Woodhill, İngilteredeki 135 hapishane arasında mahkum intiharlarının en yüksek olduğu 10 hapishaneden biri. Bu hapishanelerde 2002de 94 mahkum kendini öldürmüş. Bu önceki yıllara oranla yüzde 29 oranında bir artış anlamına geliyor.
Hapishanelerdeki güvenlik sorunu yalnızca intiharlarla sınırlı değil. Hapishanelerden kaçan kaçana. Sudbury hapishanesinde müebbet yatan bir mahkumun akşam sayımında yerinde olmadığı fark edildi. Leyhillde yine ömür boyu hapse mahkum birinin hücresinde bulunmadığı fark edilince aramalar başlatıldı. Mahkum yakınlarda bir yerde demiryolunda ölü bulundu.
Cinayetten yargılanan riskli mahkumların çok sıkı gözetim altında tutulması, özellikle de Huntley gibi intihara eğilimli olan mahkumların her on beş dakikada bir yoklanmaları gerekiyor. Ancak hapishane sistemi mahkumların güvenliğini sağlamakta yetersiz kalıyor.
Olaylar durmuyor
Hapishanelerde saldırı ve ayaklanma olayları da artışa geçmiş durumda. Son iki hafta içinde bin 200 olay yaşandığı bildiriliyor. Long Lartinde bir mahkum karnından şişlendi. Lowdham Grangede D Blokta hücrelere molotof kokteyli atıldı.
Bedfordda iki mahkum arasında çıkan kavga sonunda 20 mahkum hücrelerine dönmemekte direndi, Parcda çıkan başka bir olayda altı mahkum havalandırmadan dönmemekte direndiler. Wealstunda ise 19 mahkum bilardo masasını kullanarak çatıya çıktı. Çıkan ayaklanma ancak iki günde bastırılabildi. Garthta soğuk yemekleri ve sıcak su olmamasını protesto eden dört mahkum hücrelerini talan ettiler.
Howard Raporu
Bu listenin sonu yok. Çünkü listeye her gün yeni olaylar ekleniyor. Hapishanelerin hali içler acısı. İngiliz hapishanelerinin acıklı halini ilk gören John Howard olmuştu. Howardın 1777de yazdığı Hapishanelerin Hali (The State of Prisons) adlı kitabının üzerine İngilterede köklü hapishane reformları geliştirilmişti.
1779da uygulanmaya başlanan reformlar sonucunda mahkumların kolonilere gönderilmesinden vazgeçilmiş, mahkumlar İngilteredeki hapishanelerde tutulmaya başlanmış, o günden sonra da hapishaneler temel ceza mekanizmaları olarak kabul edilmişti.
Ancak hapishaneler yerel yönetimlerin yetkisi altında idi. 1877de yapılan hapishane reformları ile hapishaneler hükümete bağlandılar. 1963e kadar hapishaneleri Hapishane Komisyonu yönetti. Bu komisyon lağvedildiğinde hapishaneler İçişleri Bakanlığının denetimine girdi.
Özel hapishaneler
1993te yayınlanan son Hapishaneler Yönetmeliğine göre İngiltere ve Gallerde 135 yüksek güvenlik hapishanesi, adi hapishane, ıslahevi ve eğitim hapishanesi bulunuyor. Son yıllarda özel firmaların da hapishane yönetimlerini üstlenmesi mümkün kılındı.
Sayıştay Bürosunca 18 Haziranda yayınlanan rapora göre başta Pucklchurchteki Ashfield olmak üzere özel hapishaneler yüksek standartları, başarılı uygulamaları ile dikkat çekiyor. Ancak mahkumların etkinlikleri, onlara uygulanan davranışlar, dürüstlük gibi konularda övgü toplayan özel hapishaneler bile güvenliği tam sağlayamadıkları için eleştiriliyorlar.
Gazetecinin gardiyanlığı
Hapishanelerin güvenlik sistemlerinin ne kadar gevşek olduğu geçen hafta News of the World gazetesinde yayınlanan bir raporla bir kez daha gözler önüne serildi. Gazetenin muhabiri David McGee sistemle alay eder gibi uyduruk bir CV ile Soham cinayetleri zanlısı Huntleyin yattığı Woodhill hapishanesinde gardiyan olmak için işe başvurmuştu.
Çalıştığını söylediği güvenlik firması çoktan kapanmıştı, gösterdiği referanslardan birisi uyduruktu, diğeri ise eski bir mahkumdu. Hapishane yetkilileri gerekli kontrolleri yapmamıştı. Hatta pasaportundaki gazeteci ibaresini de görmemişlerdi. McGee sorgusuz sualsiz gardiyan olarak işe alınmıştı.
Hapishanede güvenlik o kadar gevşekti ki McGee içeriye cebinde bir fotoğraf makinesi, elini kolunu sallayarak girmişti. İçeriye soktuğum patlayıcı madde ya da bıçak da olabilirdi diyen McGee 13 haftalık bir eğitim görmüş. Eğitiminin sonunda daha acemi gardiyanken Huntleyin sorumluluğu tek başına McGeeye verilmiş. McGee böylece Huntleyle röportaj yapmış, sayısız fotoğrafını çekmişti.
McGeenin röportajı gazetede yayınlandığında büyük infial uyandırdı. İçişleri Bakanlığı olayda sessiz kalırken Hapishaneler Genel Müdürlüğü olayla ilgili üst düzeyde soruşturma başlatmıştı.
Hapishane nüfusu: 73 bin 379
McGeenin raporunun ardından geçtiğimiz hafta bir de İçişleri Bakanlığından Stephen Mooreun hazırladığı rapor kamuoyuna yansıdı. Guardian gazetesinin ele geçirdigi rapora göre hapishanelerin nüfusu şu anda 73 bin 379a ulaşmış durumda.
Haftada 150 mahkum anlamına gelen bu rakam hapishanelerin güvenliğini tehdit eden en büyük unsur olarak görülüyor. Hapishaneler Baş Müfettişi Anne Owers bu rakamın ceza sisteminin çökme noktasına geldiğinin belirtisi olduğunu belirtti.
Gardiyanlar Sendikası NAPO Başkanı Harry Fletcher ise bu kadar kalabalık bir nüfusun gardiyanlar üzerinde büyük baskı uyguladığını, gardiyanların sürekli saldırıya uğradığını söyledi.
Bu paraya bu işi kim yapar?
Hapishanelerde çalışanlar için korkuyorum, o kadar çok saldırıya uğruyorlar ki kabul edilir sey değil diyen Fletchera Hapishane Çalışanları Birliğinden (Prison Officers Association) Brian Caton da destek veriyor: Bu paraya bu işi kim yapar ki?
Hapishanelerin kalabalığı, güvenlik sistemlerin yetersizliği, bütçe sorunları, gardiyan sayısının yetmezliği derken İngilterede hapishanelerdeki güvenlik tartışması doruk noktasına ulaştığı noktada İçişleri Bakanlığının soruşturmaların ötesinde yeni bir hapishane reformuna gidip gitmeyecegi merakla bekleniyor. (EG/NM)