Şimdi aradan bir yılı aşkın bir süre geçtikten sonra olay üç kıtaya yayılmış, bir soruşturmaya dönüştü. Zanlıların 7 bin kadarının İngiltere'de yaşadığı tahmin ediliyor. Şimdi anne babalar çocuklarını bu tehlikeden nasıl koruyacaklarını düşünüyorlar.
Bin 335 yıl hapis
6 Ağustos 2001 Pazartesi günü polis Teksaslı bir bilgisayar danışmanını tutukladı. Thomas Reedy adındaki bu adam İnternet üzerinden çocuk pornosu çetesi oluşturmak suçundan tam bin 335 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Amerika Adalet Bakanlığı bu operasyona "Operation Avalanche" (Çığ Operasyonu) adını verdi.
Çünkü olay bir anda çığ gibi büyümüştü. Reedy yakalandığında internet porno çetesinin üç kıtaya yayılmış 250 binin üzerinde üyesinden ayda bir milyon 400 bin dolar kazanıyordu.
Teksas çıkışlı "Landslide Promotions" şirketinin web sitesine girenler "Çocuk pornosu için burayı tıklayın" ibaresi ile karşılaşıyorlardı. Polis için bundan daha uygun bir kanıt olamazdı.
Bin 300 kişi tutuklandı
Çocuk pornosu çetesinin diğer üyeleri Rusya ve Endonezya'da yerleşikti. Ellerindeki fotoğrafları, adresleri, bilgileri birbirine geçen üyeler ağlarını gitgide genişletmişlerdi. Polis bile soruşturma sırasında işin boyutlarından paniğe kapılmıştı.
Soruşturmanın İngiltere'deki ayağı ülkede 7 binin üzerinde üye olduğunu gösterdi. Amerikan Posta İdaresi İngiliz polisine siteye üye olanların kredi kartı bilgilerini geçmişti.
İngiliz polisinin bu konuda gelmiş geçmiş en büyük operasyonu olan "Operation Ore" (Cevher Operasyonu) çerçevesinde Ocak ayının 15'ine kadar bin 300 kişi tutuklanmıştı. Kimler yoktu ki bunların arasında: Hakimler, avukatlar, dişçiler, hastane danışmanları, okul müdürleri. 1970'lerin ünlü rock grubu Who'nun kurucusu ve gitaristi Pete Townshend de tutuklananlar arasında idi.
"Ben sübyancı değilim"
Böyle haykırıyordu Townshend. "Bana göre sübyancılık bir hastalık. İğrenç bir şey. Benim de çocuklarım var. Kendinizi tehlikeye hazırlamak için onu tanımanız gerekir" diyerek, kendisinin de çocukken taciz edilmiş olabileceğini, öz yaşam öyküsünü hazırlarken bu konuyu öğrenme gereği doğduğunu, siteye de bu yüzden üye olduğunu söylemişti.
Townshend'in haklı olup olmadığını yasal süreç gösterecek. Gösteri dünyasında sübyancılık iddiaları çok yeni değil. 2001 Kasım ayında pop dünyasının babası olarak bilinen Jonathan King sübyancılık suçundan gözaltına alınmıştı. 1980'li yıllarda altı oğlan çocuğuna cinsel tacizde bulunmaktan yedi yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. Ayrıca seks suçlusu olarak kayıtlara geçmiş, çocuklarla ilgili bir işte çalışması yasaklanmıştı.
Bu olaydan sonra Surrey polisinin araştırmaları yeni tutuklamalarla sonuçlandı.
Başka tanınmışlar
ITV televizyonunun "Stars in their eyes" adlı yetenek yarışmasının ünlü sunucusu Matthew Kelly de gözaltına alınanlar arasında. 52 yaşında, erişkin iki çocuk babası olan Kelly sübyancılıkla suçlanıyor ancak diğerleri gibi o da bu suçlamayı şiddetle reddediyor. Kelly daha sonra kefaletle serbest bırakıldı. Kelly de Townshend gibi King soruşturması çerçevesinde gözaltına alınmıştı.
1970'lerin bir başka ünlü pop grubu The Bay City Rollers'ın menajeri Tam Paton da bu soruşturma sonucu göz altına alınan üçüncü kişi. Paton da Edinburg'da tutuklanıp daha sonra kefaletle serbest bırakıldı ise de, daha sonra uyuşturucu suçundan yine göz altına alındı. The Bay City Rollers 1970'lerde İskoçya'nın en tanınmış pop grubu idi. Paton, Shang-a Lang, Bye Bye Baby, Give a Little Love adlı şarkıları ile hit olan, plakları 70 milyon civarında satan grubun 11 yıl boyunca yöneticisi idi.
"Sübyancı" avı
BBC televizyonu yapımcılarından Bob Long'un "sübyancıları" konu alan filmi 2002 Haziran ayında üç bölüm halinde yayınlandığında çok büyük yankı yarattı. Long'un iki yıl süren araştırmaları, İngiltere'de 250 binin üzerinde "sübyancı" olduğunu gösteriyordu.
En korkuncu bu insanların kurbanları arasında daha kolundaki hastane bandajı çıkmamış bebekler bile vardı. Long, İnternetin "sübyancı" yetiştirdiğini vurguluyordu: "Adam oturuyor nete, sörf yapıyor, belki erişkin pornosu kanalı arıyor, o arada çocuk pornosu kanalına denk geliyor, ona da bakıyor ve tutkunu oluyor" ve şöyle devam ediyordu: "Bu insanların bir stereotipi de yok. Bir adamla konuşuyorum. Adam işbirliğine hevesli falan. Kız arkadaşı, aktif bir sosyal yaşamı olan, son derece normal bir adam. Ertesi gün poliste bu adamın 6 yaşındaki bir çocuğa tecavüz ederken fotoğrafını görüyorum, internetten alınmış.". Long'un sözünü ettiği adam daha sonra tutuklanmış, ardından kendisini öldürmüş.
"Sübyancıların en büyük savunması çocukların da bundan hoşlandığı, ama fotoğraflardaki çocukların yüzlerindeki acıyı, dehşeti, korkuyu gören birinin buna inanması olanaksız" diyen Long'un polisle işbirliği "Operation Doorknock" (Kapı Çalınıyor Operasyonu) adlı bir operasyon başlatılmış ve sonuçta pek çok kişi tutuklanmış.
Korunmak mümkün mü?
Çocuk pornografisine ve sübyancılığa karşı hem devlet hem medya dizi dizi önlemler alıyor. Çocuklar ve anababalar İnternet suçlarına karşı uyarılıyorlar. Çocuk tacizine engel olmanın tek yolunun bunu bir sır gibi saklamamak olduğunu söyleyen yetkililer hazırladıkları web sayfalarında taciz türlerini tanımlayıp, bunların herhangi birinin görülmesi halinde derhal yetkililere başvurulması gerektiğini vurguluyorlar.
Çocukları Koruma Cemiyeti NSPCC'nin de 24 saat hizmet veren bir Çocuk Koruma Hattı var. Samaritanlar gibi bireysel manevi yardımı amaçlayan sivil toplum örgütleri de bu konuda yaygın hizmet veriyorlar.
Çocuklar okullarda da ciddi bir eğitime tabi tutuluyorlar. Çocuklara okulda şu öğütler veriliyor: "Yabancılara kesinlikle gerçek adınızı, adresinizi, telefon numaranızı vermeyin; yabancı biriyle buluşmaya asla yalnız gitmeyin; ekranda hoşlanmadığınız bir şeyle karşılaşırsanız hemen ailenizi haberdar edin"
Korkutmak istemiyorlar
Çünkü İnternet üzerindeki "sübyancılar" kendilerini çocukmuş gibi gösterip, çocuklarla chat'a giriyor, daha sonra bir yerlerde buluşma teklifinde bulunuyorlar. Kendi yaşlarında bir çocukla karşılaşacağını düşünen çocuklar da bu buluşmaya gitmekte sakınca görmüyor.
İçişleri alt düzey bakanlarından Hilary Benn "İnternet çok yararlı bir araç. İnsana yeni ufuklar açıyor. Bu yüzden insanları korkutmak istemiyoruz" diyor, ancak yetkililer çocuğun anne babasının da uyanık olması gerektiğini vurguluyorlar.
İnternette izleme
"Çocuğunuzun ne yaptığını bilin, kimlerle yazıştığını, kimlerle görüştüğünü, attığı her adımı, ondaki her tür davranış değişikliğini çok yakından izleyin. Çünkü taciz edilen çocuk mutlaka işaretler verecektir" diyen yetkililer çocuğun İnternet'te girdiği sitelerin de izlenmesi gerektiğini söylüyorlar.
Filtreler yardımı ile çocuğun girmesini istemediğiniz siteler bloke edilebilir, sizin gözünüzden kaçmış siteler "geçmiş" sayfalarından tespit edilebilir. Anne babaların erken müdahalesi ile masum bir yazışma gibi görünen chat ortamının dehşet verici bir deneyime dönüşmesi engellenebilir.
Bir yandan polis, sivil koruma örgütleri, eğitimciler, öte yandan anne babalar. Masum çocuklarımızı bu kötülükten korumaya gücümüz yetecek mi? Şimdi bütün anne babaların dilinde bu soru var. (EG/NM)