* Görsel: Buğday Derneği
Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği’nin kentlerde kullanılan pestisitlerin ve biyosidal ürünlerin zararları konusunda farkındalık yaratılması ve alternatif uygulamaların kullanımının teşvik edilmesi amacıyla yürüttüğü “Zehirsiz Kentlere Doğru” projesi kapsamında “Türkiye’deki Belediyelerde Zararlı Mücadelesi Durum Analizi Raporu” yayınlandı.
Buğday Derneği, Türkiye’nin farklı bölgelerinden 47 belediye ile gerçekleştirdiği anketin sonuçlarını değerlendirmek üzere yayınladığı raporda belediyelerin zararlılarla mücadelede karşılaştıkları ortak sorunlara ve ihtiyaçlarına dikkat çekiyor.
Halk sağlığı, çevrenin korunması, doğa dostu üretim yöntemleri ve tüketim alışkanlıkları konularında çalışan Buğday Derneği’nin proje kapsamında belediyeler ile geliştirdiği iş birliği çerçevesinde, Türkiye’deki zehirsiz uygulamaların yaygınlaşması ve bu konuda yapılacak çalışmalara ışık tutmak için adımlar atılıyor.
TIKLAYIN - İnsan sağlığı toprak sağlığına bağlıdır
Sonuçlar ne diyor?
Türkiye’deki Belediyelerde Zararlı Mücadelesi Durum Analizi Raporu’nda, 21 Büyükşehir Belediyesi, 10 Büyükşehir ilçe belediyesi, 8 il ve 15 ilçe belediyesi olmak üzere, toplam 47 belediyeden 54 birimin verdiği bilgiler değerlendirildi.
Yerel yönetimlerin ankete katılan ilgili birimlerinden yüzde 96,3’ü alternatif yöntemlerin kullanılmasının gerekli olduğunu belirtti. Değişim ihtiyacının nedenleri arasında ise, “halk sağlığının ve biyoçeşitliliğin korunması” yanıtının ilk sırada yer alması dikkat çekti. “Su/doğal varlıkların korunması” ve “çalışan/ilaçlayıcı sağlığı” da belediyeler tarafından güçlü nedenler olarak görüldü.
Farkındalık var uygulama yok
Anket sonuçlarına göre, belediyeler pestisitlerin ve biyosidallerin yerine sağlıklı ve çevre dostu alternatif yöntemlerin kullanılması ile ilgili, dünyada çok sayıda çalışma ve uygulama bulunduğunun farkında. Buna karşın, araştırmaya katılan belediyelerin sadece yüzde 27,8’i alternatif/zehirsiz yöntemleri uyguluyor.
- Biyosidal ürünler: İçerdikleri aktif madde ya da maddeler sayesinde zararlı olarak kabul edilen bakteri, virüs, mantar gibi mikroorganizmalar, hamam böceği, kene, karasinek, sivrisinek gibi böcekler, fare ve sıçan gibi kemirgenler üzerinde zararlı organizmaların hareketlerini kısıtlayan, uzaklaştıran, zararsız kılan ya da yok eden kimyasal veya biyolojik etki gösteren ürünlerdir.
Ankete katılan belediyelerin en çok mücadele ettiklerini belirttikleri zararlılar arasında karasinek, sivrisinek, kene, bit, yaprak biti vb. yer alıyor. En çok biyosidal ürün kullanıldığı belirtilen alanlara bakıldığında ise Yeşil alanlar (37), Mesire- piknik alanları (30), Kanalizasyon (29), Çocuk parkları (21), Okullar (19) ve Sosyal tesisler (12) gibi diğer alanların yer aldığı görülüyor.
Belediyelerden yüzde 46,3’ü, zararlılar ile mücadele çalışmaları hakkında halka yönelik bilgilendirme ve eğitim çalışmaları yapıyor. Belediyelerin yüzde 63’ü zararlılar ile mücadele çalışmaları hakkında vatandaştan talep geldiğini bildirirken, sadece yüzde 3,7’si son bir yıl içerisinde bölge halkından pestisitler/biyosidaller ile ilgili şikayet veya öneri aldığını söylüyor.
Teşvik ihtiyacı var
Belediyeler ile yapılan görüşmelerde, sivrisineklere karşı ULV uygulamasının (kimyasal püskürtme) verimsiz olduğu, asıl sorunun üreme kaynaklarının azaltılması ve larva dönemi mücadelesi olduğu vurgulansa da, halkın kimyasallar konusunda bilinçsiz olduğu ve belediyelerden sürekli olarak ilaçlama talep ettiği tespit edildi.
Sivrisinek, karasinek gibi zararlılarla mücadelede katılımcı mücadelenin gerekliliğine ve belediyelerin özel mülke girme yetkisi olmadığı için, zararlılarla mücadelede başta özel mülk sahiplerinin katılımının önemine dikkat çekildi.
Çalışma, belediyelerin zararlı mücadelesinde kimyasallar yerine çevre dostu alternatif yöntemleri daha fazla kullanma konusunda teşvike ihtiyacı olduğunu da gösteriyor. Araştırmaya katılan belediyelerden yüzde 27,8’inin hassas gruplara yönelik özel uygulamaya yer vermesi de bu tespiti destekledi.
Veri girişlerinde aksama
Buğday Derneği, raporun hazırlanması sırasında gördüğü eksikliklere de dikkat çekti.
Buna göre, belediye görevlilerinin Sağlık Bakanlığı tarafından, biyosidal ürünleri de kapsayan envanter, kayıt, izleme ve raporlama çalışmalarının yer aldığı bir yazılım programı olan Çevre Sağlığı Bilgi Sistemi’nin (ÇEVSİS) Biyosidal Modülü’nün çok efektif kullanılmadığı; zararlı mücadelesi ile ilgili olarak kullanılan biyosidallerin izlenmesi ile ilgili eksikliklerin olduğu; hizmet alımı yapılan belediyelerde veri girişinin taşeronlar tarafından yapıldığı; veri girişinin yapılmadığı veya girişlerin beyana dayalı olması nedeni ile kesin bilgi alınamadığı gibi daha birçok aksama olduğu tespit edildi.
Ürünler barkodlar ile izlenmediği, kullanılan ürünün hangi tür, ne miktarda ve ne kadar alanda kullanıldığı ve stokların elektronik olarak takip edilmediği ve belediyelere bu konuda yasal bir yaptırım olmadığı sürece sisteme veri girişinde aksaklıkların devam edeceği, sağlıklı veri elde edilemeyeceği görüldü.
“İş birliği çok önemli”
Araştırma sonuçlarını değerlendiren Biyosidal İş ve Çevre Sağlığı Derneği Başkanı Muhsin Akbaba şunları söyledi:
“Zararlılar ile mücadele çalışmaları hakkında halka yönelik bilgilendirme ve eğitimler yapan belediyelerin oranı yarıdan az. Sistematik, bilgilendirilen kişilerin ihtiyaçlarına göre planlanmış ve kayıtların düzenli olarak tutulduğu, gerekirse sık yaşanan sorunlar ile ilgili ulusal çapta yapılacak iyi uygulamaların veya önlemlerin yaygınlaştırılmasını amaçlayan eğitim ve bilgilendirme sistemlerine ihtiyaç var. Bu konuda kurumlar arası işbirliği yapılması ve ülke genelinde bir biyosidal ürün takip sisteminin kurulması da yararlı olacak.”
Buğday Derneği Genel Müdürü Batur Şehirlioğlu ise şöyle konuştu:
“Belediyelerdeki görev, yetki ve belediyeler arasındaki koordinasyon sorunları hem denetimleri hem de yapılan uygulamaların kaydını ve standartlaşmasını güçleştiriyor. İklim krizi, doğal alanların tahribatı, uluslararası ticari faaliyetler ve seyahatlerin artması gibi çeşitli sebeplerle son yıllarda bölgeye özgü olmayan zararlılarla daha sık karşılaşıldığı görülüyor. Kurumlar arası işbirliği, merkezi bir otoritenin varlığı, risk haritası gibi teknolojilerin uygulanması bu açıdan da büyük önem taşıyor.”
Zehirsiz kentlere destek çağrısı
Biyosidal İş ve Çevre Sağlığı Derneği danışmanlığında gerçekleşen Zehirsiz Kentlere Doğru projesi, sağlık, çevre, ekolojik yaşam, tüketici hakları, doğa koruma, tarım, gıda ve benzeri alanlarda çalışan 38 kurum tarafından kurulan “Zehirsiz Sofralar Platformu” tarafından da destekleniyor. Platform çatısı altında bir “Zehirsiz Kentler Çalışma Grubu”nun da oluşturulması hedefleniyor.
Proje kapsamında, pestisitlerin ve biyosidal ürünlerin zararları ve zehirsiz yöntemleri anlatan kaynakların derlendiği bir web sitesi (www.zehirsizkentler.org) ile birlikte, belediyelere yönelik bir zararlılarla alternatif mücadele rehberi hazırlanması ve öncü belediyelerle AB’deki iyi uygulama örneklerine ziyaretler yapılması planlanıyor.
Ayrıca, belediyelerin pestisit ve biyosidal kullanımını azaltmasına yönelik imza kampanyasının başlatılması; belediyelerin bir taahhüt metni imzalayarak bu konudaki niyetlerini göstermesi; vatandaşlara yönelik bilinçlendirme faaliyetleri ve paydaşlar ile yapılacak görüşmeleri içeren kapsamlı bir çalışma yürütülmesi hedefleniyor.
Buğday Derneği, sağlıklı, biyolojik çeşitliliği destekleyen daha yeşil ve ekolojik bir dönüşüm için tüm halkı ve karar vericileri yakında başlayacak Zehirsiz Kentlere Doğru Kampanyası’nın takipçisi ve destekçisi olmaya davet ediyor.
(TP)