Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), çocuklarının zorunlu Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinden zarar gördüklerini belirten 14 kişinin başvurusuyla Türkiye’yi “Daha fazla gecikmeden, ailelerin inanç aidiyetlerini ortaya koymak zorunda bırakılmadıkları bir ders muafiyet sistemi ortaya konulmalıdır” mesajıyla uyardı.
Mansur Yalçın, Namık Sofuoğlu, Serap Topçu, Ali Yüce, Ali Kaplan, Eylem Onat Karataş, Hüseyin Kaya, Sevinç Ilgın, İsmail Ilgın, Cafer Aktan, Hakkı Saygı, Kemal Kuzucu, Yüksel Polat ve Hasan Kılıç, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) “eğitim hakkı”nı düzenleyen 1 numaralı Protokolünün 2. maddesinin ihlal edildiğini savunarak 2 Şubat 2011’de AİHM’e başvuru yapmışlardı.
AİHM, bugün (16 Eylül) kamuoyuna yansıyan kararında, “Türkiye, daha fazla geciktirmeden, ailelerin dini ve felsefi inançlarını açıklamak zorunda bırakılmadıkları bir muafiyet sistemi gibi, sorunun giderilmesine dönük imkanları ortaya koymak zorundadır” tespitiyle Türkiye’yi uyardı. Karar 2014-2015 eğtim yılında gittikçe artan Alevi öğrencilerin imam hatip okullarına yönlendirildiğine yönelik şikayetlerin arttığı bir dönemde geldi.
Müfredat için Alevi katılımı reddedilince
Bundan önce Alevi inancına mensup aileler, çocuklarının Sünni inancı temel alan din derslerine katılmaya zorlandıkları gerekçesiyle, 2005’te Milli Eğitim Bakanlığı’na başvurmuş, Ailevi inanç ileri gelenlerinin de katılımıyla ders müfredatının kendi inançlarının da temsil edilebilmesi için yeniden düzenlenmesini istemişlerdi.
Alevilik inanç değil kültürmüş...
Olumsuz yanıt gelince başvuru aileler ve 1905 kişi daha, Ankara İdare Mahkemesi’nde yürütmeyi durdurma davası açtı.
Ancak bu mahkeme de, din kültürüyle ilgili ders kitaplarını inceledikten sonra Aleviliği bir inanç değil bir kültür ve geleneğe indirgeyen bilirkişi raporuna dayanarak başvuruyu reddetti. Danıştay da 2 Ağustos 2010’da yapılan itirazı geri çevirince başvuru, AİHM’e taşındı.
AİHM: “Sistem hala inanca saygı temeline oturtulmadı”
Başvuruculardan Mansur Yalçın, Yüksel Polat ve Hasan Kılıç, uygulamayla inanç özgürlüğüne dair AİHS’nin 9. maddesiyle birlikte, “ayrımcılık yasağı” ilkesiyle ilgili 14. maddenin de çiğnendiğini savundular.
Türkiye’den yargıç Işıl Karakaş’ın de hazır bulunduğu oturumda AİHM, Türkiye eğitim sisteminin ailelerin inançlarına saygı bakımından hala uygun bir zemine oturtulmadığının altını çizdi.
AİHM, Mansur Yalçın, Yüksel Polat ve Hasan Kılıç’ın başvuruları kapsamında oybirliğiyle öğrenim hakkının ihlal edildiğine kanaat getirdi. Başvurular herhangi bir tazminat tutarı bildirmediklerinden AİHM de, tazminat ödenmesine hükmetmedi.
Türkiye’ye uyarı: Zorundasınız
Ayrıca, başvurunun “inanç özgürlüğü” ve “ayrımcılık yasağı” kısmını ayrıca incelemeye gerek olmadığına karar verdi. Ancak AİHM, kararlarının uygulanmasının zorunluluğuna dair 46. maddesiyle ilgili Türkiye’yi uyardı: “Türkiye, daha fazla geciktirmeden, ailelerin dini ve felsefi inançlarını açıklamak zorunda bırakılmadıkları bir muafiyet sistemi gibi, sorunun giderilmesine dönük imkanları ortaya koymak zorundadır”. (EÖ).