Avrupa’da 22 ülkeden 350 avukat, İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tecrit koşullarında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan ile görüşme talebiyle 13 Eylül’de Adalet Bakanlığı’na başvurdu.
“İmralı’da 18 aydır sürdürülen haber alınamama haliyle derinleştirilen tecrit halinin işkencenin önlenmesi konusunda uluslararası ihlal teşkil ettiğini” belirten avukatlar, aynı başvuruyu Avrupa Barolar Birliği, Türkiye Barolar Birliği ve uluslararası insan hakları örgütlerine de yaptı.
Avukatlar yaptıkları başvuruya dair 14 Eylül'de, Belçika’nın başkenti Brüksel Avrupa Basın Kulübü’nde bir basın toplantısı düzenledi.
Toplantıya, çok sayıda hukuk ve insan hakları örgütü temsilcisi ile PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın avukatı Mahmut Şakar katıldı.
İmzacı avukatlardan Almanyalı hukukçu Lukas Theune, Mezopotamya Ajansı'ndan (MA) Gözde Çağrı Özköse’ye yaptıkları başvuruyu değerlendirdi.
TIKLAYIN-22 ülkeden 350 avukat Öcalan'la görüşmek için Bakanlığa başvurdu
"Dünyadaki tüm yasalar ihlal ediliyor"
“İmralı'daki tecrit durumunun bir benzeri olmadığının” altını çizen Theune, "Bazı benzer koşullar Guantanamo'da da var denebilir. Bunun dışında ABD'nin geçmişte Küba'da tutukluları avukatlarıyla görüştürmeden tuttuğu bilinen bir gerçek. Fakat İmralı'da süren bu durum şu an için benzersiz diyebiliriz. Burada Öcalan 2019'dan, diğer 3 tutuklular ise 2015'ten beri avukatlarına erişim olmaksızın tutuluyor. Bu durum bütün dünyada var olan tüm yasaları ihlal ediyor” dedi.
Theune, “uluslararası anlaşmalara göre, her tutuklunun, her zaman avukatıyla görüşme hakkı olduğunu” belirtti ve ekledi: “Bu her ülkenin hem kendi yasalarında hem uluslararası anlaşmalarda açık ve net bir şekilde yazılmıştır. Türkiye'nin İmralı'da yaptığı ise dediğim gibi benzersiz bir durum ve bunu temize çıkarmak, haklı göstermek için söyleyebilecekleri hiçbir şey yok.”
TIKLAYIN-"Selvi, Abdullah Öcalan'a tecrit uygulandığını itiraf ediyor"
"Avrupa'nın yaptırım uygulama hakkı var"
İmralı’da avukat görüşünün engellenmesinin uluslararası insan hakları ihlalinin yanı sıra Birleşmiş Milletler (BM) Sözleşmesi’nin de ihlali anlamına geldiğini söyleyen Theune, “Türkiye'ye yaptırım uygulanabileceğini, uygulanmamasının ise politik bir karar olduğunu” vurguladı:
“Avrupalı devletlerin süregelen tecride yönelik yaptırım uygulama hakkı var. Yeter ki Türkiye ile işbirliklerini durdursunlar. İmralı'da olan biten Türkiye'nin gerçekleştirdiği tek hak ihlali değil, ama en önemlilerinden bir tanesi.
“Elbette ki buna karşı yaptırım uygulanması mümkün ve bu yaptırımları uygulama hakkı ve yetkisi olan merciler var. Ancak bu politik bir karar. Yani ben bir avukat olarak bunun neden olduğunu hukuki olarak açıklayamam. Zira açıklaması hukuki değil”
"Umut hakkından muaf tutmak hukuki değil"
Türkiye'nin yakın zamanda Öcalan'ın “umut hakkı”ndan muaf tutulduğunu açıkladığını ifade eden Theune, "Türkiye'nin kendi kendine ‘şu kişiyi umut hakkından muaf tuttuk’ demek gibi bir hakkı yok. Bu hukuki değil. Hiçbir ülkenin, hiç kimsenin kendi kendine yasaların üstünde kararlar verme hakkı yok. Türkiye, yine suç işliyor” dedi.
Avukatla görüşme hakkına dikkat çeken Theune, sözlerini şöyle noktaladı: " Ne olursa olsun her insanın, her tutuklunun ailesi ve avukatları ile görüşme hakkı, temel insan hakkıdır. Abdullah Öcalan temel insan haklarından yararlanmalıdır. Mesele bu kadar basit."
(RT)