KAMER ve Hazar Derneği’in ortak düzenlediği Ortak Geleceğin İnşasında Kadın Buluşması bugün Diyarbakır’da başladı.
Üç gün sürecek buluşmanın açılış konuşmalarını Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) milletvekili Zeynep Karahan Uslu, Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) milletvekili Altan Tan, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve KAMER’den Nebahat Akkoç yaptı.
Tanrıkulu: Erkeklere rağmen barış
Tanrıkulu, son 25 yılda kadın mücadelesinin yükseldiğini ve görünürleştiğini vurguladı. “Barışı inşa edeceksek, bu kadınlar aracılığıyla olacak” dedi.
Tanrıkulu, avukatlık yaparken tanıklık ettiği, savaşta eşleri, yakınları kaybedilen kadınların hikayelerine, mücadelelerine değindi.
“Bu acıları yaşayanları barıştırmadan barışı inşa edilebileceğini düşünmek zor. Erkeklerin diline ‘Analar ağlamasın’ klişeleri yakışmıyor. Herkese, her şeye, siyaset kurumuna ve ben dahil olmak üzere erkeklere rağmen barışı inşa etmeliyiz.”
Onanç: Barış, kadınların eşitlik mücadelesini kazanmasıdır
Onanç konuşmasına, toplantıya siyasetçi kimliğiyle değil, eski KAGİDER başkanı olarak kadın aktivist kimliğiyle çağrıldığı için teşekkür ederek başladı. Onanç şöyle konuştu:
“Erkek egemen siyaset zihniyetinde sürdürülebilir barışı inşa etmek neredeyse imkansız. Daha çok kadının siyaset içerisinde varolmasını, barış sürecinin kalıcı olabilmesi için çok değerli buluyorum. Bunun için umuyorum ki daha çok kadını siyasette aktif kılacağız.
“Barış hayalimizi tarif etmeliyiz ki geleceğimizi kurgularken nasıl bir dünya hayal ettiğimizi tarif edebiliriz.
“Barış 30 yıldır 40 bin çocuğunu kaybeden ailelerin çocuğunun boşuna ölmediğine inanmasıdır. Askere gideceklerin ailelerinin yüreğine su serpilmesidir. Barış doğunun batıya umut olmasıdır. Barış, silahların karanlığında büyümeyen ekonominin yeşerebilmesi, yoksulluğun yenilgisidir. Barış, anneanneyle torunun aynı dili konuşabilmesidir. Barış, kadınların eşitlik mücadelesini kazanmasıdır. Tüm sivil aktivistlerin ve politikacıların insanlara sorumluluğudur. Bu sorumluluğu yerine getirmek için bu toplantılar çok önemli bir fırsat.”
Tan: Demokrasi için engel kalmadı
Altan Tan, farklı dünya görüşü ve hayat tarzına sahip kadınların bir araya geldiği bu toplantının, Türkiye’deki iklimi ferahlatacağını ifade etti.
Türkiye'nin bugün bir yol ayrımında olduğunu belirten Tan, başörtüsü, cemevleri, Kürtçe anadil, ruhban okulları, kasaba-şehir isimleri gibi sorunların hala çözülmediğini belirtti.
“Bundan önceki dönemde cumhurbaşkanının farklı zihniyette olması, askeri vesayet devam ettiği gibi argümanlar önümüzde duruyordu. Bugün ise bunlar geçerli değil. Demokrasi için hiçbir engelimiz yok.
“2014’te üç sandık ve anayasa referandumu cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra denildiğinden beri tüylerim diken diken. Bizim bunları sonraya bırakacak lüksümüz yok. Acil sorunlarımız var, şartlar hazır. Herkesi ikna etmek mümkün değil.
“Benim çocuklarımın anneannesiyle iletişim kurması buna bağlıysa, herkesi ikna etmek zorunda değiliz. İkna olsa da olmasa da, hak haktır. Hak sahibini kimse kendi keyfi, endişeleri ve fobileri için rehin tutamaz. İnşallah bir an evvel demokratik bir anayasa yaparız, gerekirse referanduma gideriz ama bunu ertelemeye kalkarsa, süreci çürütmeye kalkarsak, çok yazık edeceğiz. Böyle olursa Türkiye, Ortadoğu’da sorunlarını çözememiş ülkelerin girdabına girmek zorunda kalır.”
Uslu: Barışa inanç, güvene dönüştü
Zeynep Karahan Uslu, toplumun farklı kesimlerinin barışa inandığını, sürece güvendiğini söylerken, barışın sadece siyaset kurumunun çalışmasıyla değil, toplumun katkısıyla geleceğini ifade etti.
“Bugün acımızı sona erdirmek için buradayız. Tek bir kırmızı çizgimiz var, o da insan onuru. Bu topraklarda insan onurunun kırıldığı hiçbir durumu görmemek ve göstermemek üzere buradayız. Bu yola bir umutla, inançla çıkıldı.
“Şimdi toplumun farklı kesimleriyle bir araya geldiğimizde bu inancın güvene dönüştüğünü görüyoruz. Bu işi istemeyenler, bu yola yanlış milliyetçiliği, önyargılarımızı körükleyerek mayın döşeyen bir grup da var. Her şeye rağmen biz diyoruz ki, yol almak için yola çıkmak gerekir. Biz bu yola sivilleşerek, yargı reformlarını devam ederek, demokrasiyi tabana yayarak, yerel yönetimleri güçlendirerek, kavramların içini boşaltmadan devam edeceğiz.
“Artık yeni bir Türkiye var ve bu yeni Türkiye eski Türkiye’den kalan tüm önyargıları, korkuları, bariyerleri tasfiye edeceğiz. Bunu sadece siyaset kurumuyla değil, paydaşlarla elele tutuşarak yapacağız. Güvenlik görevlisinin de PKK’lının da ölmesi toplumun yüreğini yaraladı. Artık kinleri değil, sevgiyi büyüteceğiz.”
Nebahat Akkoç ise “Biz bu işe bütün gücümüzle dahil olmazsak, bu süreci de, bizsiz yapılan her iş gibi, ellerine yüzlerine bulaştırırlar” diyerek, açılış konuşmalarını sonlandırdı. (ÇT)