Özçaldıran ve öğretim üyesi Prof. Dr. Ayşe Buğra'nın konferans, Hrant Dik ve Cahman üzerine yaptıkları kısa sunumlarla başladı.
Avrupa Parlamentosu üyesi de olan Cashman "eşitliğe ulaşabilmek için bizi hem farklı kılan, hem de ortak noktada buluşturan şeyleri ortaya koymalı ve "diğerlerinin" haklarını da savunmalıyız" diyerek, herkesin kendi haklarını savunabilmesinin yolunun buradan geçtiğini ifade etti.
LGBT hakları ve inanç özgürlüğü gibi birbirine zıt görünen kavramlara da dikkat çeken Cashman, din konusunda "devlet bütün dinleri korumak ve laik olduğu için de hiçbir dini korumamak yükümlülüğüne sahiptir" diyerek, dindar LGBT bireylerin cemaatlerinden dışlanabildiklerine, sorunların temelinde "örgütlü dinlerin şahsi olarak yorumlanmasının" yattığına dikkat çekti:
"İnsanlar inanmaya devam edebilir ve hayatını istediği gibi yaşar. Bu ilkeleri değiştiremez, eşitliği bozan bir şey de olamaz. Dinler arası ya da ırklar arası evliliğe de bazen dinler yoluyla karşı çıkılıyor. Sebep dinler değil, şahsi yorumlardır."
"Azınlık haklarına bakarak, demokrasi tespit edilebilir"
Azınlık haklarına bakıldığında, gerçek demokrasinin olup olmadığının tespit edilebileceğini söyleyen Cashman, Avrupa'da hoşgörüsüzlüğün her geçen gün arttığını ve bunun "ekonomik çöküntüyle" açıklanmaya çalışıldığını belirtti.
"Nefretten kazananların" hiçbir zaman yok olmadığını vurgulayan Cashman "Tarihi asla tekrar etmeyelim deriz ama hep tekrar ederiz. Bu kadar şey yanlış gidiyorken Avrupa'da birlikteliğe ihtiyaç var. Başkalarının da var olduğunu, ortak tehdit ve faydalar olduğunu görmeliyiz" dedi.
"Avrupa Birliği (AB) çalışma kamplarındaki küllerden oluşmuştur. İnsanlar farklı oldukları, göründükleri için öldürüldüler. AB'nin Temel Haklar Şartı bu nedenle var. Hep "daha fazla" ayrımcılıkla mücadele gündeme gelir. Bizim daha fazla Avrupa'ya ihtiyacımız var."
"Kamuoyunu şekillendirecek yasa yapıcılara ihtiyaç var"
Cashman AB'de gündemde olan "Eşitlik Direktifi" tartışmalarını örnek vererek, kamuoyunun peşine düşeceği değil, kamuoyunu şekillendirebilecek yasa yapıcılarına ihtiyaç olduğunun altını çizdi, konuşmasını şöyle sonlandırdı.
"Ağlayan bir bebeğin sesi, yeni bir neslin gelişini hatırlatır. İnsan hakları ve sivil özgürlükler mücadelesi devam edecektir. Eşitliğe erişeceğiz çünkü doğruluk her zaman kazanır. Her zaman ötekini savunmalıyız; eşitliğin verilmemesinin hiçbir nedeni olamaz, engeller meşru gösterilemez." (EÇ/EÖ)