Barış Anneleri, Dolmabahçe Sarayı’nın önünde müzakere sürecine geri dönülmesi için nöbette. HDP Heyeti ile hükümetin Dolmabahçe Başbakanlık Ofisi'nde yaptığı görüşme sonucu açıklanan mutabakata sadık kalınmasını istiyorlar.
Kürtçe ve Türkçe “Analar Savaşa Geçit Vermeyecek” ve “Dolmabahçede deviren barış masasını yeniden kurulmasını istiyoruz. Biz anayız, Kürdüz, Türküz, Lazız, Çerkezis, Arabız ama anayız” pankartı ile 12 haftadır her Çarşamba üç saat sessizce barış taleplerini dile getiriyorlar.
Ellerinde Türkçe, Kürtçe ve İngilizce dövizlerde “Barış, hemen şimdi”, “Katliamlara sessiz kalmayacağız”, “Dolmabahçe mutabakatına sadık kalınsın”, “Sarayın savaşı değil halkların barışı kazanacak”, “Jı Ocalan re azadî” dövizleri var.
Konuştuğumuz kadınlar kimsenin ölmesini istemediklerini, barış istediklerini dile getiriyor. Tüm anneleri birlikte olmaya çağırıyorlar. Müzakere sürecine dönülene dek eylemi sürdüreceklerini anlatıyorlar.
“Sarayın savaşı” ve “Öcalan’a özgürlük”e polis müdahalesi
Eylem başladığı sırada yanlarına gelen sivil polisler “Sarayın savaşı değil halkların barışı kazanacak” pankartı ile PKK lideri Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünü isteyen “Jı Ocalan re azadî” dövizleri kaldırılmadığı takdirde müdahale edeceklerini söylüyorlar.
Kadınlar, eyleme bu dövizleri kaldırarak devam ediyor. Eylem süresince polislerin etrafta bekleyişi de sürüyor.
“Burada başladı, burada devrildi, burada yeniden kurulsun”
Polislerin bakışları altında nöbetteki Barış Anneleri ile konuşuyoruz
Güler Buğday, “Barışa olan ümidimizle ayaktayız” diyor ancak ölümlerin sürmesinden üzüntü duyduklarını anlatıyor.
“Barış Anneleri olarak, tüm annelerin temsilcisi olarak barış masasının kurulmasını bekliyoruz. Burada başladı, burada devrildi, müzakereler başlamadan biz burayı terk etmeyeceğiz.”
“Ölmek kötü bir şeydir”
Hüsniye Baykara, “Kimse ölmesin ölmek kötü bir şeydir” diye başlıyor sözlerine.
“Analar acı çekiyor. Bizim çocuklarımız oralarda acı çekiyor. Evde duramıyoruz. Artık yeter diyoruz. Biz de insanız. İnsan gibi yaşamak istiyoruz. Kimsenin hakkını almak için değil. Biz Kürdüz, Kürt olarak dünyada bizim hakkımız da var.
“Ne polis, ne asker… Kimsenin ölmesini istemiyoruz. Onların da anaları, babaları, evlatları var. Barış için buradayız.
“Biz anayız kimsenin ölmesini istemiyoruz. Bu dünya herkese yeter. Allah bizi Kürt olarak göndermiş. Kimsenin hakkını ellerinden almak istemiyoruz. Barış istiyoruz. Barış barış barış.”
“Asker, polis anneleri bizimle elele versin”
Emine Erbek, müzakere başlayana dek burada olacaklarını söylüyor.
“Erdoğan başka ülkenin çocuğu için ağlıyor, evet çocuktur onu da seviyoruz ama, bizim Kürtlerimiz çocuk değil mi acaba.
“Herkese sesleniyoruz bize ses versin bu dünya. Türk anneleri, Kürt anneleri, asker anneleri, polis anneleri, gerilla annelerine sesleniyorum; bizim birbirimizden farkımız yoktur. Bizimle elele versinler barış olsun. Onun çocuğu da ölmesin bizim çocuğumuz da ölmesin. Ölmek güzel bir şey değil.”
“Ne oldu da cumhurbaşkanı masayı devirdi?”
Cemile Akgün, çözüm sürecinin başlaması ile barış için herkesin umutlandığını anlattı.
“Dolmabahçe’de kar kış demeden oturmamız sadece Kürtler için değil. Bir polis anasının ağlaması asker anasının ağlaması Kürt anasının yüreğini yakar.
“Ne oldu da cumhurbaşkanı masayı devirdi. Savaş herkesi vurur acımasızdır ama barış tüm hakların kardeşçe bir yaşamasıdır. Yıllardır bu ülkenin çocuklarını, askerini polisini gençlerini katlettiniz. Cumhurbaşkanı sen analar ağlamasın diyordun her gün analar ağlıyor, asker polis anası ağlıyor.
“Her savaşın da bir onuru vardır bugün Kürdistan’daki savaş onursuz savaştır. İnsanlar sokak ortasında cenazelerini alamıyor, bebekleri buzdolabında saklıyor, bir annenin cenazesi yedi gün sokak ortasında kalıyorsa…
“Kerbela Cizre’de yaşanıyor. Türklere çağrım; Kürtler acı çekiyorsa bu acıya ortağısın. Herkes el ele vermeli. Bu sarayda verilen kararları altüst edebiliriz. Kürtlerle Türkler hani cumhuriyeti birlikte kurmuştuk. Cumhuriyetin demokratikleşmesi için Kürtler mücadele veriyor peki Türkler siz neredesiniz? Tüm anneleri çağırıyorum; gelin savaşı durduralım.”
“Türk annesi olarak barış istiyorum”
Neşe Uzun “Bir Türk annesi olarak savaşa karşıyım, barışı istiyorum” diye başlıyor söze:
“Kimsenin ölmesini istemiyorum. Barış burada bittiyse tekrar burada başlamasını istiyorum. Anneler çok acı çektiler. Hiç bir anne acı çeksin istemiyorum. Tüm annelerin tüm gelip burada oturmasını, barışı haykırmasını istiyorum.
“Hep birlikte el ele verelim, barış diyelim. Kürt, Türk, Laz, Çerkez, Alevi, Sünni fark etmiyor, hepimiz birlik olalım, hiçbirimizin çocuğu ölmesin, hiçbir anne ağlamasın, barış gelsin." (BK)
* Fotoğraf ve video: Beyza Kural