Fotoğraflar: Aytaç Ünal/Ankara-AA
Haberin İngilizcesi için tıklayın
Partisinin grup toplantısında konuşan Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, operasyonla ilgili olarak "Barış istemek de suç değildir, savaşa dur demek de..." dedi.
Kazdağları İstanbul Platformu üyelerinin katıldığı grup toplantısında Buldan, bugün HDP'nin kuruluş yıldönümü olduğunu hatırlatarak özetle şöyle konuştu:
"'Terörle mücadele' söylemiyle bu işgal girişimini meşrulaştırmaya çalışıyorlar. Ancak biz biliyoruz ki sizin tarih boyunca yaptığınız Kürtlerle mücadeledir. Ama şunu da unutmayın. Kürt halkı da sizin bu faşizminize karşı mücadele etmesini iyi bilir. Ve edecektir de.
Amacınız işgal girişimi değilse dilinizdeki fetih nedir? Nereyi, kimin topraklarını fethetmeye gidiyorsunuz? Kimi kimin yurdundan kovuyorsunuz?
HDP Eş Genel Başkanları Sezai Temelli ve Pervin Buldan
"Kürtler saksıya çiçek dikse, saksıya da kayyum atayacaklar"
"Kürtler saksıya bir çiçek dikse; gidip o saksıya da kayyım atayacaklar. "Terör saksısı" diyerek o saksıyı tankla topla vurmaya çalışacaklar. Kürt düşmanlıkları artık sınırları aştı, nerede bir Kürt nefes alıyorsa orada onu boğmaya çalışıyorlar.
Kuzey Suriye'ye girme nedeniniz Kürtler. Evini, bağını, bahçesini çetelere istila ettirdiğiniz yine Kürtler. Başına bomba yağdırdığınız Kürtler. Belediyelerini hırsız kayyımları atadığınız Kürtler. Siz Kürtlerle savaşıyorsunuz, başka bir adı yok.
Sizin Kürtlerle sorununuz var, bunu biliyoruz. Ama siz de şunu iyi bilin: Kürt halkının da sizin bu karanlık zihniyetinizle bir sorunu var. Ve bu halk bu sorunu eninde sonunda ve size rağmen mutlaka çözecektir. Hatta sizi de çözecektir."
"Savaşa karşı çıkanlar hapiste"
"Nice iktidarlar geldi geçti. 'Ya bitecek ya bitecek' dediler. Kendileri bitti. Tarih şahittir ki, siz de biteceksiniz. Ama Kürtler zafere ulaşıncaya kadar haklı mücadelesini sürdürecektir. Kuzey Suriye'de yine Kuzey Suriye halkları olacak, sizler olamayacaksınız.
Sormak istiyorum: Kendi içinizde barışınız var mı ki Kuzey Suriye'ye barış götürebilesiniz. Bir kere sizin barışla bir sorununuz var. Savaşa karşı çıkanları hapse atıyorsunuz. Siz gittiğiniz her yere barışı değil, yıkımı ve talanı götürüyorsunuz.
İşçinin alın terinden kısarak mermi alınıyor, çocuğun mamasına yeni vergiler getirerek bomba alınıyor, elektriğe, gaza zam yaparak ÖSO çetelerine maaş veriliyor. Bütün bunların sorumlusu kim? Bu iktidar ve izlediği savaş politikalarıdır.
"Bu savaşa topu topu 5 ülke destek veriyor"
AKP Genel Başkanı 'Karşımızdaki ittifakın parçalanması önemlidir' diyerek itiraf etti. Bu savaşla kendi ittifakını genişletmeyi hedefliyor. Bu savaşa destek verenler bilerek ya da bilmeyerek AKP'nin iktidar değirmenine su taşıyor. Bunun farkına varılması gerekir.
AKP içeride ve dışarıda giderek yalnızlaşıyor. Bu savaşa topu topu 5 ülke destek veriyor. Bir de IŞİD artığı çeteler. Filistin'den Kuzey Kıbrıs'a, Avrupa Birliğinden Arap Birliğine varıncaya neredeyse bütün dünya Türkiye'nin Kuzey Suriye'ye müdahalesine karşı çıkıyor.
"Suç olan zulme karşı susmaktır"
"Barış istemek de suç değildir, savaşa dur demek de... Zira kitabı mukaddeste yer aldığı gibi kötü olan, vebal olan, suç olan zulme karşı susmaktır. Zira susmak zalimin yanında yer almaktır.
Bugün kuruluşumuzun 7'inci yıl dönümü. 7 yıldır barış mücadelesi veriyoruz. Biz attığımız her adımın, söylediğimiz her sözün arkasındayız. Şimdi artık bu ülkenin en büyük birliğini kurma zamanı gelmiştir. Bu da barış ittifakıdır.
Kürtler kaybettiğinde Türk halkı bir şey kazanmayacaktır. Kobanê kaybederken, Edirne kazanmayacaktır. O nedenle kimse Kürtlerin kaybını kendi kazancı olarak hesaplamasın. Yanlış hesap mutlaka Rojava'dan dönecektir." (AÖ)