Budapeşte'de 1 Mayıs, uzun hafta sonunun ardından kutlandı. Geçen hafta cumartesi mesai yaparak, Macarlar bu hafta pazartesiyi de tatil ilan etmişlerdi.
Onca soğuktan sonra aniden bastıran sıcaklara rağmen beklenen düzeyde ilgi gördü 1 Mayıs.
Bu sayı sanırım 3-5 bini geçmez. Beklenen düzeyde dememin nedeni sol partilerin bu durumdan pek şikayetçi görünmemesi. Sanırım bu sayı azlığının temelinde onca baskı ve yoksulluğa rağmen, öteden beri sokak muhalefeti ve toplumsal hareketler geleneğinin olmayışı yatıyor. Bunun bir sürü tarihsel nedeni olabilir. Fakat bunlardan en önemlisi bence, 1956 yenilgisinin peşi sıra, 'sosyalizm' döneminin gerçekte bir asosyalleştirme ve apolitikleştirme süreci olarak vücud bulması.
Macaristan'da 1 Mayıs bizdekinden farklı olarak 'sosyalizm' döneminden beri bir mücadele günü değil, eğlenilen bir gün olarak kutlanagelmiş. Belki geçmişteki kutlamalardan en önemli fark törenlere katılım zorunluluğunun ortadan kalkması ve önünden geçit yapacakları protokol heyetinin artık mazide kalışıdır.
Ülkedeki sendikalar ve sol partiler sabah saatlerinde toplanarak, ellerinde döviz, balon ve bayrak yığınlarıyla Şehir Parkı'na yürüyerek, etkinliklerini ayrı ayrı orada sergilediler.
Macar Komünist İşçi Partisi nostaljisi
Epey büyükçe bir yer işgal eden Şehir Parkı akşama kadar 1 Mayıs kutlamalarına ev sahipliği yaptı. Öncelikle klasik konuşmalar yapıldı, bunlardan dikkat çekeni daha önce başbakan olan, şimdi de yeni parti, Demokratik Koalisyon'un (DP) başkanlığını yapan Frenc Gyurcsany'nınkiydi.
Gyurcsany, Başbakan Viktor Orban için 'suç çetesi lideri, özel istihbarat örgütü var' gibi Macar politik atmosferine sert gelebilecek ifadeler kullandı. Konuşmalar bir süre sonra yerini, piknik ve panayır havasına bıraktı. Bütün bunları gün içinde bira sosis eşliğinde, farklı konserler, film gösterimleri, çocuklara dönük etkinlikler takip etti.
Bu konserlerden biri son günlerde 'başı belada' olan bir rapçiye aitti. DopeMan, Bazmeg adlı parçasında Macar ulusal marşı eşliğinde politikacıların topunu kalaylamıştı. Fakat dava küfürden değil ulusal marşın izinsiz kullanımından açılmıştı.
Bir diğer dikkat çeken etkinlikse eski Komünist Parti'nin (KP) devamı olan Macar Komünist İşçi Partisi'ninkiydi (MKMP). Bildiğimiz klasik programın yanı sıra, 60'lı yıllardan itibaren ünlü bir şovmen olan Hofi Geza'nın skeçlerini göstermeleriydi. Sanırım biraz nostalji yapmak istediler. Programlarının son bölümü ise karaokeye ayrılmıştı.
Diğer cenaha gelince iktidar partisi Fidesz, bu yıl 1 Mayıs'ı "Arı Bayramı" olarak dahi kutlamadı. Daha sağda yer alan Jobbik* ise mevzunun işçiyle, emekçiyle pek alakasını kurmasa da Tuna üzerindeki adaların birinde üç günlük kamp yapmayı yeğledi. Ben tam memlekette Milliyetçi Hareket Parti'nin (MHP) performansından memnun olmayan muhteremlere, Jobbik'le temas kurmalarını önerecekken hevesim kursağımda kaldı. Çünkü programda önceden duyurduklarına göre atalarımız Hunların at üstünde giderken ters istikamette oklamaca gibi cengaverliklerini sergileyeceklerdi. Daha önce bir pazar yerinde satışına rastladığım üzere ben savaşçılarımızın üzerinde Sezgin Burak'ın resmettiği Tarkan esbaplarını bekliyordum. Amma ve lakin bunlar, hangi keferenin hatırası olduğu belirsiz kırmızı urbalara bürünmüşlerdi. Fevkalade yıkıldım. Nitekim kökleriyle bağ kurmak için taa Uygur diyarına sefer düzenleyen bir partiden bu beklenemezdi.
Kızıl Yıldız rozetine gözaltı
Bilindiği üzere Fidesz iktidarıyla birlikte sosyalizmi anıştıracak semboller yasaklanmıştı. Bu 1 Mayıs'ta ilk defa Kızıl Yıldız rozeti taşıyan beş kişi gözaltına alındı. Gözaltını protesto için karakol önüne giden Yeşil-sol üyesi 15 kişi daha yine aynı gerekçeyle gözaltına alındı.
* Jobbik'in çift anlamı var, biri sağda demek diğeri ise daha iyi.