Mehmet Ayvalıtaş’ın öldürülmesiyle ilgili üçüncü duruşma bugün Anadolu 8. Ağır Ceza Mahkemesinde saat 10:00'da başladı.
Hakkında zorla getirme kararı çıkarılmış olan sanık Cengiz Aktaş buna rağmen duruşmaya gelmedi. Sanık Mehmet Görkem Demirbaş ise duruşmaya katıldı.
Tanıkların ifade verdiği duruşma sonunda avukatlar, Aktaş hakkında tutuklama kararı çıkarılmasını istedi ve sanığın mazeret bile bildirmeden duruşmaya gelmediğini, hatta avukatlarının bile gelmediğini söylediler.
Sanık Demirbaş'ın avukatı, sanığın da Gezi olaylarına destek veren bir üniversite öğrencisi olduğunu söyledi ve duruşmalardan vareste tutulmasını istedi. Savcı da duruşmalara gelmeyen sanık hakkında yakalama kararı çıkarılmasını istedi.
10 dakikalık aradan sonra mahkeme başkanı ara kararı açıkladı:
"Duruşmalara gelmeyen sanık hakkında yakalama kararı çıkarılmasına, sanık Demirbaş'ın vareste tutulması talebinin reddine, keşif yapılması talebinin reddine, davayı takip eden tarafların çokluğu nedeniyle duruşma salonu yetersiz kaldığından daha büyük duruşma salonu hazırlanması için savcılığa müzekkere yazılmasına, araçta bulunan saç tellerine DNA testi yapılmasına karar verildi."
Bir sonraki duruşma 22 Eylül'de.
Sanıklardan önce tankların dinlenmesine itiraz
Ayvalıtaş ailesinin yanı sıra Berkin Elvan’ın anne ve babası Gülsüm Elvan ve Sami Elvan ile Ethem Sarısülük’ün kardeşi İkrar Sarısülük de duruşma salonundaydı. Adliye önünde de dayanıma için gelenler vardı.
İçeri önce basın alınmak istenmedi, duruşma salonu önünde izdiham çıktı. Daha sonra gazeteciler, izdihamın içinden geçerek salona girebildi. Duruşmayı izlemek isteyenler ise dışarıda kaldı.
Avukat Ayla Öztabak, duruşmanın fiziki yetersizlikleri nedeniyle aleniyet ilkesinin çiğnendiğini söyledi ve geniş salon talep etti.
Avukatlar sanıklar dinlemeden tanık çağrılarak usul hatası yapıldığını söyledi ve önce sanıkların dinlenmesini istediler.
"Sanıkların da katıldığı keşif yapılsın"
Ayvalıtaş ailesinin avukatlarından Sezer Özkan, MOBESE görüntülerinin bir türlü bulunmadığını, bir olay yeri krokisiyle davaya devam edildiğini söyledi. Özkan, dün İstanbul Teknik Üniversitesi Ulaştırma Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ergün Gedizlioğlu ile bir keşif yapıldığını anlattı. Sanıkların da katıldığı bir keşif yapılmasını talep etti.
Sanık avukatı da "polisin tek görevi vatandaşı gazlamak değil, güvenliğini de almak zorunda" diyerek talebe katıldığını belirtti. Ayrıca olayın sonradan dosyaya giren görüntülerin TÜBİTAK tarafından incelenmesini ve olayın ardından olanları görüntüleyen diğer kameraların da incelenmesini istedi. Dördüncü bir aracın da Mehmet Ayvalıtaş'ın üzerinden geçtiğini ileri sürdü. Mehmet Ayvalıtaş'ın kan örneklerinin Adli Tıp'ta saklandığının dosyada yazdığını, olay yerinde bulunan saç örneklerinin polis tarafından tespit edilemediğini, kan ve saç örneklerinin Adli Tıp'ta karşılaştırılmasını talep etti.
Taksicinin çektiği görüntüler izlendi
Avukat Öztabak da sadece olay anının değil, öncesi ve sonrasını da içeren olay yerindeki tüm kameraların görüntülerinin istenmesini talep etti.
Dosyadaki görüntülerde, oynama ve değiştirme olabileceğini, uzman bir bilirkişinin tüm görüntüleri izlemesini ve raporlamasını talep etti.
Keşif yapılmadığı için de olay yerinde hala bulunan fren izlerinin bile incelenmediğini, olay yerinde bulunan birçok diğer aracın olaya tanık olmuş olabileceğini söyledi.
Avukat Öztabak, uzmanların ve tanıkların da bulunduğu bir keşif yapılmasını istedi. Avukat Öztabak, yeni bir kamera kayıtlarına ulaştıklarını, bir taksi şoförünün çektiği bu görüntülerin sesinin dinlenmesi için mahkemeye sundu.
"Görüntülerdeki fren sesinin ve göstericilerin sesinin dinlenmesini istiyoruz."
Görüntüler duruşmada izlendi, birkaç saniyelik videoda eylemcilerin sesi ve fren sesi duyuluyor. Avukat Öztabak, bu görüntülerin de bilirkişi tarafından incelenmesini istedi.
"Sanık gelmeden yargılama yapmak, kamuoyunu kandırmak"
Avukat Ömer Kavili, "Ortada sanığın olmadığını, sanık gelmediği sürece kamuoyuna da duruşma yapılıyor denilerek kandırılmaması gerektiğini" söyledi.
Avukat Kavili, sanığın yüzüne iddianame okumadan, duruşmada dinlenmeden, yargılamaya devam edilemeyeceğini, tanıkların da dinlenemeyeceğini söyledi.
Tanıklar anlatıyor
Avukatların itirazlarına rağmen tanıklar çağrıldı.
Kendisi de eylemlere katılmış olan Ataşehir Pir Sultan Abdal Cemevi Başkanı tanık Mehmet Aslan olayı şöyle anlattı:
"AKP iktidarının biz Alevilere karşı yaptığı ayrımcılık politikalarına karşı biz de Gezi sürecinde alanlardaydık. Daha önce de E5'ten Boğaz Köprüsüne yürümüştük. Bu 2 Haziran'daki yürüyüşte de Boğaz Köprüsüne çıkmak için yürüdük."
"Olay günü gömlekleri-flamaları sallayarak araçları yavaşlatıp durdurduk, acil işi olana, hastam var diyene izin verdik. Bazı araçlar durmak istemedi. Bir taksi ve özel araç iki kişiye çarptı, arkadan gelen cip de çok hızlı şekilde geldi, taksiye çarpıp takla attı ve yerdeki insanların üzerine düştü.”
Avukat Sevgi Evren, tanık Aslan'a aydınlatmanın nasıl olduğunu sordu. Aslan da "Hava aydınlıktı, güzeldi. Yağmur yoktu. Otobanda da üstgeçitte de aydınlatma vardı. İnsanlar da durmayıp üstlerine süren araçlara tekmeleyerek tepki verdi" diye yanıtladı.
İkinci tanık Özgür Baş:
"Gösteriye katıldık, TEM otoyolu, Mustafa Kemal mahallesine geldik, 6-7 bin kişiydik. Yolun İstanbul tarafına giden şerit durdu, Ankara tarafına gidenleri de durdurmak için o tarafa geçtik. Birkaç araç durdu. Arkadan gelen ticari taksi yoldakilere çarptı. O insanlar yere düştü, arkadan gelen fren bile yapmadan taksiye çarptı ve yaralıların üstüne düştü. Çok hızlıydı, hızı 150 civarı olabilir. Hava yağışlı değildi, aydınlatma vardı."
Tanık Mehmet Durmuş:
"Yola ilk çıkanlardandım. Mehmet ve Seyit de vardı. 22:45 sıralarıydı. Bazı araçlar durdu. Cip ve ticari taksi aşırı hızlı geldi. Olay saniyeler içinde oldu. Ben ilk önce cipin çarptığını gördüm."
Tanık Hasan Yılmaz da olay anında yağmur yağmadığını söyledi. Tanık Okan Ayvalıtaş, Ayvalıtaş'a çarpan taksinin, başka şeritteyken şerit değiştirip Ayvalıtaş'a çarptığını söyledi. (AS/BK)
Ne olmuştu? |
Mehmet Ayvalıtaş Gezi direnişi eylemlerinde, İstanbul 1 Mayıs Mahallesi’nde 2 Haziran gecesi saat 22:00 sularında TEM yolunu kapatan grubun içindeydi. Eylemcilerin içine hızla giren aracın çarpması sonucu hayatını kaybetti. 19 yaşındaydı. Cumhuriyet Savcısı Müfit Büyükçolpan’ın hazırladığı iddianameye göre, olay şöyle gelişti: “Akşam 23:00 sularında aralarında Ayvalıtaş ile 17 yaşındaki kuzeni S.K.’nin de olduğu bir grup direnişçi, Mustafa Kemal Mahallesi 6 Nolu üst geçit civarında, yayalara kapalı olan yolu trafiğe kapatmak istediler, yola çıkarak araçlara dur işareti yaptılar.” “Sanıklardan Mehmet Görkem Demirbaş’ın aracı ile diğer sanık Cengiz Aktaş’ın aracı bu yolda giderken önlerindeki araçların durması ile ani fren yaptılar. Demirbaş’ın aracı, önündeki Aktaş’ın aracına çarptı. Bu çarpışmanın etkisiyle her iki araç da yoldaki Ayvalıtaş ile S.K.’ye çarptı. Ayvalıtaş hayatını kaybetti, kuzeni S.K. ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldı.” Lise öğrencisi S.K 20 gün yoğun bakımda kaldı. İddianame hazırlanmadan önce olay yerinde tanıklarla birlikte keşif yapılmadı. İddianamede MOBESE kayıtlarına yer verilmedi. Sanıklar tutuklanmadı. Ayvalıtaş’ın ölümü kayıtlara “kaza” olarak geçti. |
* Fotoğraf: twitter