Fotoğraf: DİSK / Twitter
Türk-İş Genel Başkan Ergün Atalay, Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan ve DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu bugün başlayacak 2021 asgari ücret görüşmeleri öncesinde ortak bir basın açıklaması yayınladı.
Görüşmelerin Covid-19 salgınının yarattığı insani, sosyal ve ekonomik tahribatının gölgesinde başladığı ifade eden konfederasyon başkanları salgının, başta işçiler olmak üzere tüm ücretli çalışanların yaşama şartlarını daha da ağırlaştırdığını vurguladı.
TIKLAYIN - 'Asgari ücret' nasıl belirleniyor, toplantıya kimler katılıyor?
TIKLAYIN - "Asgari ücret gerçek bir toplu pazarlıkla belirlenmeli"
Atalay, Çerkezoğlu ve Arslan açıklamada “2021’de geçerli olacak asgari ücretin, pandemi koşullarında yaşanan iş ve gelir kaybı dikkate alınarak insan onuruna yaraşır bir geçim ücreti olarak tespit edilmesi ortak düşüncemizdir” ifadelerine yer verdi.
Tespit edilecek asgari ücretin sadece asgari ücretli çalışanları değil, işsizlik ödeneği, kısa çalışma ödeneği gibi ödemeleri alan hak sahiplerini de doğrudan etkilediğini hatırlattı.
Üç işçi konfederasyonunun "insan onuruna yaraşır bir asgari ücret” belirlenmesi talebiyle bir araya gelerek ortaklaştıklarını ifade etti.
"AB ülkelerinin gerisinde"
“Asgari ücret bir pazarlık ücreti değildir. İşçinin ailesiyle birlikte insanca yaşamasını sağlayacak gelirdir” diyen konfederasyon başkanları şu açıklamayı yaptı:
“Asgari ücretin belirlenmesi müzakerelerinde göz önünde tutulması gereken öncelikli husus, çalışanların karşı karşıya bulundukları geçim koşullarıdır. Çalışanlar, yaşanılan ekonomik sıkıntıların nedeni değil mağdurudur ve ‘ülkenin içinde bulunduğu ekonomik durum’ gerekçesiyle asgari ücretin düşük belirlenmesi kabul edilemez. Türkiye'nin rekabet şartlarını düşük ücret politikasıyla sağlamak doğrultusunda bir anlayışı olmamalıdır. Ülkemizdeki asgari ücret düzeyi AB üyesi çoğu ülkenin gerisindedir.
“Bugün ücretliler üzerinde dayanılmaz boyutlarda vergi yükleri bulunmaktadır. Ücretli çalışanların eline geçen ücret, vergi nedeniyle ilerleyen aylarda düşmektedir. Asgari ücret alan işçiler bile yılın son aylarında daha düşük ücret almaktadır. Asgari ücret kadar bir gelirin ücretli çalışanlar için vergi dışı bırakılması yönünde tüm sosyal taraflar arasında görüş birliği oluşmasına rağmen -şimdiye kadar- herhangi bir düzenleme yapılmamıştır. İşverenin sosyal güvenlik primi düşürülmesine rağmen işçilerin sosyal güvenlik primi muhafaza edilmiştir.
"Vergiden muaf olmalıdır"
Üç işçi konfederasyonu, "insan onuruna yakışır" düzeyde bir asgari ücret belirlenebilmesi için, Asgari Ücret Tespit Komisyonunun çalışmaları sırasında temel alınması gereken şu ilkelere yer verdi:
- Asgari ücretin saptanmasında Anayasa'da yer alan "geçim şartları” yaklaşımına öncelikle uyulmalıdır. Günün ekonomik ve sosyal koşullarına göre işçinin ve ailesinin insanca yaşamasını mümkün kılacak ve insanlık onuruyla bağdaşacak asgari ücret belirlenmelidir. İçinde yaşadığımız salgın koşullarının yarattığı gelir kaybı ve gider artışları da dikkate alınmalıdır.
- Asgari ücret Asgari Geçim İndirimi (AGİ) hariç ve net olarak açıklanmalıdır. Bu ücretten yapılacak vergi, sosyal güvenlik vb. kesintiler net tutarın üzerine ilave edilmeli ve yıl boyunca asgari ücret açıklanan bu net ücretin altına düşmemelidir.
- Ücretlerin asgari ücrete tekabül eden kısmı vergiden muaf olmalıdır. Ayrıca ücretliler için damga vergisi uygulaması kaldırılmalıdır. Asgari ücret sonrası ilk vergi basamağı için uygulanacak oran yüzde 10 olmalıdır.
- Asgari ücret, herhangi bir ayırım yapılmadan yine ulusal düzeyde tek olarak ve yıllık belirlenmelidir. İşçilerin arasında nitelik, kıdem, işin mahiyeti gibi ekonomik amaçlı değerlendirmelerin tümünden bağımsız olarak ele alınmalıdır.
- Asgari ücret, ekonomik ölçülerin ötesinde sosyal bir ücret olarak kabul edilmeli ve bu özelliği temel alınarak belirlenmelidir.
- Devlet çalışanlar arasında ayrım yapmamalı, kamuda geçerli en düşük aylık tutarını asgari ücret belirlenirken de dikkate almalıdır.
"İşverene sağlanan destek işçilere de sağlanmalı"
Türk-İş, Hak-İş ve DİSK, asgari ücret ile bağlantılı olarak ve mevcut ekonomik koşullar da dikkate alınarak, taleplerini şöyle sıraladı:
- İşverenlere sağlanan sosyal güvenlik prim desteğin benzeri işçilere de verilmeli ve işçilerin sosyal güvenlik haklarında bir kayıp yaratmayacak şekilde işçi SGK prim payı 5 puan düşürülerek bütçeden karşılanmalıdır.
- Pandemi koşullarında işsizlik sigortasından işçilere yapılan ödemelerin (kısa çalışma ödeneği, nakdi gelir desteği ve işsizlik sigortası) alt sınırı asgari ücret olmalıdır. Pandemide iş ve gelir kaybı olan işçilere asgari ücret düzeyinden az olmayan bir nakdi gelir desteği verilmelidir. Bu destek kayıtsız çalışan işçiler için bütçeden karşılanmalıdır.
- Sosyal Devlet” ilkesi gereği "aile yardımı” çalışmayan eş için uygulamaya konulmalıdır.
- Sendikal örgütlenmenin olduğu işyerleri için asgari ücret teşviki uygulanmalıdır.
(HA)