Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, 2021 asgari ücretini belirlemek üzere yarın ilk kez bir araya gelecek olan Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplantısı öncesinde konuştu.
Çerkezoğlu, asgari ücretin Türkiye’de simgesel bir ücretten çok ortalama gelir haline geldiğini söyledi. Türkiye’de 10 milyona yakın kişinin asgari ücret civarındaki bir gelirle geçimini sürdürdüğüne dikkat çeken Çerkezoğlu, asgari ücretlinin üzerindeki vergi yükünü eleştirdi.
Asgari ücretin Türkiye’de demokratik bir şekilde belirlenmediğini dile getiren Çerkezoğlu “15 kişilik bir komisyon var. Türk-İş en fazla üyeye sahip konfederasyon olduğu için işçileri temsilen komisyonda yer alıyor. İşverenleri de Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) temsil ediyor. Hükümet temsilcileri ile işveren temsilcilerinin oyları asgari ücreti belirlemeye yetiyor” dedi.
"Asgari ücrete ulaşamayan milyonlar var"
Bu süreçte Türk-İş, Hak-İş ve DİSK olarak ortak çalışma yürüttüklerini söyleyen Çerkezoğlu “Asgari ücret uyuşmazlık durumunda masada grev hakkının olduğu, tüm konfederasyonların masada olduğu gerçek bir toplu pazarlıkla belirlenmelidir” dedi ve şöyle konuştu:
“Asgari ücret Türkiye’de artık bir simgesel ücret değil bir ortalama ücret. Çalışanların çok önemli bir kısmı asgari ücrete yakın ücretler hayatını sürdürmek zorunda. Hatta asgari ücrete bile ulaşamayan milyonlar var. Özellikle pandemiyle birlikte bu sayı katlanarak artmış durumda.
“Yine aynı şekilde yıllar içerisinde ekonomik büyümeden payını alamayan bir asgari ücret gerçeği var. Dolar ve altın fiyatları karşısında gerileyen bir asgari ücret var. Avrupa ülkeleri içinde en düşük asgari ücrete sahip ülkelerden birisi Türkiye.
“Bu nedenlerle 2021 asgari ücret pandeminin yarattığı bütün kayıpları ve yükleri göz önüne alarak belirlenmeli. Asgari ücret bir geçim ücreti değil, işçinin ailesiyle birlikte geçinebileceği oranda olmalı.
“Kaldı ki asgari ücretlinin üzerindeki vergi yükü her geçen gün ağırlaşıyor. Devlet 2008’den beri işverene 5 puanlık bir SGK prim desteği veriyor. Böylesi bir süreçte işverene yıllardır yapılan desteğin işçiye de yapılması gerektiğini savunuyoruz.
“Bu süreçte asgari ücretin tümüyle vergi dışı bırakılmalı ve SGK pirim kesintisi başta olmak üzere bütün kesintiler Hazine’den karşılanmalı.”
"Daha ikinci aydan açlık sınırının altına düştü"
2020 için belirlenen asgari ücretin daha Şubat ayından açlık sınırının altına düştüğünü belirten Çerkezoğlu “Ortalama ücret haline gelmiş asgari ücretin açlık sınırının altında olması ülke açısından kabul edilebilir bir durum değil” dedi.
Açlık sınırının 2 bin 516 liraya, yoksulluk sınırının da 8 bin 197 TL’ye yükseldiğini hatırlatan Çerkezoğlu sözlerine şöyle devam etti:
“Bugün enflasyon rakamı yıllık yüzde 14 olarak açıklandı. Ama bu ortalama enflasyon. Gıda enflasyonuna baktığınızda geçen yılın Kasım ayından bu yılın Kasım ayına yüzde 20’nin üzerinde bir artış var.
“Asgari ücretlinin en büyük gider kalemi gıda harcaması. Bütün bunları göz önüne alarak asgari ücretin gerçek bir geçim ücreti olması gerekiyor. Bu nedenle de asgari ücrette baz alınması gereken açlık sınırı değil, yoksulluk sınırıdır. Bizim tüm çabamız da bu yönde olacak.” (HA)