Ortak Geleceğin İnşasında Buluşan Kadınlar'ın Diyarbakır'daki toplantısı, HAZAR Eğitim Kültür ve Dayanışma Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Ayla Kerimoğlu'nun kapanış konuşmasıyla sona erdi.
"Ülkemiz yeni bir barış sürecini yaşıyor. Bu süreç başladığından beri çocuklarımız artık birbirini vurmuyor, akil insan heyetleri yurdun dört bir yanını dolaşıyor, pek çok insan bu sürece bütün gücüyle destek veriyor. 2003’ten beri Türkiye’nin çeşitli illerinde, çeşitli temalarla 10 “Kadın Buluşması” gerçekleştirmiş olan ekibimiz, çözüm sürecine daha çok kadının elinin değmesi, duyarlılığının dokunması ve fikrinin katılması için, 11. Kadın Buluşmasını Diyarbakır’da düzenleme kararı aldı. KAMER Vakfının da desteği ile, Adana, Afyon, Ankara, Antalya, Batman, Bodrum, Bursa, Diyarbakır, Malatya, Urfa, Gaziantep, İzmir, Eskişehir, Tekirdağ, Hakkari, Van gibi neredeyse 81 ilden gelen 300’den fazla katılımcı ile gerçekleştirdiğimiz buluşmada, “Ortak Geleceğimizin İnşası” teması üzerine konuştuk.
"İki gün boyunca birbirimizi dinlemeye, duymaya, anlamaya çalıştık. Her anını dolu dolu yaşadığımız, gözyaşlarımızın sık sık akmasına engel olamadığımız, birbirimizin acılarına, kayıplarına, hikayelerine dokunduğumuz bu iki gün boyunca, Takuhi Hanım’ın güzel deyişiyle, “birbirimizin ayağındaki dikeni çıkara çıkara” yol almamız gerektiğini, kalıcı ve sürdürülebilir bir barışı ancak bu şekilde inşa edebileceğimizi idrak ettik. Erkek egemen siyaset diliyle barış ikliminin oluşturulamayacağını, mağduriyetler arasında bir hiyerarşi kurulamayacağını, “ben bu mağduriyeti yaşarken sen neredeydin?” diye birbirimizi suçlamanın asıl mağdur edeni gözden kaçırmamıza sebep olduğunu, doğru tespit yapmanın doğru pozisyon almak anlamına gelmediğini öğrendik.
"Bizler, bu coğrafyanın bütün illerinden büyük bir coşkuyla Diyarbakır’a gelen kadınlar, bu çözüm sürecine gözümüz gibi, bebeğimiz gibi bakma hassasiyeti ve kararlılığı içinde olduğumuzu dostun düşmanın herkesin bilmesini istiyoruz. Ne yaparsak yapalım, kaybettiğimiz canları geri getiremeyeceğiz ama bu barış sürecinde iyileştireceğimiz her yaranın, kaybettiklerimizin yerine koyabileceğimiz güzel bir şey olacağı umudundayız.
"Ve ayrıca diyoruz ki, Barış sürecinin aktörleri, tarafları sadece Türkler ve Kürtler değildir, bu coğrafyada ayrımcılığa, haksızlığa, adaletsizliğe ve zulme uğrayan her insan, her etnisite, her din, her kimlik barış sürecinin doğal aktörü sayılmalıdır ve sürece dahil edilmelidir.
"Çözüm için irade koymak ne kadar önemli bir işse, bu çözümü sürdürülebilir ve kalıcı bir şekilde inşa etmek de öylesine önemli, çaba ve hassasiyet gerektiren bir iştir;
"Biz kadınlar bu işe talibiz, bu işin başındayız, bu işin takipçisiyiz…
"Barışı susarak değil konuşarak, unutarak değil yüzleşerek ve helalleşerek inşa edeceğiz!
"Bütün kadınları bu sürece destek vermeye, omuz vermeye, dayanışmaya çağırıyoruz!" (ÇT)