Diyarbakır’da düzenlenen Ortak Geleceğin İnşasında Buluşan Kadınlar toplantısının ilk oturumunda Ayşe Böhürler’in moderatörlüğünde Gülten Kaya, MAZLUMDER’den Nahide Bingöl ve Hüda Kaya “Ortak Geleceğimizi İnşa Ederken Yaralarımızı Nasıl Sarmalıyız?” sorusunun tartıştı.
Toplantıya çeşitli illerden 400'ü aşkın kadın katıldı.
Gülten Kaya: Yaraları sarmak yine kadınlara düştü
Gülten Kaya, “Yaralarımızı nasıl sarmalıyız, diyorsak yaralarımız olduğunu kabul ediyoruz. Bu durumda biraz geri gidip neden yaralandığımızı sorgulamamız gerekiyor” diye başladığı konuşmasında, yıllardır yalancı bir tarih öğretisinin çoksesliliğe, çok kültürlülüğe geçit vermediğini söyledi. Kaya yaraları sarmanın yine kadınlara düştüğünü ve iyileşmenin demokrasiyle mümkün olduğunu anlattı.
“On binlerce insanı hayattan uğurladık ve bunun yaralarını sarmak yine kadınlara düştü. Kadınlar yüne hep birlikte şifacı olmak zorunda kalacaklar ve geleceğin dünyasında istikrarı yine kadınlar kuracaklar.
“Ortak faydaların ve paydaların muhakkak bir toplumsal sözleşme haline getirilmesi gerekiyor. Dürüst bir eğitim sistemi kurmak ve bizi tektipleştiren yalancı tarihten kurtulmamız gerekiyor. Yaraların en doğru merheminin demokrasi olduğunu düşünüyorum.”
Hüda Kaya: Artık birbirimizin acılarını içselleştireceğiz
Aktivist Hüda Kaya, konuşmasında dindar kesime özeleştiri getirdi. İslam’da ve tüm ilahi dinlerde tüm insanların eşit olduğunu belirten Kaya, barış sürecinde kadınların rolünün önemine değindi.
“Bizler insanların kayıtsız şartsız eşitliğine inanan insanlarken, bakıyoruz ki en dindarların öylesine bir muhafazakarlık damarı çıkıyor ki, kendi değerlerinin üstün olduğunu, önce bizim söz hakkımız olması gerektiğini düşünüyor. Bunun dindarlıkla, inançla alakası olamaz. İnsanlığın bel kemiği adalettir.
''Bizler kardeşlerimiz zulmedilirken susan dindar kimlikli insanlar, zulme karşı susanın şeytan olabileceğini başkası için düşünürken kendimiz için neden düşünmedik. Zulüm sınırlarımızın dışında da olsa, içinde de olsa zulümdür. Roboski’de, Reyhanlı’da neden sorumlular ortaya çıkarılmıyor?
“Şimdiye kadar birbirimize bakarken belki de birbirimizin acılarını içselleştiremedik ama Allah nasip etti, kadınlar istedi ve bugün çok farklı kesimlerden kadınlar bir aradayız. Kadınlar barış için ellerini taşın altına koymazlarsa süreç sona ulaşmaz.
“Bizler tevhide inanıyoruz. Barış İslam’ın ta kendisidir. Biz tüm insanları eşit kabul ettiğimizde tevhidi kabul etmiş olacağız.
Bingöl: Empati bekliyoruz
Nahide Bingöl, “Birbirimizin yaralarını bilmeden iyileştiremeyiz” dedi ve tarih boyunca Kürtlere yaşatılanları anlattı. Kürt toplumunun yaralarının sarılması için empati beklediğini söyledi.
“Başörtüsü yoksa oy yoktur denildi ama Kürt sorununun çözümü yoksa oy yoktur denildi mi? Biz sizin tarihinizi çok iyi biliyoruz ama siz bizimkini bilmiyorsunuz. Biz hala Roboski’nin özrünü bekliyoruz. Roboski belgeselini izlersek her şeyi daha iyi anlayacağız. Orada hep ‘o iyi biriydi’ deniliyor. Biz hep size ‘iyi biri’ olduğumuzu ispat etmekle mi uğraşacağız?
“Barış sürecini çok değerli buluyoruz. Ne gerekiyorsa yapmaya da hazırız. Ama yaralarımızı saracaksak empati kuracağız. Bizim Türk kardeşleriyle hiçbir problemimiz yok. Empati bekliyoruz.” (ÇT)