Başbakan Recep Tayyip Erdoğan kadınara en az 3 çocuk doğurmaları yolundaki telkinini bir kez daha yineledi ve bu düşüncenin arkasında olduğunu söyledi.
Erdoğan "Ben bunları bilimsel olarak söylüyorum. Dört çocuğum var, keşke beş-altı olsaydı Ama dörtte kaldı. Bütün bunları da samimi dileğim olarak söylüyorum. İnançlı olarak söylüyorum, bilimsel olarak söylüyorum" dedi.
Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AKP) grup toplantısında konuşan Erdoğan kendi siyasi anlayışlarında, muhafazakar ve demokrat kimliğinde, parti olarak yola çıkarken hedefe aileyi koyduklarını anlattı, şöyle konuştu:
Aile....
"Aileyi köreltmek, aileyi yok etmek... Bu anlayışa hiçbir zaman sıcak bakmadık, bakmıyoruz. Eğer Tayyip Erdoğan, ‘En az bu ülkede her ailede ,üç çocuk olmalıdır’ diyorsa, işte bu düşünceyle diyor. Bunu söylerken 2040, 2050 Türkiye’sini düşünerek söylüyor. Genç ve dinamik bir Türkiye’yi korumanın ve ileriye götürmenin düşüncesiyle söylüyorum. Hani o bazı kuru sıkı bahaneler var ya... Bu bahanelerin hepsi, farklı yerlerden taşınan ve ülkemin geleceğini karartmaya dönük düşüncelerdir. Bunlara katılmıyorum. Bu kadar açık söylüyorum ve düşüncelerimin de arkasındayım. Bazıları çıkar böyle, edep, adap dışı yaklaşımlar sergileyebilirler. Ama şu anda dünyada, gelişmiş ülkelerde bile bunun ne nedenli önemli olduğunu o yaşayanlar kendileri söylüyorlar. Üste para, destek veriyorlar, ‘Yeter ki nüfusu artıralım, gençleştirelim’ diye".
"... Biz ülkemizi bu duruma düşürmek istemiyoruz. Bakın her yerde ne konuşuyoruz, konuştuğumuz şey şudur; ‘Biz güçlü bir ülkeyiz.’ Neye dayanarak bunu söylüyorsun?’Çünkü bizim nüfusumuz gençtir’ diyoruz. Niye, bunu kullanıyorsun o zaman? Kullanma. Lafla, ‘Nüfusum gençtir’ demenin bir anlamı yok."
Bu hassasiyeti milletimden istiyorum
"...Şu andaki hesaplarla eğer bizim artış oranımız, şu andaki hızıyla giderse biz 2037 yılında yaşlanan bir nüfus dönemine giriyoruz. Ondan sonra bunun bedeli çok ağır olacaktır ülkemize. Bu hassasiyeti ben milletimden istiyorum. Milletime de özellikle bu kişisel tavsiyemi yapıyorum. Kabul edenler olur, etmeyenler olur. Bunun bir mecburiyeti yok. Ben sadece söylüyorum." (NZ/GG)