* Fotoğraf: Aşk, Mark ve Ölüm filminden bir kare.
Sinemaseverlerin Atatürk Kültür Merkezi'nde ödüllü ve dikkat çeken yapımlarla buluştuğu AKM Yeşilçam Sineması'nda 31 Ocak'a kadar, prömiyerini Berlin Film Festivali'nde yapan "Aşk, Mark ve Ölüm'' filminin yanı sıra prömiyerini Sundance Film Festivali'nde yapan "Acil Durumda Jane'i Ara'' da gösterimde olacak.
Aşk, Mark ve Ölüm
Almanya'daki Türkiyeli göçmenlerin, çocuklarının ve torunlarının yaşattığı bağımsız müzik kültürünü senaryolaştıran Cem Kaya ve Mehmet Akif Büyükatalay, izleyiciye "Aşk, Mark ve Ölüm" belgeseli ile alışılmışın dışında bir seyir deneyimi sunuyor.
Daha önce Remake, Remix, Rip-Off'la büyük başarı yakalayan Cem Kaya, senaristliğin yanı sıra belgeselin yönetmenliğini de üstleniyor.
Prömiyerini Berlin Film Festivali'nde yapan ve büyük ilgi gören belgesel, müziği odak noktasına alan Türkiyeli göçmen ailelerin son 60 yıldaki değişim ve dönüşümlerini perdeye aktarıyor. Hikâyesini eğlenceli ve dolambaçlı bir dille, ilk defa gün yüzüne çıkan arşiv görüntüleri eşliğinde anlatan belgesel, Türkiyeli göçmenlerin bağımsız, dolayısıyla da pek bilinmeyen müzikal dünyasında Almanya için taşıdığı eşsiz nitelikleri sunuyor.
Türkiye'den Almanya'ya taşan müziğin 60 yıla dayanan mirasını kutlayan "Aşk, Mark ve Ölüm" hem savaş sonrası için alternatif bir tarih hem de içinde yer alan; Köln Bülbülü Yüksel Özkasap, Derdiyoklar, Cavidan Ünal, Muhabbet, Killa Hakan, Kabus Kerim, Erci E. ve Hatay Engin gibi isimlerle müzikal anlamda bir "ünlüler geçidini" ağırlıyor.
Jane Kolektifi'nin öyküsü
Tiyatro oyunlarıyla adını duyuran Phyllis Nagy'nin yönetmenliğini üstlendiği, kadın hareketinde dünya çapında değişim rüzgârları esen 1968 yıllarını beyaz perdeye aktaran "Acil Durumda Jane'i Ara", 1973'e kadar faaliyet gösteren Jane Kolektifi'nden gerçek bir öyküyü sinamaseverlerle buluşturuyor.
2022 Sundance Film Festivali'nde dünya prömiyerini yapmasının ardından Berlin'de de ana yarışmada yer alan filmin yönetmeni Phyllis Nagy, senaryosunu yazdığı Carol ile hem Oscar hem BAFTA'larda en iyi senaryo ödülüne aday gösterilmişti.
Film, Amerika Birleşik Devletleri'nde (ABD) karmaşa, değişim ve hüzün rüzgârlarının estiği dönemde bir "ev kadını" olan Joy'un hayatının dönüm noktasıyla başlıyor: Chicago, 1968.
Yeraltı kürtaj servisi
İkinci hamileliğinin sağlığını tehdit ettiği ortaya çıkınca Joy, tamamı erkeklerden oluşan sağlık kurulundan hamileliğini sonlandırma iznini alamıyor. En umutsuz anında, kendi gibi "çaresiz" kadınlara gizlice yardımcı olan, kendilerine Jane'ler adını veren bir grup kadın imdadına yetişiyor. Joy, hayatını kurtaran bu örgüte katılarak başka kadınların da kendi kararlarını almalarına yardımcı olmaya karar veriyor.
Kadınların ataerkil sistemde göğüsledikleri problemleri, nasıl sorunlarla mücadele ettiklerini ve neleri değiştirebileceklerini sinemaya aktaran film, sisteme meydan okuma isteğini de açık bir tartışmaya sunuyor.
Jane Kolektifi'ne dair ek bilgi Bu yardımından sonra Booth'a başka birçok yardım çağrısı gelmeye başlar. Sonunda bu talebi karşılamak için bir sistem kurmaya karar verir Booth. 1969'da ona katılan bir grup kadın ile Kadın Özgürleşmesi Kürtaj Rehberlik Servisi'ni kurar. Reklamları kısa ve öz: "Hamile misiniz? Yardıma mı ihtiyacınız var? Jane'i arayın". |
(TY)