Haberin İngilizcesi için tıklayın
ABD Başkanı Donald Trump, Suriye'nin kuzeyine düzenlediği “Barış Pınarı Harekâtı” dolayısıyla Türkiye'ye yaptırım uygulanmasını öngören kararnameyi yakında imzaladı.
AA'nın haberine göre, kararnamede İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ile Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez yaptırım listesine alındı.
ABD Hazine Bakanlığı'nın açıklamasına göre, Akar, Soylu ve Dönmez kara listeye alındı, ABD'de varlıkları donduruldu ve bu bakanlarla ABD'nin ya da ABD ile bağlantılı kurum ve kişilerin işlem yapmasına yasak getirildi.
TIKLAYIN - Operasyon Sonrası Hangi Ülkeler Türkiye ile Silah İhracatını Kesti?
Operasyonların sonlandırılması için süre
Yaptırım listesine Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı ile Milli Savunma Bakanlığı da kurumsal olarak dahil edilirken; Yabancı Varlıkları Kontrol Ofisi'nin atılan adımın Türkiye’nin enerji ihtiyaçlarının karşılanmasını engellememesi için bazı lisansları işleme koyabileceği belirtildi.
Yaptırım kararnamesiyle eş zamanlı çıkarılan üç genel lisansla ABD hükümetinin resmi işlerinin çalışanlar ya da taşeronlar tarafından yürütülmesi, süregelen operasyonların ve işlemlerin sonlandırılması için 30 günlük bir pencere tanınması ve Birleşmiş Milletler'in bakanlıklara uygulanan yaptırımlardan muaf tutulması da garanti altına alındı.
Hazine Bakanlığı’ndan açıklama
Hazine Bakanı Steve Mnuchin, “ABD, Türk güçleri yoluyla şiddetin yükseltilmesinden, masum sivillerin tehlikeye atılmasından ve bölgenin istikrarsızlaştırılmasından Türk hükümetini sorumlu tutuyor. Gerekirse ilave yaptırımlar uygulamaya hazırız” dedi.
ABD Hazine Bakanlığı'ndan yapılan resmi açıklama ise şöyle:
"Bugün ABD Hazine Bakanlığı'nın Yabancı Varlıkları Kontrol Ofisi (OFAC), Türkiye'nin Suriye'deki askeri operasyonlarına cevap olarak iki bakanlığa ve üç Türk hükümeti yetkilisine karşı harekete geçti. Türkiye hükümetinin hamleleri masum sivilleri tehlikeye atıyor ve IŞİD'i yenmek için verilen mücadeleyi baltalamak dahil olmak üzere bölgeyi istikrarsızlaştırıyor.
“Türkiye hükümetinin Millî Savunma Bakanlığı, Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı, Millî Savunma Bakanı, Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı, İçişleri Bakanı bugünkü hamleler sonucunda engellendi. Bu bakanlıkların ve yetkililerin seçilmesi Türkiye hükümetinin bölgede barışı, güvenliği ve istikrarı daha da bozacak hamlelerinin sonucudur. Gerektiği takdirde Türkiye hükümeti yetkililerine ve kuruluşlarına ek yaptırımlar yapmaya hazırız.
“Ek olarak, bugün belirtilen isimlerle belirli ticari işlemler yapan kişiler de bu tanıma dahil olabilirler. Buna ek olarak, bugün belirtilen kişiler adına ya da onlar için bilinçli bir şekilde finansal işlem yapan yabancı finans kurumları da ABD’nin açabileceği davalarla karşı karşıya kalabilir ya da yaptırımlar üzerinden ödemeye tabi bırakılabilirler.
“Bugünkü hamleler, uluslararası insani yardım STK’larının ya da Birleşmiş Milletler’in Türkiye’deki Suriyeli toplumunun ihtiyaçları doğrultusunda icra ettiği operasyonu kesintiye uğramak ya da etkilemek amacında değildir.”
Dışişleri Bakanlığı'ndan da açıklama
ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo da yazılı bir açıklama yayımlayarak "Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyindeki istikrarı bozan eylemlerine katkıda bulundukları" gerekçesiyle, Savunma Bakanı Hulusi Akar, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Sönmez'e yaptırım uyguladıklarını aktardı.
Açıklamada, Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyindeki terör unsurlarına yönelik düzenlediği askeri harekatın durdurulması için söz konusu yaptırım kararının alındığını belirten Pompeo, Türkiye'nin ABD ile Suriye konusunda müzakere etmesi gerektiğini ifade etti..
ABD'den ilk tepkiler: “Yeterli değil”T24'ün haberine göre, ABD'nin yaptırım kararına ilk tepki Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi’nin kıdemli Cumhuriyetçi üyesi Michael McCaul'dan geldi. McCaul, Türkiye’ye yönelik ekonomik yaptırımların yeterli boyutta olmadığını söyledi. Türkiye'ye yaptırım çağrısının önde gelen isimlerinden biri olan ve ABD Kongresi'ne de bu yönde bir tasarı sunan Cumhuriyetçi Senatör Lindsey Graham ise yaptığı yazılı açıklamada, Trump’ın başkanlık kararnamesiyle Türkiye’ye yaptırım uygulamasını şiddetle desteklediğini söyledi. ABD Başkanı Trump’ın kazan-kazan anlayışı uyarınca Türkiye’ye ‘verilen stratejik zararı geri alma şansı’ verdiğini savunan Graham, “Umarım uzanan bu eli kabul ederler. Ateşkes oluncaya ve bu katliam durana kadar yaptırımlar devam etmeli ve zamanla artmalı” dedi. |
Trump’tan imza öncesi açıklama
Türkiye saati ile gece saat 01.00 civarında kararnameyi imzalayan Trump ise bundan yaklaşık üç saat önce kararnameyi imzalayacağını söylediği bir açıklama yapmıştı.
Trump'ın açıklamaları şöyleydi:
"Yakında, Türkiye'nin Suriye'nin kuzeydoğusunda istikrarsızlığa katkı sunan hareketlerine katkı koyan hükümetin mevcut ve eski hükümetinin yetkililerine ya da herhangi bir kişiye yaptırım uygulanması konusunda yetki veren bir Başkanlık kararını yayınlayacağım.
"Çeliğe uygulanan gümrük vergisi mayıs ayında yaşanan indirimin öncesindeki gibi yeniden yüzde 50'ye çıkarılacak. ABD, Ticaret Bakanlığı tarafından sürdürülen ve Türkiye'yle 100 milyar dolarlık ticaret anlaşmasını içeren müzakereler hemen sonlandırılacak.
"Bu emir, ABD'nin ciddi insan hakları ihlallerine, ateşkes önünde engel çıkarılmasına, yerinden edilmiş insanların evlerine dönmesini engellemeye, sığınmacıların zorla döndürülmesine ya da Suriye'de barışın, güvenliğin, istikrarın tehdit edilmesine karışmış kişilere güçlü ek yaptırımlar uygulamasının da önünü açacak.
“Türkiye bu yapılanları tehlikeye atmamalı. Türkiye aynı zamanda Suriye'nin kuzeydoğusundaki sivillerin, özellikle hassas etnik ve dini azınlıkların korunmasına öncelik vermelidir. Sivillere ayrımcılık, sivil yapıların yok edilmesi ve etnik veya dini azınlıkların hedef alınması kabul edilemez. Buna ek olarak sığınmacıların geri dönüşü güvenli, gönüllü ve onurlu bir biçimde sağlanmalı.
"Türkiye'nin askeri harekâtı sivilleri, bölgede barışı, güvenliği ve istikrarı tehlikeye atıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'a açıkça belirttim: Türkiye'nin hamleleri insani krizi tetikliyor ve olası savaş suçları için şartlar oluşturuyor. Şimdi Türkiye sivillerin dini ve etnik azınlıklar dahil olmak üzere güvenliğini sağlamak ile sorumludur.
“Türkiye ayrıca şimdi veya gelecekte bölgedeki IŞİD'li teröristlerin tutukluluğunun devamı için sorumlu olabilir. Maalesef Türkiye'nin işgali, insani etkileri hafifletiyor gibi durmuyor.
"Daha önce de dediğim gibi, Suriye'nin kuzeydoğusunda kalan ABD'lileri geri çekiyorum. ABD güçlerinin IŞİD halifeliğini fiziksel olarak yendiği gibi, Suriye'den çıkan ABD askerleri bölgede yeniden konuşlancak ve durumu izlemek, 2014'te yaşananın -gözardı edilen IŞİD tehdidinin Suriye ve Irak'ta yükselmesininin- tekrarlanmasını önlemek için burada kalmaya devam edecek.
“ABD güçlerinin küçük bir bölümü, Suriye'nin güneyindeki At Tanf Garnizonu'nda kalmaya ve IŞİD'den geri kalanları altüst etmeye devam edecek.
"ABD Suriye'deki bu çirkin faaliyetlere imkan ve olanak sağlayanlara, finanse edenlere sert bir şekilde ekonomik yaptırımlar uygulayacaktır. Türk liderleri bu tehlikeli ve yok edici yolda yürümeye devam ederse Türkiye'nin ekonomisini seri bir şekilde yok edeceğim.”
(TP)