Gerçek ve Adalet İnisiyatifi'nin gerçekleştirdiği "Tanıklar Konuşuyor, Gerçeğin Buluşması" başlıklı toplantıya katılan Barış ve Demokrasi Partili milletvekilleri ve partil temsilcileri gündemdeki gelişmelere dönük mesajlar verdiler.
BDP MYK üyesi Nursel Aydoğan, PKK'nin ilk günden bugüne gerçek dışı değerlendirildiğini belirttiği konuşmasında son dönemlerdeki çatışmalı sürece ilişkin, "Türkiye'de yeni bir süreç başlamıştır. Biz inanıyoruz ki her çatışmalı süreç kendi içinde barışı da getiren bir süreç olacaktır. Kürt sorununun en çok tartışıldığı, barışa evrildiği bir süreç olacaktır" diye konuştu.
Muş Milletvekili Sırrı Sakık da, "Davamız ağır ama çözecekler de, çözmek zorunda olanlar da sağır" diye başladığı konuşmasında "Korkmak yok, demokrasi güçleri ile birlikte demokrasiyi inşa etmek zorundayız" dedi. "CHP ve MHP yeniden sıkıyönetim, yeniden OHAL, erken seçim diyor."
"Demokratik siyasette ısrar ediyorum"
BDP'ye yönelik operasyon kapsamında tutuklanan ve geçtiğimiz günlerde hastalığı nedeniyle tahliye edilen Abdullah Demirbaş ise, çok dilli belediyecilik ve "Her geceye bir masal, her evi okula dönüştüreceğiz" şeklindeki etkinlikleri nedeniyle yüz yüze kaldığı baskıları anlattı.
Tutuklanma sürecinde yaşadıklarına da değinen Demirbaş, "Elime kelepçe vuran öğrencimdi. O da utandı ben de utandım. Beni savunmaya gelen de öğrencimdi. Rahatsızlandım. Hastaneye getirildim. İlk müdahaleyi yapan da öğrencimdi ve çok sıkıntı yaşadı. Utanması gerekenler utanmıyordu" dedi.
Demokratik siyaset zemininin baskılar nedeniyle daraldığına değinen Demirbaş, 2 yıl 6 ay ceza alması ardından oğluyla arasında geçen diyalogu da paylaştı: "Arkadaşım Baran, 'demokratik siyasetin gereği yok' diyerek başka bir yöntemi seçmek zorunda kaldı. Bütün Kürtleri oraya zorlayanlar utanmıyorlar. Tüm çocuklarımızı oraya taşıyan koşulları kaldıracağımıza inanıyorum. Demokratik siyasette ısrar ediyorum."
"BDP hedef haline getiriliyor"
İHD Eski Genel Başkanı BDP milletvekili Akın Birdal da yaptığı konuşmada insan hakları ihlallerine dikkat çekti. Cezaevlerinde 59 kişinin Güler Zere'nin akıbetiyle karşı karşıya olduğuna; son dönemlerde üniversitelerde Kürt öğrencilere yönelik provokasyonun sistematik hale getirildiğine, taş atan çocukların cezaevi koşullarına ve kışlalarda son bir ay içerisinde 5 Kürt askerin öldürüldüğüne dikkat çekti.
Güvenlik Zirvesi toplantısı sonrası düğmeye basıldığını, operasyonların yayılmaya başladığını ve Sevahir Bayındır'ın yaralanmasıyla sonuçlanan olaylar hakkında güvenlik görevlileri hakkında suç duyurusunda bile bulunulmadığını belirten Birdal, "Başbakan aczini örtmek için son on gündür BDP'yi doğrudan hedef gösterdi" dedi.
"Bu yeni bir kapatmanın habercisi. 'Ben açılım dedim ama muktedir olamadım. Çünkü kontrgerillayı, statükocu güçleri aşamadım' der ve özür diler ve umudu kabarmış halkımız da barış umudunu başka zamana erteler. Ama bunu söylemiyor, BDP'yi hedef haline getiriyor. KCK iddianamesi daha önceden hazırlanmıştı. Cumhuriyet Başsavcısının çekmecesinde olduğu biliniyordu. Ama anayasa değişikliği sürecinde rehine olarak kullandılar arkadaşlarımızı. Ardından Barış Grubu üyelerini cezaevine koydular. Ahmet Türk'e saldıranı serbest bırakarak 'öldürebilirsiniz' dediler." (BB/EÜ)