Avrupa Parlamentosu Gey ve Lezbiyen Hakları Çalışma Grubu Başkanı Michael Cashman, "30 Nisan'da görülecek olan Lambdaistanbul LGBTT Dayanışma Derneği'nin kapatılması yönündeki davada yerel mahkemenin LGBTT bireylerin örgütlenme özgürlüğünü gözeten bir karara varacağını umduğunu" söyledi.
Cashman, "Eğer Türkiye Avrupa Birliği'ne katılacaksa, tüm insanlara eşit şekilde davranmalı ve her vatandaşının haklarına saygı duymalı" dedi.
"Yargıtay'ın ifadeleri temel haklara ters"
Yaptığı yazılı açıklamada yerel mahkemenin Lambdaistanbul hakkında verdiği kapatma kararının Yargıtay tarafından bozulmasını olumlu bulduğunu belirten Cashman, bu karar ilan edilirken kullanılan şu ifadelerden büyük rahatsızlık duyduklarını ifade etti:
"Davalı derneğin ileride ... lezbiyen, gey, biseksüel, travesti ve transseksüelliği özendirme, teşvik ve bu cinsel yönelimlerin yaygınlaştırması yönünde faaliyetlerde bulunması durumunda ... feshinin istenebileceği kuşkusuzdur."
"Bu ifadenin LGBTT bireylerle kurdukları örgütlerin düşünce ve örgütlenme özgürlüklerini kısıtladığını" belirten Cashman, "Avrupa'nın temel haklar anlayışına da aykırı olduğunu, LGBTT bireylerin kendilerine yönelik enformasyonu dağıtmalarını ve almalarını ciddi şekilde engellediğine" dikkat çekti.
Cashman, Çalışma Grubu'nun Lambdaistanbul'un kapatılmasıyla ilgili davayı yakından takip edeceğini, mahkemenin özgürlüklere saygılı bir karar vereceğini düşündüklerini kaydetti.
Üç yıldır süren hukuki mücadele
1993'ten beri İstanbul'da faaliyet gösteren Lambdaistanbul, 18 Mayıs 2006'da dernekleşti. İstanbul Valiliği, dernek tüzüğünün hukuka ve ahlaka aykırı olduğunu iddia ederek kapatılmasını istedi. Savcılık "örgütlenme özgürlüğü"ne dayanarak davayı reddettiyse de Valilik karara itiraz etti.
29 Mayıs 2008'de Beyoğlu Mahkemesi, bilirkişi raporuna rağmen 6. duruşmada derneği genel ahlaka ve Türk aile yapısına aykırı bulduğu gerekçesiyle feshine karar verdi.
Kararın ardından "Derneğime Dokunma" adıyla bir kampanya örgütleyen Lambdaistanbul üyeleri kararı Yargıtay'a taşıdı.
25 Kasım'da Ankara Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nde görülen davadan kısa bir süre sonra açıklanan altı sayfalık kararda, "cinsel kimlik ve yönelim kişilerin kendi istekleriyle seçtikleri bir olgu olmayıp, doğuştan veya yetiştiriliş tarzından kaynaklanan ve kişilerin istemeyerek karşı karşıya kaldığı bir olgudur" deniliyor ancak bunun özendirilmesinin yasaklanabileceğine dair ifadeler yer aldı.(BÇ)