* Fotoğraf: Halkların Demokratik Partisi, Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
Haberin Kürtçesi için tıklayın
Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekillerinin İmralı Cezaevi'ndeki tecride karşı başlattığı Adalet Nöbeti 30. gününde devam etti.
Bugün Meclis önündeki açıklamaya HDP milletvekilleri Kemal Peköz, Muazzez Orhan, Şevin Coşkun, Ömer Öcalan, Abdullah Koç, Kemal Bülbül, Erol Katırcıoğlu, Serpil Kemalbay, Feleknas Uca, Sait Dede, Murat Çepni, Ayşe Sürücü, Nuran İmir ve Gülistan Kılıç Koçyiğit katıldı.
• PKK Lideri Abdullah Öcalan Şubat 1999'dan, diğer mahkûmlar Hamili Yıldırım, Ömer Hayri Konar ve Veysi Aktaş ise Mart 2015'ten beri İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi'nde tutuluyor. Öcalan, Yıldırım, Konar ve Aktaş'tan 22 aydır haber alınamıyor.
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) bahçesinde yapılan açıklamada HDP Hakkari Milletvekili Sait Dede söz aldı.
Hangi kanuna göre?
Dede, şöyle dedi:
"Her kelimede Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğunu söylüyorlar, her kelimede Türkiye'nin yasalarla yönetildiğini söylüyorlar, ama yasaları uygulama görevi olan iktidar ve Adalet Bakanlığı, maalesef bu yasaları uygulamıyor. Eğer yasalar uygulanmayacaksa, yurttaşların hakkı hukuku nasıl korunacak?
"Eğer öyle değilse, İmralı Adası'nda dünyada eşi benzeri olmayan bir tecrit neden uygulanıyor? Hangi kanuna göre bu tecrit uygulanmaktadır?
"Herkes bir an durup düşünsün. Devletin gözetimindeki insanlardan yaklaşık 22 aydır haber alınamıyor. Aileler yakınlarıyla, avukatlar müvekkilleriyle görüşemiyor, ulaşamıyor, ne durumda olduğunu bilmiyor. Bunu bu yüzyılda kabul etmek mümkün değildir. Buradan kamuoyuna sesleniyoruz. Türkiye'deki bütün sorunların altında yatan neden işte bu tecrit ve hukuksuzluktur. Bu sorunların çözümün tek yolunun da diyalog olduğu açıktır. Diyalog ve müzakere olmadan, bu ülkeye asla iç barış gelmeyecektir.
Öcalan'a cevap: Tecrit
"Sayın Öcalan sadece Türkiye için değil, dünya halkları için de bir çözüm perspektifi sunmuştur. Her fırsatta barış için hazır olduğunu dile getirmiştir. Ama maalesef Sayın Öcalan'ın bu tutumuna karşı savaş sevicileri tecritle cevap vermiştir. Biz Türkiye halkları olarak aslında bunu deneyimledik. 2013-2015 yılları arasında bu ülkede bırakın kan dökülmesini, kimsenin burnu bile kanamadı. Çünkü ortada müzakere ve görüşmeler vardı.
"Türkiye'nin sosyal ve siyasal olarak, ekonomik ve refah düzeyinin en yüksek olduğu dönemdi. Ama ne zaman tecrit ağırlaştırıldı, Türkiye'de çoklu krizler başladı. İnsanlar açlıkla, yoksullukla cebelleşmeye başladı; çatışmalar arttı. Talan, yıkım, adına ne derseniz deyin, Türkiye çıkmaz bir girdaba girdi. Bunu aşmanın tek yolu bu tecridi kırmaktan geçiyor. Eğer bu ülkede iç barış sağlanacaksa, bu tecridin kalkmasından geçiyor.
"Tecrit sadece İmralı'da Sayın Öcalan üzerinde değil ki, bütün ülkeye yayıldı. Türkiye'nin sınırlarını bile aştı. Dolayısıyla biz bu tecrit kalkana kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. Bu tecrit kalkmadan, Türkiye'ye ne doğru dürüst bir adalet ne hak hukuk yerleşir. Çünkü kaynak bellidir, sorun bellidir, muhataplar bellidir. İmralı'daki tecrit kalkana kadar mücadelemize devam edeceğiz."
Avukatlarla son görüşme: 7 Ağustos 2019Asrın Hukuk Bürosu avukatları, müvekkilleri Abdullah Öcalan'la en son 7 Ağustos 2019 tarihinde görüştü. |
(TY)