Yazılı açıklama yapan Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Başkanı Kemal Bülbül Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “Aleviler bir araya gelmiyor. Farklı şeyler söylüyorlar. Alevilerin büyük çoğunluğu cemevini ibadethane olarak görmüyor” demesine “Alevilerin birlik sorunu yok. Başbakan Erdoğan’ın lafları akıllara ziyan” sözleriyle değerlendirdi.
Bülbül, Başbakan Erdoğan’ın ilahiyatçı olmadığını, İmam Hatip Lisesi ders kitabı bilgileri ile din ve inanç tartışması yapmaya çalıştığını ve komik olduğunu söyledi.
“Alevilerin birlik sorunu yok”
“AKP Hükümeti mi dağınık, Aleviler mi? Başbakan akıllara ziyan açıklama yapıyor. Hükümet Sözcüsü Hüseyin Çelik; ‘Alevilere dair başka bir paket açacağız’ diyor… Bakan Faruk Çelik ‘Alevi açılımı devam ediyor’ diyor… Gümrük Bakanı Hayati Yazıcı ‘Cemevine ibadethanedir veya değildir demek devletin hakkı değil!’ diyor. AKP Ankara Milletvekili Yalçın Akdoğan başbakana ‘Cemevler ibadethanedir’ demiş ve başbakandan azar işitmişti.
“AKP’yi kim temsil ediyor? Bu demeçlerden hangisi doğru? AKP’deki bu parçalı politikanın, akıl tutulmasının, tutarsızlığın, gayrı ciddiliğin, dağınıklığın sebebi nedir?
“Aleviler, devşirme akılla ‘Cami, Cemevi Projesi’ yapan bir Hoca Efendi dışında bir aradadırlar, Başbakanın dediği gibi Alevilerin birlik sorunu yoktur.
“Başbakan, devleti demokratikleştirmek, çok kimlikli, çok kültürlü, çok inançlı Türkiye gerçeğinin anayasal gereğini yapmak yerine ‘AKP Devleti’ kuruyor! Her fırsatta ‘Dindar nesil yetiştireceğiz!’ diyen başbakanın ‘dindarlığı’ Diyanet İşleri Başkanlığı’nın (DİB) devlet dinidir.
“Devlet ve Hükümet; dini, inancı, sosyal yaşamı, kılık kıyafeti, ne yenip içileceğini tanımlamak, belirlemek hakkına ve yetkisine sahip değildir. Devletin ve hükümetin görevi yaşamı kolaylaştırmak, farklı etnik ve inançsal kimliklerin haklarını güvence altına almak, farklılıklara saygı duymaktır.
“Başbakan, Şeyhül İslam’a özenip fetva veriyor”
“Yaşamın her alanına müdahale etme hakkını ve yetkisini kendinde bulan Başbakan, Şeyhül İslam’a özenip fetva veriyor. ‘Aleviler Müslüman değil mi?’ diye soran ve soruyu da kendisi cevaplayıp ‘Elbette Müslüman’dırlar!’ diyen başbakan provokasyon peşindedir.
“Aleviler, Alevidir! Başbakanın görevi hakikati saptırmadan Alevilerin kendilerini tanımladıkları biçimde Aleviliği tanımak ve inançsal, kültürel haklarını yasal güvenceye kavuşturmaktır. Başbakanın görevi ve sorumluluğu inançları tanımlamak değil, tanımaktır.
“Başbakan ‘Alevilik Nedir?’ tartışması yapamayacağı gibi ‘İslam Nedir?’ ‘Sünnilik Nedir?’ tartışması da yapamaz! Başbakan ‘İlahiyatçı’ değildir! Başbakan İmam Hatip Lisesi ders kitabı bilgileri ile din ve inanç tartışması yapmaya çalışıyor ve komik oluyor.
Başbakan devletin geleneksel, katı ve statükocu Türk, Sünni/İslam aklı ile politika yapıyor. Bu politika DİB vesayetiyle oluşmuştur. Bu politika bitti! İflas etti! Diyanet İşleri Başkanlığının vesayeti ve geleneksel devlet inkarcılığının vardığı nokta ırkçılıktır, faşizmdir. (EKN)