*Fotoğraf: HDP Basın
Halkarın Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi, siyasal gelişmeleri değerlendirmek ve yeni döneme ilişkin planlamasını gözden geçirmek için Eş Genel Başkan Pervin Buldan ve Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran başkanlığında HDP Genel Merkezi'nde toplandı.
Toplantının açılış konuşmasını yapan Buldan, "Bizler bugün itibariyle artık bu ülkeyi kadınlar olarak yönetmeye hazırız ve buna da talibiz. Buna yeteri kadar gücümüz, basiretimiz, örgütlülüğümüz var. Tabii ki mevcut tekçi erkek iktidarı, bu güçlü ilerleyişimizin farkında ve bu nedenle bir yandan toplumun tamamı ile mücadele halindeyken diğer yandan da biz kadınlarla mücadele içerisinde. Kadınlara yönelik bunca baskı politikası, gözaltılar, tutuklamalar, kayyımlar, İstanbul Sözleşmesi'nin feshedilmesi, kadına yönelik şiddetin önünün sonuna kadar açılması bu amaçla yürütülüyor" dedi.
Eş Genel Başkanımız Pervin #Buldan Kadın Parti Meclisi toplantımızın açılış konuşmasını yapıyor https://t.co/b6UsFJ53QQ
— HDP (@HDPgenelmerkezi) September 10, 2021
HDP'ye kapatma davası
Kadınların hiçbir kazanımdan vazgeçmeyeceğine vurgu yapan Buldan, şöyle devam etti:
HDP savaşa karşı barışı, kaosa karşı çözümü, ranta karşı halkın refahını adil bir bölüşümü hedefledi. HDP kadına ve de çocuklara karşı işlenen her türlü suça karşı toplumsal cinsiyet eşitliğini savundu, önleyici ve koruyucu tedbirleri önerdi, 'İstanbul Sözleşmesi'nden vazgeçmiyoruz' dedi. İşte tam da bu nedenlerle HDP'yi kapatmayı dert edindiler. Kendi karanlık düzenlerini devam ettirmek için HDP'nin ve dolayısıyla kadınların ışığıdır kapatmak istediler. Ancak bunu başaramayacaklar.
"Kamuoyuna tekrar tekrar ifade etmek isterim ki bu ülkede kapatılması gereken hırsızlık düzenidir, rant düzenidir, talan düzenidir! Bu ülkede kapatılması gereken kadına yönelik şiddeti devasa boyutlara taşıyan tekçi erkek düzendir, kutuplaştırmadır, ırkçılığı ve nefreti besleyen anlayıştır.
"Bakınız sırf bizi engellemek için yüzde 10 seçim barajını getirenler kadınların bu barajı nasıl yıktığını hüsranla seyrettiler. Barajlar kadınları engelleyemedi, fakat o barajlar şimdi onların ve erkek düzenlerinin önündeki engel haline geldi. Kendilerini kurtarabilmek için de şimdi barajı indirmeyi planlıyorlar.
"Açlık, yoksulluk, işsizlik..."
"Enflasyonu indiremediler, faizi indiremediler, doları indiremediler, işsizliği indiremediler, pandemideki vakaları indiremediler. Şimdi çıkıp geçim derdindeki halka 'Eh ne yapalım barajı indiriyoruz' diyorlar! Biliyorsunuz, iktidar, kendi yandaş holdinglerine, beşli çetesine bol bol vergi indirimi yapıyor, kıyak geçiyor. Kendi ortağına da seçim barajını indirerek kıyak geçmeye çalışıyorlar. Bütün mesele budur!"
Buldan, günden güne derinleşen ekonomik krizle ilgili de "20 yıllık iktidarlarında halkı açlıkla, yoksullukla, işsizlikle karşı karşıya bıraktılar. Zamlarla, vergilerle, yarattıkları adaletsizliklerle, yasaklarla toplumsal yaşamı çökerttiler. Kutuplaştırmayla, nefret siyasetiyle toplumu ayrıştırdılar. Gençlerin geleceğini çaldılar. Geleceğe dair hiç kimsede güven bırakmadılar. İnsanların umudunu dahi çalan bir iktidarla karşı karşıyayız" dedi.
Mihraç Miroğlu'nun ölümü
Şırnak'ın İdil ilçesinde Mihraç Miroğlu'nun zırhlı polis aracının çarpması sonucu öldüğünü hatırlatan Buldan, şunları söyledi:
"Kürt illerinde 13 yılda 20'si çocuk en az 40 kişi zırhlı araçların çarpması sonucu katledildi. En son geçtiğimiz hafta Mihraç Miroğlu zırhlı araçla katledildi. Fail olan polis ifadesi alındıktan sonra serbest bırakıldı.
"Bu ülkede 'Çocuklar ölmesin' diyen insanları cezaevine atan yönetim zihniyeti, çocukları öldürenleri ise serbest bırakıyor. İşte bu cezasızlık rejimine güvenen, arkasında kendisini koruyan ve kollayan bir iktidar olduğunu bilen kamu görevlileri ise yaşam hakkına kast etmeye devam ediyor"
"Öldürülen her bir kadının, her bir çocuğun sorumlusu bu iktidardır. Bu iktidar düzenidir! Üstünlerin hukuku değil hukukun üstünlüğü diye seçim meydanlarında vaatlerde bulunan Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) hukuku sadece sarayın hukuku haline getirdiği için bu ülkede adaletsizlik giderek büyüyor ve bir zulme dönüşüyor."
(DŞ)