Kliniği bir sağlık kuruluşundan ziyade bir nükleer reaktörmüş gibi gösteren bu ağır güvenlik önlemleri "özgürlükler ülkesi" ABD'de son yirmi beş yıldır şiddetle süren kürtaj konusunun ne hale geldiğini açıkça gözler önüne seriyor. New York kentinde büyük bir eğlence mekanında türlü bağımlılık yapıcı maddeyi - yasadışı da olsa - bulabilirsiniz, cebinizdeki paraya göre bir eskortunuz olabilir, silah satın alabilir, özel fedai tutabilirsiniz, ama yasal da olsa kürtaj olmak ya da yapmak aynı biçimde kolay sayılmaz.
Kürtaj karşıtı gruplar bugün her zamankinden daha güçlü ve fundemantalistler. Popüler ve gündemde olan kürtaj karşıtı gruplar şiddete başvuranları protesto etseler de, ABD'nin dört bir yanında pek çok kürtaj kliniği ve doktor bu tür iddialarla şiddete maruz kalıyor.
"Kürtaj yirmi beş yıl önce yasallaştığında, ortada kürtaj karşıtı hareket yoktu", diyor kliniğin doktorlarından biri. "Galiba muhafazakarlar bu yasa karşısında şoka girdiler ve on yılda ancak örgütlenebildiler".
Kürtaj Karşıtları Güç Kazanıyor
O günden beri kürtaj karşıtları çeşitli dini ve siyasi kuruluşların içinde örgütlendiler, güçlü lobi faaliyetleri ile kürtaj karşıtı tartışmaların daha fazla gündeme gelmesini sağladılar. Tabii, karşılarında pek çok sivil toplum ve kadın örgütünü buldular.
Kürtaj karşıtları, Kurtarma Operasyonu adı altında klinikleri bombalamak, doktorları kurşunlamak gibi pek çok eylemle gündeme geldi. Bir yandan da maskeleme ve makyaj çalışmaları sürüyordu. Bu eylemleri kınayan Ulusal Hayat Hakkı Koalisyonu, kürtajın yasadışı kabul edilmesi için hukuk mücadelesine girişiyordu. Kürtajın tamamen kaldırılmasının mümkün olmadığı da bir yere kadar kabul edilince, bu kez pazarlık başladı, kürtaj karşıtları kısıtlama getirilsin istiyordu. "Yarı doğum kürtajı" diye bir terim ürettiler. Böylece iki buçuk aylıktan sonraki kürtaj işlemlerinin cezai müeyyide ile karşılanmasını talep edebileceklerdi. Oysa tıbbi çevreler bunun zaten nadir başvurulan bir yol olduğunu, belli bir dönemden sonra yapılan kürtajların sadece annenin hayatı tehlikeye girdiği için gerçekleştiğini açıklıyorlardı.
"Yarı doğum kürtajı"nın çok yaygın olduğunu savunan kürtaj karşıtları ise seslerini kesmediler. Eski başkan Clinton tam iki kere bu konuda önüne gelen bir yasayı veto etti.
Amerika Ebeveynlik Planlaması Derneği Başkanı Gloria Feldt, bu konuda kürtaj karşıtlarının büyük kamuoyu desteği almayı başardıklarını kabul ediyor. Geç dönem kürtaj vakalarına dair güvenilir istatistiklerin yetersizliği bu çevrelere güç vermiş. Feldt'e göre, kürtaj hakkı savunucuları bu tartışmaya katılmak için geç kalmış: "Keşke daha önceden karşı çıkılsaydı çünkü şu an konu tamamen saptırılmış ve yanlış tanımlanmış durumda, neyse ki artık harekete geçtik".
Kimi ülkelerde kürtaj her ne nedenden yapılırsa yapılsın serbestken, kimilerinde ise tamamen yasak. Dünyada üzerindeki kürtaj yasalarını karşılaştırmaya kalktığınızda kafanız bir hayli karışıyor.
Kürtaj karşıtları ebeveynlik duyarlılılığı ve görevleri gibi kavramlara vurgu yapıyorlar ve mevcut kürtaj yanlısı yasalar genç kadınların hayatını tehlikeye attığını iddia ediyorlar.
Kürtaj hakkı savunucuları ise kısıtlamaların ve dayatmaların daha büyük tehlikelere yol açtığı konusunda kanıtlara sahip. Uygunsuz koşullarda gerçekleşen yasadışı kürtaj pek çok kadının hayatına mal oluyor. Pek çok kadın kürtaj olmak için başka ülkelere gidiyor.
Teknoloji faktörü
Kürtaj karşıtları teknolojinin kendi yanlarında olduğunu, ultrasonda karnındaki çocuğu görme fırsatı bulan kadınların kürtajdan vazgeçtiğini söylüyor; ultrasonun doğmamış bir varlığın da insan sayılacağını kanıtladığını savunuyorlar.
Oysa teknoloji kürtaj yanlıları için de fırsatlar sunuyor. Yeni bulunan kimi ilaçların kürtaj işleminin operasyonsuz bir biçimde gerçekleşmesini sağladığını anlatıyorlar. Bu gelişmeler doktorların kadınları kürtaj kliniğine göndermeden hamileliğe son vermelerine yardım edebilir.
Kürtaj kliniklerinin birinde çalışan bir doktor, "Artık kadınların istenmeyen gebelikleri sona erdirmek için üreme yollarını, sağlıklarını, hayatlarını riske atmalarına gerek kalmadı" diyor. "Tıbbi cephede inanılmaz gelişmeler kat ettik".
Yeni kürtaj teknikleri
Bu gelişmeler içinde henüz deneme sürecinde olan methitrekstat hapı dikkat çekiyor. Kemoterapi ve ektopik gebeliğin önlenmesinde kullanılan bu ilaç, istenmeyen bir gebeliği ilk yedi hafta geçmeden sonuçlandırmada etkili. Ebeveyn Planlaması, 1996'dan bu yana binin üzerinde başarılı methitrekstat kürtajı gerçekleştiğini açıklıyor.
Kürtaj konusunda çalışan kimi doktorlar gün aşırı haplarından da umutlu. Yüksek dozdaki bu doğum kontrol hapı, ilişkiden sonraki ilk 72 saatte alındığında cerrahi müdahale riskini azaltabiliyor.
Ayrıca doktorlar manuel vakum aspriasyonu diye yeni bir yöntem daha geliştiriyor. Riskli ilişkiden sonraki on gün içinde uygulanabilen yöntem rahmin boşatılması için kolay, ağrısız ve neştersiz bir çözüm olarak kabul ediliyor.
Amerikalıların kafası insan haklarına dair pek çok konuda olduğu gibi, bu konuda da karışık. Anketler de farklı sonuçlar çıkabiliyor. Çoğu Amerikalı kürtajın yalnızca ensest ve tecavüz sonrasında ya da anne ya da çocuğun sağlığı tehlikedeyse yasal olması gerektiğini söylüyor. Anketlere katılanların %39'u kürtajın yalnızca çocuk istemeyen bekar kadınlara yasal kılınması gerektiğini savunuyor. Ama Amerikalılara 15 yaşındaki kızınız hamile kalırsa kürtaj yaptırsın mı, diye sorarsanız çoğu evet yanıtını veriyor.
Tıbbi çevreler de tartışmaları endişeyle izliyor. Kürtaj konusunda önemli çalışmalar yapan bir doktor "Doktorlar kürtaj konusunun yasallaşmasını talep ettiklerinde kadınların hayatını kurtarmak istemişlerdi" diyor. "Bu ahlaki bir konu değildi, bu bir sağlık konusuydu". "Şimdi histeri içinde bu gerçek atlanıyor".