Fotoğraf ve haber: Mezopotamya Ajansı
Haberin İngilizcesi için tıklayın
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Kadınların özgürlük alanını genişlettik” yönündeki açıklamasını eleştiren Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, “Siz özgürlüğü değil kadın düşmanlığını genişletiyorsunuz. Kadınlar bunu görmüyor mu sanıyorsunuz? Siz kadın düşmanısınız. Bu sabittir. Tarihe de böyle geçtiniz” dedi.
Partisinin Parlamento Kadın Grubu toplantısında konuşan Buldan şunları söyledi:
“Bu ülkede gazetecilere yönelik hukuk dışı tutuklamalar devam ediyor. Geçen hafta gazeteciler, yazarlar tutuklandı. AKP yargısı eliyle gerçekleştirilen bu hukuk dışı tutuklamaları HDP olarak kınıyoruz. Biliyoruz ki, iktidar ne yaparsa yapsın hakikatin sesini kesemeyecektir, gerçekler asla karanlıkta asla kalmayacaktır."
“Kadın mücadelesi birçok mücadelenin kavşağı konumunda”
8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne dair de konuşan Buldan şöyle konuştu:
“Kadınların yerel ve uluslararası sözleşmelerce güvence altına alınmış, yasalaşmış birçok hak bugün belli tehlikelerle karşı karşıyadır. Ancak, kadınlar bulundukları her yerde eş zamanlı olarak savaşa, erkek şiddetine, doğa talanına, sömürüye ve ayrımcılığa karşı toplumu savunmak ve doğayı korumak için ayaktadır. Latin Amerika’da, Afrika’da, Avrupa’da, Türkiye’de ve Ortadoğu’da kadınlar şiddete karşı çıkmak için, güvence altına alınan haklarına sahip çıkmak için ayaktadır.
“Bugün kadın mücadelesi birçok mücadelenin bileşkesi, kavşağı konumundadır. Irkçı, tekçi ve cinsiyetçi yönetimlere alternatif siyasal sistemler ortaya koyma iddiasında olan birçok mücadelenin merkezinde yine kadınlar yer almaktadır. Bu yeni eylem ve mücadele hak ve eşitlik talep eden herkese cesaret ve ilham vermektedir. Kesintisiz bir mücadele sonucu kürtaj hakkını kazanan İrlandalı kadınların mücadelesi ile kadın düşmanı IŞİD karanlığını durduran Rojavalı kadınların bize gösterdiği gibi uzun soluklu ve sürekli mücadele bizi zafere götürecektir.
‘Tarihe kadın düşmanı olarak geçtiniz’
“Bunun en son örneğini İstanbul Taksim’de gördük. Kadınlar her şeye ama her şeye rağmen, tüm engellemelere rağmen Feminist Gece Yürüyüşünü gerçekleştirdi. Yürüyüş sonrası polis gaz bombalarıyla, plastik mermiyle saldırdı. Kadınlar şiddet uygulanarak gözaltına alındı. Hem de 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde bunu yaptılar.
"8 Mart’ta kadınlara işkence yaptılar. Hem gözaltına alınırken hem otobüste hem de götürüldükleri yerlerde kadınlar şiddete uğradılar. Mültecilere gaz bombası atan Yunanistan’a ‘Savunmasız insanlara gaz sıkmak barbarlıktır’ diyen AKP İktidarının sözcülerine bunu hatırlatıyorum. 8 Mart’ta Taksim’de kadınlara yaptığınızın bundan bir farkı var mı? Hiçbir fark yok. Kadınlara saldırılırken AKP Genel Başkanı pişkin bir şekilde ‘Kadınların özgürlük alanını genişlettik’ diye bir açıklama yapıyor.
“Siz özgürlüğü değil kadın düşmanlığını genişletiyorsunuz. Kadınlar bunu görmüyor mu sanıyorsunuz? Siz kadın düşmanısınız. Bu sabittir. Tarihe de böyle geçtiniz. Bundan sonra kadınlar bunun bilinciyle hareket edecekler.
“Bunların bir bakanı da var ya ismini söylemeyeceğim: Kültürel terörizmden söz ediyor: ‘Sözde kadın hakları, kadın özgürleştirmesi, kültürel terörizmin parçasıdır’ diyor. Kadınların hak arayışını ‘terörizm’ olarak nitelendiren bu kafa kadın düşmanıdır. İşte bu kafanın yönetimde olduğu bir ülkede her gün kadınlar katlediliyor.
“Demokratik çözümün önünü açmalısınız”
Türkiye’nin Suriye politikasına da değinen Buldan şunları söyledi:
“2015’te, o dönemin tanığıyız, Dolmabahçe Sarayı'nda çözüm masasını devirdikleri için bugün Kremlin Sarayı'ndan çıkamıyorlar. Ama bu gerçeğin farkında değiller. Buradan AKP’ye hatırlatmak istiyorum: Suriye'den, İdlib'den size bir iktidar hikâyesi çıkmaz. Suriye’den hikâye değil ancak ve ancak siz çıkarsınız ve çıkmak zorundasınız. Türkiye'nin geleceği adına çocukların geleceği adına oradan çıkmak zorundasınız. Yol yakınken yapmanız gereken tek şey tüm varlığınızla Suriye’den derhal çıkmanızdır.
“Suriye’den elinizi çektiğiniz gün hem Suriye hem Türkiye hem de Ortadoğu rahatlayacaktır. Kürt düşmanlığından ve Kürtleri Suriye’de statüsüz bırakma politikasından artık vazgeçmelisiniz ve bir an önce demokratik çözümün önünü açmalısınız.
“Doğru olan yol Suriye’nin Suriye halklarına bırakılmasıdır. Ve eninde sonunda bu noktaya da gelecekler, bunu da biliyoruz. Çözüm ve barış ancak halklar arası diyalogla, toplumsal mutabakatla sağlanabilir.” (EMK)