Basının evrene açılan en gerçekçi ve bağımsız penceresi, "Yazılmayanları Yazan Yayın (YYY)" Bağımsız İletişim Ağı'nın (BİA) yaş günü için seçilen Cezayir kafe-bar Beyoğlu'nda artık Fransız sokağı olarak anılan Cezayir sokağının açıldığı Hayriye Caddesi, 16 numarada.
Duvardaki yazılı kitabeye göre 1901 yılında yapılan bina, İtalyan Amele Cemiyeti'nin de merkeziymiş. Mermere kazınan anıt levhanın Türkçe tercümesi şöyle:
"Vatanı seven, eserlerle onu onurlandırsın."
"Ahlaki değerlere ve bilgiye adanmış sınıflar, İtalyan Amele Cemiyeti'nin aşıladığı ve beslediği sevgiyle doğdunuz."
"Bu mermere kazınmış ve taçlandırılmış altın sözler, kendi hatırasını içine kazıdı. Siz de kalplere kazıyınız."
İşte ülkemiz fikir ameleleri, işçiler-emekçilerin en değerli insanları böyle bir çatı altında buluşup çok anlamlı bir kutlama yaptılar.
"Yurttaş gazeteciliği"nin önderi bu akımın kurucuları "protokol" tabir edilen statükocuları davet etmemişlerdi. Valiler, paşalar, üst düzey bürokrasi yoktu. Kimse de kalkıp "günün mana ve ehemmiyetini" belirtip kafa şişirmedi.
Ama özgürlük, hayranlık ve sevgi doruktaydı. Sohbetler ciddi, müzik coşturucuydu.
Türkiye oradaydı. Antalyalı, Antepli, Zonguldaklı, Bingöllü, İzmirli, Kafkasyalı, Sökeli, Siirtli, Erzincanlı, güzel ülkemin mozaiğine harç karıyorlardı. İkram ve servis şahaneydi. Genç garsonların müziğe ayak uydurup tepsileri dans ettirmeleri harikaydı.
Üzerinde yaşadığımız coğrafyanın eğilmez kalemleri dimdik ayakta, aynı kalbin çarpıntıları olmuştu.
Ebru Özpınar, İpek Çalışlar, Füsun Özbilgen, Nilgün Uysal, Ayşe Durukan, Fügen Uğur, Çiğdem Utku, Baran Gündoğdu, Leyla İşbilir, Meral Beşdeş, Füsun Erdoğan.
Oğuz Haksever, Mete Çubukçu, Oral Çalışlar, Tuğrul Eryılmaz, Hasan Üstün, Rüstem Batum, Şanar Yurdatapan, Vecdi Sayar, Murat Çelikkan, Murat Utku, Kemal Özmen, Erhan Üstündağ, Tolga Korkut, Abdurrahman Atalay, Serdal Akkaya, Erol Önderoğlu, o gece oluşan fikir bahçesinin solmayan gülleriydi.
Barry White - Let the Music Play, "Bana Müzik Çal" parçasıyla coşanların başında, kurucu ikilimiz Nadire-Ertuğrul geliyordu.
Nilgün Uysal ve Fügen Uğur mutluluktan ayakları yerden kesilenlerin başında geliyor ve gökyüzünde dolaşıyorlardı. Allah ömür verir, o güne kadar öğrenirsem, Hainrich Böll Vakfı'nın eski kahraman temsilcisinin önünde reverans yaparak, dansa davet ederek ödeşeceğim.
Gecede gözlerin aradığı kişilerin başında Ayliz Baskın geliyordu. Anne adaylığını kutluyorum. Ben umutlarla, yeni dostluklarla, evime, Siirt'ime huzurla dönüyorum.
Bu güzelliklerin yaratıcılarına gönülden selamlar!.. (CK/TK)